Futbolun olmazsa olmazı amatör ‘Ruh’tur.

Siz eğer başarıya gidecekseniz sizde en önce olması gereken O ‘Ruh’tur.

Günümüz futbolu artık bu Amatör ‘Ruh’dan uzaklaşmış ve işi ekonomiye dökmüştür.

İşin içine ‘Para’ girince işler sarpa sardı.

Mesele ‘Para’ olunca işin gayesi de ortadan kayboluyor!

Her zaman deriz, Amatör Sevgi işi, aşk işi diye…

Her zaman deriz amatör ruhu olmayan amatörden anlamaz diye…

Amatör Futbol günümüzde maalesef yok olup gidiyor.

Neden mi?, Amatör Futbol, profesyonel zihniyete dönüştüğü için…

Nasıl mı?, Amatör Futbol sevgi ile Profesyonel futbol ise para ile yapılır.

Tabi Her şey karşılıklıdır. Ama her şey para değildir.

Maalesef Amatör de de her şey para olmaya başladı.

Özellikle Kahramanmaraş’ta…

Sıradan yeni filiz diye hitap ettiğimiz sporcuya da gel oyna desen ne kadar para vereceksin diye para sorgular durumdayız.

Maalesef Amatöre para girdi, amatör bitti.

İş Profesyonel bir mecraya kayıyor.

Bu kayma her yönüyle bütün organlara işliyor!

Yani sizde bir kayma meydana geliyor!

O zaman da hedefe doğru değil de menfaate doğru kayıyorsunuz!

Para nerede ise siz de o tarafa doğru gidiyorsunuz!

Onun için futbolun bir Amatör bir de Profesyonel yanı vardır.

Tabi bu oluşum sadece futbolcu üzerinde değil ya.

Bizim konumuz futbol olduğu için futbolu konuşuyoruz.

Bu sektörden geçinenlerin hepsini kapsamakta.

Profesyonel tarafta işin başı ‘Para’dır.

‘Para’ gelsin de gerisi ne olursa olsun!

Mesele ‘Para’yı almak! Gerisi teferruattır.

Çünkü sistem ona göre dizayn edilmiştir?

Bugün ülkemizdeki futbol profesyonel sisteme göre yürümektedir.

Yani işin başı ‘Para’dır!

Yöneticilik ‘Para’yla olur.

Teknik direktörlük ‘Para’yla olur.

Futbolculuk ‘Para’yla olur.

Menejerlik ‘Para’yla  oluyor.

Velhasıl bütün işler ‘Para’yla yürümektedir.

Bu ‘Para’ kavramı böyle sürer gider.

Ne için ‘Para’ ödüyorsunuz?

Verdiğiniz ‘Para’nın karşılığında ne istiyorsunuz?

Tabi ki ‘Futbol’…

Verdiğiniz ‘Para’nın karşılığında ‘Futbol’u alıyor musunuz?

Tabiki ‘Hayır’ !

Neden alamıyorsunuz?

İşin başında işi tarif etmişsiniz.

Profesyonel Futbol diye!

Profesyonelliğin olduğu yerde iş olur mu?

Bizde olmaz!

Alacaksın ‘Para’yı yan gelip yatacaksın!

Bizde Profesyonel anlayış bu…

Öyle öğretmişler!

Ne yapsın bizim zavallılar.

Öğrendiklerini uyguluyorlar!

Emek yok, ekmek var!

Tamam futbol ne kadar adaletli yönetilirse yönetilsin sonuçta her sonuca açık bir oyun.

Üstelik top yuvarlak.

Her şeyi kurgulasanız bile top bazen kendi istediğini yapar.

Tam kontrol ederken kendisini garip bir şekilde kayıp gidiverir ya da üç metreden ağlarla buluşmak yerine havaya dikiliverir.

Zidane yaptığı bir yorumda “Bir keresinde daha top ayağıma gelmeden top da ben de gol olacağını biliyorduk” ifadesini kullanmış.

Ve bir anlamda topa can katmış.

Ayrıca salt adalet penceresinden bakarsak futbolun kurallarında da birçok adaletsizlikler var.

Mesela ceza sahasının uzak köşesinde golle ilgisi olmayan bir faul de penaltı, kalenin bir metre uzağındaki faul de.

Sert faul de sarı kart, hakeme itiraz da.

Ne var ki futbol kurallarıyla böyle bir oyun.

Hem önceden kurgulanıyor hem de her maçta yeniden yazılıyor.

Ama tüm bunlar kendi içinde.

Dışardan müdahalelerin futbolu öldürmemesi gerek.

VAR’lar, ‘VAH’lar hep bu oyuna dışarıdan müdahale etmek isteyen iktidar tutkunlarının marifeti...

Her dışarıdan müdahale de bu oyunun zevkini, heyecanını, tadını kaçırıyor.

Kalitesini de düşürüyor.

Kısacası Ruhun olmadığı yerde Futbolun tadı yok.

Kalın Sağlıcakla…