Piyasalarda, hafta başında yaşanan olayları değerlendireceğimi bir öncesi yazımda ifade etmiştim. Bu para oyunları ile ilgili geçen hafta sonunda Ekonomist Yazar Hamza Yardımcıoğlu, olacakları tahmin etmiş olacak ki; kriz öncesi: “Financial Times'dan Şok Makale! Kılıçlar Çekildi! Küresel Sermaye Meydan Okudu!” başlıkla bir video hazırlamış, faiz cephesinin operasyonu olacak şeklinde bir değerlendirme yapmıştı. Dedikleri çıktı, yüksek faiz üzerinden büyük paralar kazanan tuzu kurular, faiz karşıtı olan yeni merkez bankası başkanına karşı operasyon çektiler ve krize neden oldular. Gözleri doymayanlar kendilerince kur oyunu tezgahladılar. Bundan sonra da benzer girişimler yapacaklardır. Çünkü daha 4 ay önce altını 540 TL’ye kadar çıkarttıktan sonra ellerinden çıkartan bu doyumsuzlar, ellerinden gelen her kötülüğü yapmaya devam edeceklerdir.
Peki neler yaşadık? Bir defa yine ikiye bölündük. Muhalif ekonomistler şöyle bir değerlendirme yaptılar. Örneğin Yazar Evren Devrim Zelyut olayı şöyle görmüş. Bu Cumhuriyet Gazetesinde yayınlandı: Der ki: "Erdoğan ve ekibi deneme yanılma ile ekonomi politikası yaptığı için şimdi artan kuru görüp yarın büyük ihtimalle politikalarda devam mesajı verip kur krizini engellemeye çalışacaklardır." Aynen de öyle oldu.
İktidara yakın Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül ise: “Türkiye dün gece ağır bir ekonomik saldırıya uğradı. Londra tefecileri, Şahap Kavcıoğlu’nun MB Başkanı olmasının intikamını almak için Asya piyasalarında operasyona başlattı. Dolar yüzde 16 arttı. Bakan Lütfi Elvan’ın açıklamasıyla kur düştü. Operasyon patladı.”
Son durumu biliyorsunuz, şimdi konuyu kendi penceremden, açayım. Açayım ki, halkımız ve ilgililer gerekli tedbirleri alsınlar.
BU DÜZEN ADİL DEĞİL.
Hatırlarsanız, Berat Albayrak görevinden alındıktan sonra piyasalar coşmuş, dolar, altın, hızla aşağıya doğru inmişti. Öyle bir iniş ki, fren tutmuyor. Ve yaklaşık 4 ay içinde de 540 TL’yi gören altın, 400 TL’nin altına kadar indi, daha doğrusu indirildi. Kim yaptı, neden yaptı? Faizler artmaya başlayınca görüntü netlik kazanmaya başladı. Demek ki dedik, faiz cephesi bunu istiyormuş. İstedikleri de oldu, faizler hızla artırıldı. Borsa coştu, TL değer kazandı ama nasıl bir değer, piyasaları allak bulluk etti. Öyle ki, doların 6.5’i göreceği bile konuşuldu. Bir süre de 7 TL’nin altında gezindi durdu. Faiz arttıkça, tuzu kurular göbek atıyordu. Tabi ki avanta para. ABD ve AB ülkelerinde faiz % 1’lerde. Oradan döviz geliyor, %17-19 ile satılıyor. Bir yılda %18 kar, o ne güzel! Oysa kendi ülkelerinde sıfır faiz ile bankalar para veriyor, alan yok.
Şunu söylemek istiyorum, bir değeri olan para ya da maden her ne ise, merkez bankası başkanı ya da maliye bakanı değişirse, böyle yükselir veya düşer mi? Akıl mantık bunun neresinde, elbette bir düşüş ve yükseliş olabilir fakat bu böyle %30’larda olamaz. Bu da gösteriyor ki, altın ve dövizin sahipleri yani bankerler, haksız kazanç elde ediyorlar. Öyleyse bu tuzu kurular, mutlaka sulanmalı. Haksızlığa karşı baş kaldırmalıyız. Çünkü olan bizlere oluyor.
Bir arkadaşım anlatmıştı, emekli olmuş 480 TL’den bir miktar altın almış, gramında şu kadar zarar ettim. Oysa altın güvenli liman olarak biliyorduk, meğer öyle değilmiş!
Para oyunları ile ilgili anlatılacak çok şey var. Ama burada iki konuya mutlak söylemek gerek. Birincisi eski MÜSİAT Başkanı Erol Yarar’ın dün söylediği gibi sistemi veya düzeni değiştirmek gerekiyor.
İkincisi de üretime yönelmemiz şart; bunun içinde eğitim yatırım yapmamız gerekiyor. Çünkü ilmi elinde tutan, kuvveti de elinde tutandır.
Bakın bankerler için her yol mubahtır. Biz günahlardan uzak dururken, onlar her türlü oyunu kurarak bizi tuzağa düşürmeye çalışırlar. Öyle Türkiye battı falan gibi mesaj atanları da kınıyorum…
Dün Ahmet Bulut hocam da şöyle bir yorum yapmış: “Hakla batılın savaşı kıyamet sabahına kadar devam edecek…
Siyasal, kültürel ve ekonomik saldırılara daima hazır olmalıyız. ...
Sırtımızı Rabbimize dayar ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirsek galip olan biz olacağız inşallah.
Evet, son söz her konuda cüzi irademizi, Külli İrada Sahibi Cenab-ı Allah’a dayamamız gerekiyor…
Kalın sağlıcakla.