Biliyorsunuz 2020-2021 eğitim-öğretim yılının başlayacak olması ve eğitim-öğretimin nasıl yapılacağı salgın nedeniyle tartışılıyor.
Birkaç gün önce yazdığım gibi pandemi sürecini yönetmek hiç kolay değil, hani demiştim ya, yukarısı bıyık, aşağısı sakal misali, okulları açsanız bir dert, açmasanız ayrı bir dert. Allah bakanlığı yardım etsin diyerek başlayalım. Sonra bir de duyarsız insanlarımız var, bilinçsiz ve vurdumduymaz…
Önceki akşam Doğru Cevap Kolejinde Kahramanmaraş Özel Okullar Derneği bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda ortaya çıkan sonuçlara geçmeden önce kendi düşüncemi birkaç cümle ile yazayım, sonrada onların dileklerini aktarayım.
Şunu hemen ifade edeyim, yüz yüze eğitimi herkes arzuluyor, çünkü uzaktan eğitim hiçbir zaman yüz yüze eğitimin yerine alamaz. Dolayısı ile arzumuz, eğitimin yüz yüze yapılması. Ancak öğrenci, veli ve öğretmenlerimizin sağlığı da tehlikeye atılmamalıdır. Okullarda her türlü tedbir alınmalıdır. Tedbirini alan her okula da yüz yüze eğitim için izin verilmelidir. Fakat, bu yüz yüze eğitim de sancılı olacaktır. Çünkü insan sağlığı her şeyden önemlidir.
DESTEK İSTİYORLAR
Şimdi isterseniz Kahramanmaraş Özel Eğitim Kurumlarının salgın sürecinde Milli Eğitim ve Maliye Bakanlığından Taleplerini dillendirip, sonra da son değerlendirmemi yapayım inşallah!
Detaylara girmeden yazayım. KDV indirimi istiyorlar, sonra kurumlar vergisinin alınmamasını talep ediyorlar. Dokuzuncu sınıfta ki yığılmaları dikkate alarak bir defaya mahsus olmak üzere 9. Sınıflar için her özel kuruma kontenjan desteği talep ediyorlar.
Bu kadar, taleplerinin sonunda derler ki, Anadolu sermayesi ile kurulmuş özel okullar zor durumda, çünkü veliler uzaktan eğiteme bedel ödemek istemiyor ve bu nedenle de yeterli öğrenci bulamıyoruz.
Haklılar mı? Bu sorunun cevabını elbette ben değil, siyasilerin vermesi gerekiyor. Zaten kendileri de milletvekillerimizle görüşmüşler ve yukardaki isteklerini bir dosya halinde iletmişler. Anlattıklarına göre de talepleri bakanlığa ulaştırılmak üzere söz almışlar. Hadi bakalım…
ÖNERİLERİM
Yazar Mustafa Yürekli bu konuda geçen hafta içinde net önerilerde bulundu. Biz eğitimcilerde genel olarak aynı şeyleri düşünüyoruz. Şöyle ki: “Yüz yüze eğitime geçen diğer ülkelerdeki örnekler de göz önüne alınarak; 21 Eylül’de, yüz yüze eğitim kararı, son kez tekrar gözden geçirilmelidir.
Uygulamaya geçirilmesi düşünülen farklı yüz yüze eğitim çalışmaları için yasal düzenlemeler şimdiden yapılmalı, belirsizlikler ortadan kaldırılmalıdır.
Açıklanan yüz yüze eğitim çalışmaları için öğretmen eksiklikleri mutlaka giderilmeli, yüz yüze eğitim çalışmaları başladığı gün sınıflarımızın öğretmensiz kalmaması için gerekli önlemler şimdiden alınmalıdır.
Branşı gereği yüz yüze eğitim veremeyecek durumda olan öğretmenlerimizin pozisyonu netleştirilmeli, mağduriyetler yaşanmamalıdır.
Pandemi nedeniyle geliri azalan veya işsiz kalan velilerimiz ile okullarımızın yöneticileri karşı karşıya getirilmemeli; okullarımızın tüm ihtiyaçları, Millî Eğitim Bakanlığı’mız tarafından karşılanmalıdır.
Özel okullara da velinin yükünü hafifletmek için öğrenci başı destek artırılmalıdır.
Temizlik ve güvenlik giderleri artacak okullarda, özellikle İŞKUR tarafından karşılanan personel ihtiyacı, okullar açılmadan giderilmelidir.
Unutmayalım ki uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alması mümkün değildir.”
Görüyorsunuz ki aklın yolu birdir. Şu anda özel okullar kendilerini yüz yüze eğitime de, uzaktan eğitime de hazırlamışlar. Nitekim bu toplantıda birçok özel okul müdürü ve yöneticisi ile görüştüm, Eğitim sürecinde gerekli önlemlerin alındığını ve yeni eğitim öğretim yılına hazır olduklarını vurguladılar.
Ha bu arada siyasilere de burada önemli görevler düşmekte, gerekirse tek tek okullar gezilip, ihtiyaç ve istekleri dinlenmeli ve giderilmelidir, buna devlet okulları da dahil olmalı…
Hadi hayırlısı diyeyim.