Kainatta ölümsüz bir şey yoktur. Her şey ölür, yerine yenisi gelir, bir bakıma dağar. Sanırım, her gün, doğan güneş başka, batan güneş başkadır. Hep bir şeyler ölür, yerine yenisi gelir. İnsanda öyle, akşam başka, sabah başkadır. Bir kısım hücreler ölür, yerine yenisi görev başına gelir. İnsan senede bir defa tümden yenilenir, farkında bile olmaz. Eğer bu değişim olmasa, insanın devamlı aynı kalması gerekirdi. Ömründe kaç defa ölüyor, farkında bile değil. Kur’an buyurur: “ her canlı ölümü tadacaktır.” Yani her canlı ölecektir. İstese de istemese de bu hakikat gerçekleşecektir. Taş ta ölür, ağaç ta ölür, hayvanda ölür, ( zaten hayvan canlı demektir) , hücre de ölür, zerrede vesselam ölümsüz varlık hemen hemen yoktur. Belki farkında değiliz, gökte ki yıldızlar da ölür. Her zaman kainatta büyük evrimler, evrilmeler, devrilmeler ve yıkılmalar mevcuttur. Bu yenilenmelerin tümü, Allah’ın ( yani kainat sahibinin) diri ve canlı, Hay, olduğunu göstermektedir. Eğer yüce yaratıcı hay, diri olmasa, (haşa) evren durur ve her şey son bulur. Dünyada, günde yüz binlerce insan ölüyor. Ondan daha fazlası da doğuyor. Bunlar, bir tasarruf sahibinin her an mevcut olduğunu göstermektedir. Ölümde her kes eşit ama, acaba ölüm ötesi eşit midir ? İşte esas mesele ondan sonra başlamaktadır. Acaba ! taş gibimi öleceğiz, kuş gibimi, hayvan gibi mi , yoksa gerçek insan gibimi öleceğiz ? Allah’ın kelamı buyuruyor; “ Cehennemin yakıtı, insanlar ve taşlardır.” Demeki ki bazıları taşlarla haşrolunacak, yanacak. Allah’ la beraber olmayan, onu tanımayan, onun Resulü ile biat etmeyen, hayatın da, yaşantısın da Kur’an a yer vermeyen, elbette taş gibi haşrolacaktır. Veya Kur’an’ın ifadesi ile; orada eli boş olduğunu görünce , hayvanların toprak olduğunu bakacak , “ keşke bende ( hayvan olup) toprak olsaydım “ diyecek. ( Nebe, suresi.) Günde beş vakit eda edilen namaz, Beş defa Allah’a biat etmektir. Ona bağlılığını göstermektedir. Ey Rabbim ben seni unutmadım, aklımdasın deyip, huzurunda boyun büküyorum denektir. İnşallah burada onunla bir olan orada da beraber olacaktır. Orada , para , pul, servet, sermaye beş para etmeyecektir. Burada Alla’hı unutan , orada da kendisi unutulacaktır. “Cehenneme zümera “ olacaktır. Herkes hak ettiği yeri bulacak. Bir gün gelecek dünyada ölecektir. Çünkü o da bir canlıdır. Eğer canlı olmasa, üzerinde ki canlı olanlar ondan istifade edip hayat süremezlerdi . Burada ki görevi bittikten sonra, Allah’ın emri ile, İman ehlini cennete, küfür ehlini cehenneme boşaltacak. Sonunda ahiretten bir men zil olarak görevine devam edecektir. Yani; boşa giden hiç bir şey yoktur. Bu günün Ebu cehilleri gibi ( ilmi ile cehalette olanlar, çünkü, Ebu cehil de ilim sahibi idi) orada inanmadığının karşılığını bulacaktır. Elmas gibi olan Ebu Bekrin ruhu ile, kömür gibi olan Ebu Cehlin ruhu elbette müsavi olmayacaktır. Her canlı ölür ama, ölüm sonrası nasıl olur, onu Rabbül alemin bilir. Hakimler hakimi karar verdikten sonra, dünyanın en bilgin tabibi de gelse, ona bir çare bulması mümkün değildir. Tek gerçek, orada kurtuluş istiyorsak; burada Allah ve Resulü ile beraber olup, Kur’an a ittiba etmektir. Rabbim bizleri sırat-ı müstekımden ayırmaya. Geçici dünya hayatı bizi aldatıp Rabbimizi unutturmasın. Kainatın sahibine emanet olun.