İnsan hadiselere hangi pencereden bakıyor ve bilgi birikimi ne ise öyle yorumlar. Ya da güzele bakan güzel görür! Tam tersi, çirkine bakan çirkinlikleri görür! 

Şöyle ki, kişi önce yakın çevresini görür veya daha iyi bilir. Hatta kişi kendi kendisinin en yakınıdır. Dolayısı ile kişi önce kendisini bilir, sonra yakını ve tabi ki uzaktakileri…

Doğrusu kişi kendini bilmiyorsa, haddini de bilmez, hakkını da…

Demek istediğim şu ki dostlar, insanoğlu dünyalı olduktan bu yana hem iyilikler hem de kötülüklerle yaşamış. Yakındakiler güzel olunca, dünyayı güzel görmüş. Yakın ve uzak çevresi savaşlar, açlıklar, sürtüşmeler, israf gibi çirkinliklerle dolmuş ise huzursuz olmuş, hayatı yaşanamaz olarak değerlendirmiş... 

Dün savaşlar, açlık, cinayet, göçler olmadı mı? Oldu, hemde tarihe geçecek büyük hadiseler yaşadı insanlık…

Bugün durum ne? Savaşlar devam ediyor ancak şekli değişmiş; değişmeyen şey ise insan olmuş. Bakınız günümüzde Habil ve Kabil’i temsil edenler yollarına aynen devam ediyor. 

Kabil’in çocukları, oyun üstüne oyun kuruyorlar. Gıda’ya, sağlığa, paraya, suyu el atıp, insanlığı kontrol etmeye çalışıyorlar. Açalım mı?


SAVAŞIN ŞEKLİ DEĞİŞTİ

Neden  gıda önemli? Kabil’in çocukları diyor ki: “ Gıdayı ve suyu elinde tutan insanlığı hakim olur…” İşte emperyalistlerin bakış açısı, yani güç sadece silah da değil, gıda, su ve ilaçta diyorlar(!) Doğru da söylüyorlar, insanlığın hayrına bunu yapsalar Eyvallah! Ancak onlar(siyonistler) sadece kendilerini efendi görürken, bize köle nazarı ile bakıyorlar(!)

Peki biz de onlara fırsat veriyor muyuz? Evet, işte size bir rapor: 

Dilapak geçtiğimiz günlerde, köşesinde: “ Ulvi Saran’ın Twitter’de RT ettiği bir ölüm raporuna rastladım. Burada dikkat çekici birkaç nokta var. Tablo sanki dünya derin devletinin güç temerküzü ile aynı. 32 kategoride ölüm sebepleri oransal olarak verilmiş. Tabi burada bazı Afrika, Asya, Latin Amerika gibi ülkelerden ölüm sebepleri ile ilgili istatistiki veri bulmak çok mümkün değil. Yoksul ülkelerde ölüm sebepleri açlık, savaş, terör, çocuk ölümleri şeklinde gözükebilir.

Dünyada hastalıklara göre ölüm nedenleri (2016): 1. Kalp-damar 17.6 m,  2. Kanser 8.9 m, 3. Solunum 3.5 m, 4. Şeker 3.2 m, 5. Demans 2.4 m, 6. Solunum yetmezliği 2.4 m, 7. Bebek ölümü, 1.7 m, 8. İshal 1.7 m, 9. Kaza 1.3 m, 10. Karaciğer 1.3 m, 11. Verem 1.2 m, 12. Böbrek 1.2 m, 13. Sindirim 1.1 m, 14. AIDS 1 m, 15. İntihar 0.8 m (2018 Aralık 15 verisi 1.039.909).

İlk 3 hastalıktan ölenlerin toplamı 30 milyon. Bunların ilki Kalp Damar, 17.6 milyon, 2. Kanser 8.9 milyon, 3. Solunum yolları 3,5 milyon. İlk 1., diğer ikisinden daha büyük. İlk 3, sonraki 4’ten büyük. İlk 7, takip eden 55’ten daha büyük. Derin devletin ilk 62 şirketi de aynen böyle, ilk 7, 55’ten, ilk 3 devamındaki dörtten, 1., takip eden diğer 2’den daha büyük.


TERÖRDEN BETER 

Terörden yılda 34.676 kişi ölürken, intihardan ölen insan sayısı 817.148. Evet, aşırı beslenmenin sebep olduğu obeziteden ölen insan sayısı açlıktan ölenden daha fazla. (Buraya bir not düşeyim, obezite de Türkiye 1. Olmuş. Hani Müslüman az yer, az uyur, az konuşurdu(!) Demek ki fırsatı biz veriyoruz onlara) Devam edelim.  “Size dünyamızla ilgili birkaç küçük bilgi notu daha: Şu anki Dünya nüfusu şöyle: 7.671.514.951. Dünya nüfusu 1700’lerin başında 500 milyon civarında idi. 1950 yılında yeryüzündeki dünya nüfusu 2,5 milyardı. Günümüzde ise dünya nüfusu 7 milyarın üzerinde. Amerikan Nüfus Sayımı İdaresi tahminlerine göre; 30 yıl içinde dünya nüfusu 10 milyara yakın bir seviyede olacağını tahmin ediyor…”

Dostlar buradan sesleniyorum. GDO’ya karşı savaş açmamız gerekiyor. İsrafa karşı mücadele etmeli, çevremizi koruma adına ne gerekiyorsa yapmalıyız. Doğal tohumlarımızı korumaya almalıyız. Sağlığımızı ihmal etmememiz gerekiyor…

Peki hadi yeni yıllar deyip, bitirelim.

Kalın sağlıcakla.