Kahramanmaraş artık bir sanayi şehri, umarım turizm şehri olmayı da başarır. Neyse, konumuz turizm değil,
sanayicilerin kalifiye eleman sıkıntısının çözümü. Bilindiği gibi ilimizde çok sayıda tekstil fabrikası var, bunun yanında çelik mutfak eşyası imal eden sanayicilerimiz de var. Dolayısı ile kentimizdeki sanayicimiz rant ekonomisini değil, yatırım yani üretim ekonomisini tercih ederek, fabrika üstüne fabrikalar açtı. Bunun sonucu olarak da fabrikalarımızın kalifiye elemanlara ihtiyaçı söz konusu… Geçmişte bu konuda meslek liselerine ihtiyaç olduğunu, dolayısı ile organize sanayi bölgelerinde mutlaka taleplere uygun okullar açılıp, buralardan eğitimli ustaların yetiştirilmesi gerektiğini belirtmiştim. Geçen hafta sonu, Görgel Çelik Mutfak Eşya Yönetim Kurulu Başkanı ağabeyim Mehmet Görgel ile bu konuda bir sohbet gerçekleştirdik. Görgel, işlerin gayet güzel olduğunu söyledikten sonra Suriyeli işçilerin ihtiyaçlarını karşılamadı önemli bir boşluğu doldurduğunu ancak yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Görgel, “ Mevcut yasaya göre, işyerleri çalıştırdıkları işçi sayısının % 10’u kadar Suriyeli işçi çalıştırabiliyor. Oysa bizim daha fazla işçiye ihtiyaçımız var. Eğer bakanlığımız Suriyelilerin yoğun yaşadığı Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep gibi illerde, bu oranı % 20’ye çıkartarak yasada değişiklik yaparsa, bizde daha fazla Suriyeli elamanları çalıştırabiliriz. Ben şahsen bu işçilerimden memnunun, çok da güzel çalışıyorlar. Bu konuda destek ve yardım bekliyoruz” dedi. Tabi bu konunun muhatapları var, kendim SGK il müdürlüğü yapmış dostlarımı aradım, görüşlerini aldım. Bu konuda, bakanlığın bilgilendirilmesi ve konuyu yetkililere iletmesi gerektiği önerildi. Mehmet Görgel kardeşime durumu anlattım, bu günlerde bu konuda dosya hazırlayarak gerekli girişimleri başlatacağını söyledi.
TİCARET ODAMIZ DEVREYE GİREBİLİR Öncelikle belirteyim ki, bu şehrin insanı olarak önce bizim işsizlerimize iş verilmesinden yanayım bu biline… Tabi ki eğitimli insanlarımızı iş başında görmek istiyoruz. Şöyle ki bir okula kayıt yaptıran öğrencilerin hepsi doktor, mühendist, öğretmen, pilot olamaz, her meslek kutsaldır ve yavrularımızın bir kısım teknik eleman, bir kısmı ise ara elaman olarak çalışacaktır. Demek ki çocuklarımız eğitimlerini lise sonuna kadar sürdürürken bir yandan da yapabilecekleri meslekler tanıtılmalı ve yönlendirilmelidirler. Hayata kısa yoldan atılmak isteyen yavrularımızı meslek liselerine yönlendirmeli, bu liseye giderken okulda teorik bilgileri alırken, öğleden sonra da yapacağı meslekle ilgili fabrikalarda çalışıp hem haşlığını çıkartmalı, hem de pratik bilgiler edinmeli. Böylece okuldan mezun olmadan, hangi fabrika da çalışacağı bilinmeli. Bu konuya anlatırken, bir hatıramı nakletmek istiyorum, 8. Sınıfların boş derslerine zaman zaman bizler de girerdik. Çocuklara rehberlik yapar, yukarda bahsettiğim konularda sohbetler yapardım, bir öğrencim, “ Hocam ben matematik dersini yapamıyorum, zorla da olmaz, ağaç işlerini seviyorum, ne yapmam gerek? Diye sormuştu.
SEVDİĞİ MESLEĞİ YAPMALILAR Evet, tıpkı bu yavrumuz gibi, öğrencilerimizi ilgi,istidat, kabiliyet, baskın zeka, irade v.b konularda farklılıklarını tespit edip, mesleğe yönlendirmek gerekiyor. Bu çocuğumuz şu anda iyi bir mobilyacı işleri de iyi ve mutlu… Bunun için, Ticaret ve Sanayi Odamız kalifiye elemanları yetiştirecek projeler hazırlamalı. Böylece hem sanayicimiz daha iyi üretim yapar, işsizlik sorunu çözülür ve neslimiz de rahatlar. Birde biz anne ve babaların çocukların eğitimini sağlamada zorlanıyoruz. Tek maaşla kaç çocuğumu üniversite de okutabilirim? Yani yıllarımı verdim, hala çocuklarımızı okutalım diye çırpınıyoruz. Elbette okutacağım, çocuğumun akademik zekası yüksek ise eyvallah! Ya yapamıyorsa, o halde yapacağı alana yönlendirilmeli. Yanılıyorsam, birileri düzeltsin. Hadi kalın sağlıcakla.