“Geveze birine sır söylemek, delik tepsiye su koymaya benzer!”(Mevlana)

Sır, bilinmeyen ya da çok az kişinin bildiği önemli bilgidesek,  acaba tam tanımlama yapmış olurmuyuz? Neyse sözlüğe bakarsınız…

Bu bağlamda hepimizin sırları vardır ve bazen de busırlar ağır gelir, bir dostumuz ile paylaşmak isterken,  ağzımızdan kaçıverir..

İşte bu durumda da sır sır olmaktan çıkar.

Hele adam sır küpü değilse.  İşte bunu gören büyüklerimiz “Geveze birinesır söylemek, delik tepsiye su koymaya benzer!”(Mevlana)demişler.

Hz. Ömer (r.a.) diyor ki: "Ey insanlar! Gizli hallerinizi ıslah edin ki Allah Teala da alenîhallerinizi ıslah etsin. Ahiretiniz için amel edin ki dünya işleriniz de düzenegirsin.

Aslında müslüman için sır yoktur çünkü her sırbildiğimizi Rabbimiz(cc) ilmiyle bilmektedir ve bizler O’nun bildiğinibildiğimiz içinde her davranışımızı O’nun bizi gördüğü bilinci ile yaparız.Evet biz O’nu görmüyoruz ama O(cc) bizi görmektedir.  İşte bu tespit, bu şuurda olmak Müslümanıdiğer dinlerden ayırır.

 

 DELİK TEPSİ

Görüldüğü gibi sır herkese verilmez ve insanların çoğu dasır saklamasını bilmez. Bu konuya neden girdim?

Anlatayım.

Çok yakın arkadaşlarımdan birisi, güvenilir bildiği birarkadaşına evindeki bazı sıkıntıları anlatmış, o da gitmiş eşine anlatmış.Eşide ertesi gün, bir başka arkadaşı ile paylaşmış. Söz dönüp dolaşmış,sahibine ulaşmış…

Zaten atalar ne demiş: “ Sır sahibinden çıkar!” Öyle yasiz sırrınızı güvenilir insanlara vermesseniz, o da delik tepside suyundurmadığı gibi, sırrı tutamaz ve sıkıntılar birbiri ardı sıra gelir.

Tabi olay büyür!

Burada birinci sorumlu kişi, sırrı verendir, ikincisi isesır tutmayandır, sonra da getirip onlara aktaranlardır.

 

OLAY ŞU

Serap Duygulu derki: “Hepimizin hayatında sırlarıvardır.Ya sır vermişizdir, ya da bir takım sırları öğrenmişizdir.Sır dediğimizşey o kadar ilginçtir ki, insanı bir anda uçsuz bucaksız denizlerin ortasınabırakıverir. Bildiğiniz sır bazen rahatsız edicidir, korkutur sizi; bazenmutluluk vericidir, paylaşmak istersiniz.Bazen önemlidir ve mutlaka bilinmesigerekir diye düşünürsünüz.

Sır her ne anlamda olursa olsun genellikle sır olarakkalmaya devam edemez.Mutlaka paylaşılır, mutlaka o sır iki kişiden daha fazlasıtarafından öğrenilir.

‘Söyleme sırrını dostuna,dostunun dostu vardır; o dasöyler dostuna.’ olarak bilinen bir sözümüz de var aslında…”

Sırrı bilmek dekötü,paylaşmak da. İşin en tuhaf tarafı, hepimiz çok iyi sır tuttuğumuzu iddiaederiz ama tutmayız zayıf olduğumuzdan. Demek ki neymiş, öncelikle sırtutmasını bilmemiz gerekiyormuş. Hatta sırrı sır olmaktan çıkartıp, içimizdeeritmek zorundaymışız.