Bu konu eski den beri bilginler arsında tartışmalı olan Kur’an da ( mübhemat) denilen belirsiz konulardan biridir.Bizim bu konuda bildiklerimiz onlardan aldığımız bilgilerdir. Kur’an da coğrafi konumu ile belirtilen Zülkarneyn seddi genellikle müfessirler tarafından uygun olarak belirtilen yer; uzak-doğu ülkeleri olduğuna hükmedilmiştir.Bazı ulemada buranın Azerbaycan ile Ermenistan taraflarında , Türkistan topraklarının bittiği yer olarak belirtilmiştir. Yine bir kısım alimlere göre ise Türk topraklarının bittiği yer den maksat Maveraünnehir  denilen toprak parçası ise bu toprak Çin seddi yerine işaret etmektedir.( Elmalılı tefsiri).  Bediüzzaman Said Nursi de bu görüşü benimsemektedir. Bu gün Çin seddi anlatılan özellikleri taşıdığı ifade edilmektedir. Çin seddini görenlerinde bu anlatılanların doğruluğu hakkında ki görüşleri  aynı  olduğu bildirilmektedir.Böylece zalimlerin önüne duvardan bir perde, zulümlerine karşı da taştan bir sed dikilmiş oldu. Ansiklopedik bilgilere göre daha sonraları Çin hükümdarların bu seddi uzatıp genişlettikleri belirtilmektedir.Zamanla gerekli bakımları yapılarak bu güne kadar gele bilmiştir.” Acaib-i seb’a-i alem denilen” yani dünyanın yedi harikasından biri sayılan Zülkarneyn (as) mın yapmış olduğu sedlerden biri de Çin seddi olduğu biliniyor. İnsan eliyle yer yüzü sahifesine yayılan, mücessem,mütehaccir(taşlaşmış), manidar; tarih-i kadimden (geçmiş tarihten) olan Çin seddi uzun bir satır olarak okunuyor. (şualar). Bu seddin harap olması ile kıyametinde kopmasını Kur’an ın nasıl işaret ettiğini iki nükte şeklinde ifade eden Bediüzzaman şöyle demektedir. “Bu sed nasıl harap olacak, öyle de , bu sed dağ gibi metindir.Ancak dünyanın harap olmasıyla yer ile yeksan olabilir”( lem’alar.) Çin seddinden başka daha bir çok sedler yapılmıştır.Bunlardan İskender-i Rumi gibi cihangir ve güçlü hükümdarlar, bazı peyganber ve velilerde manevi bakımdan “o zülkarneyn nin arkasından gidip, ona iktida idip (ona bağlılık gösterip) mazlumları zalimlerin şerrinden kurtaracak olan o zamanın şartlarında en iyi çare olan; dağlar arasında ki sedleri yapmak ve yüksek dağ  tepelerine kaleler kurmak en iyi korunak olmuştur.Yine buna benzer Roma krallarından birisi ingiltere’de,İran Nuşirvanlarından diğer birsi de Kafkas dağlarında, bazı saldırgan kavimlerden korunmak için; Zülkarneyn gibi sedler inşa etmişlerdir.Ayrıca Zülkarneynin yaptığı se Bediüzzaman’ın ifade ettiği sed Çin seddidir. Buna göre “Onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık” ifadesinden , onlar üzerine güneşin ilk doğduğu yer olarak uzakdoğu olan Çin bölgesini işaret etmekle, yapılan seddin Çin seddi oluğu ima edilmiştir.Zül karneyn( as) mın Velimi , Peygamber mi olduğu hakkın da kesin  bir bilgi bulunmamaktadır. Bediüzzaman bu konuda; Yemen Padişahlarından biridir ki, Hz ti İbrahim zamanın da bulunmuş ve Hz ti hızırdan ders almış derken onu veli olduğuna işaret etmekle, başka bir ifadesinde “Zül karneyn olan İskender-i kebir’in ( büyük iskender’in) nübüvvetkerane ( peygambere yakışır bir şekilde) irşadatıyla derken; peygamberliğine işaret ettiği anlaşılmaktadır.( Lem’alar,s,1oo-1o1. Pek çok tefsirciler de onun peygamber olduğu görüşündedir. Çin seddini Zülkarneyn (as) yapmıştır.Kur’an ın ifadesi ile Ye’cüc ve Me’ cüc olarak isimlendirilen Mançur , moğul , ve kırgız kabileleri, Hindistan ve Çin bölgesinde yaşayan mazlum ve masum insanlara çok defa saldırıp vahşice öldürüyorlardı. Bu zalim ve çapulcu millet ,himalaya dağları arkasın da yaşıyorlardı.Girdikleri yerlerde taş üzerinde taş bırakmıyorlardı.İşte bu zalim ve gaddar milletlerin zulüm ve tecavüzlerin nin yüzünden Zül karneyn (as) lam Çin seddini yapmıştır. Allah’a  emanet olun.