Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur. Günahlar kalbi kararttığına göre günaha sebep olacak şeylerden de kaçmak gerekir. Mesela uyku mubahtır. Ancak çok uyumak kalbe kasvet verip günah işlemeye zemin hazırlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Üç şey kalbe kasvet verir: Yemeği, uykuyu ve rahat olmayı sevmek. [Deylemi] Bu ön bilgilerden sonra gelelim konumuza. Bilgi insanlar diyor ki ; “Göğsün sol tarafındaki et parçası yürektir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir.  Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir. Buna, gönül de denir. Gönül, insanlarda bulunur, hayvanlarda bulunmaz. Bedendeki bütün a’za, kalbin emrindedir. His uzuvlarımızın duydukları bütün bilgiler kalbde toplanır. İnanmak, sevmek, korkmak, insanın kalbindedir. İman eden, kâfir olan kalbdir. Kalbi temiz olan, dine uyar. Kalbi kötü olan dinden kaçar. Güzel, iyi ahlakın ve kötü huyların yeri kalbdir. Kalbi temizlemek için riyazet ve mücahede lazımdır. Riyazet, nefsin arzularını yapmamaktır. Nefsimiz, haramları, mekruhları arzu eder. Bunlardan kaçmak lazımdır. Mücahede, nefsin istemediği şeyleri yapmak demektir. Nefsimiz, iyilik ve ibadet yapmak istemez. İyilik ve ibadet ederek kalbi temizlemelidir! Allahü teâlâ dinlerini, peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi. Kalbi temiz olan, dinimizin emirlerine uyar, yasak ettiklerinden kaçar, herkese iyilik eder. Dünyada rahat, huzur içinde yaşar. Ahirette de sonsuz saadete kavuşur. Kalbi kötü olan kimse, İslamiyet’ten kaçar. Dinimizin emirlerini gericilik, tutuculuk olarak kabul eder. Dine uymamayı da ilericilik, uygarlık, özgürlük olarak bilir. Kötü huylar, kalbi, ruhu hasta eder. Hastalığın artması, kalbin, ruhun ölümüne sebep olur. Önce kalbi temizlemek lazımdır. KALBİ TEMİZ OLANLAR İnsanı Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturan yol kalbdir. İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin en zararlısı, dünya sevgisi yüzünden kalbin kararmasıdır. Bu sevgi, kötü arkadaşlardan ve lüzumsuz ve zararlı şeyler seyretmekten hâsıl olur. Faydasız kitap, [roman, hikâye, gazete, dergi] okumak, lüzumsuz şeyler konuşmak, bu sevgiyi arttırır. Kadın ve kadın resimleri [resimli dergi, filmler, tv] seyretmek, şarkı, çalgı dinlemek, bu sevgiyi kalbde yerleştirir. Bunların hepsi, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Kalb, sevgi yeridir. Sevgi bulunmayan kalb ölmüş demektir. İslamiyet’in emir ve yasaklarına uymalıdır. Kalbi uyanık olmayanın, Allahü teâlânın varlığını, büyüklüğünü ve Cennet nimetlerini ve Cehennem ateşinin şiddetini hatırlamayanın, düşünmeyenin bedeninin İslamiyet’e uyması güç olur. Bedenin İslamiyet’e severek ve kolay uyması için, kalbin temiz olması lazımdır. Kalbin temiz ve nefsin mutmainne [uysal] olduğunun alameti, bedenin İslamiyet’e seve seve uymasıdır. Namaz kılmak, kalbi temizler. Günahların affedilmesine sebep olur. Fakat, kulluk vazifesi olduğunu düşünmeden, şehvetlerini, dünya çıkarlarını düşünerek kılınan namaz, şartlarına uygun olup, sahih olsa bile, dünyada ve ahirette faydası olmaz. Namaz kılarken, Allahü teâlânın büyüklüğünü, Onun emrini yapmayı düşünmek lazımdır. Ancak, böyle kılınan namaz, kalbi temizler, insanı kötülük yapmaktan korur.” İMTNIMIZ ÖNCE NEFSİMİZ Kalp temizliği öyle kolay da değil. Daha önemlisi sabit değil. Kalp kale gibidir, günahlar karşısında çabuk yıkılır, tamiri de uzun sürer da da benim tecrübem. İşlenen günah büyükse, kale hemencecik yıkılır. Rabbinizi arar durursunuz da bulamazsınız. Çünkü büyük yara almış, kirlenmiştik.  Kalp zikir ile cilalanır ve diri kalır. Bu nedenle gün boyu zikir etmek gerekir. Zikir dedimse, hayırlı olan, güzel olan, Onun rızası için yapılan herşey zikirdir. Bu konuda birkaç yazı daha yazmak istiyorum. Ancak, şu anca mecalim kalmadı. Zannedirim,  kalbimiz hastalanmış. Son söz şunu diyelim; “Nefsin istediği her şey, sonsuz ahiret nimetleri yanında kıymetsizdir. Ahiret nimetleri altın ise dünya menfaatleri teneke bile değildir. Bu geçici basit menfaatler, sonsuz nimetlerle mukayese bile kabul etmez. Ey nefsim! Duydunmu, ölüm var, hesap var. Duymadıysan haykırayım! Hadi kalın sağlıcakla.