Babasının ismi Abdülkadir. Devşirme olabileceği düşünülüyor. Öğrenimini Defterdar Çivizade Abdullah Abdî Çelebi’nin yanında tamamladı. Onun vefatı ile Sokollu Mehmet Paşa’nın hizmetine kâtip olarak girdi. Paşa onu hizmetine aldı çünkü o çok iyi bir hattattı. Sülüs ve Nesih’ten başka divani, rika ve siyakat hatlarını yazmayı da biliyordu. Ardından Divan-ı Hümayun Kâtibi daha sonra da paşanın sır kâtibi oldu. Daima yakınında bulundu. Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçivan ve Zigetvar seferlerine katıldı. Özellikle sonuncusunda ki hizmetleri takdir edildi. Sır Kâtibi olarak padişahın vefatını saklama ve ölümü sonrasında asayişi sağlamaya yönelik önemli görevler üstlendi. 1570’de Reisül Küttap 1573’te Nişancı oldu. III. Murat Han tahta çıkınca ona Münşeâtû’s-Selâtin isimli eserini takdim etti. 1576’da Sokollu Mehmet Paşa’ya kurulan komplonun henüz daha başlarında Vezir-i Azam Sır Kâtipliğinden ve Nişancılıktan azledildi. 1577’de tenzili rütbeyle Semendire Sancak Beyi tayin edildi. Amaç Feridun Ahmet Bey’in Sokollu’nun yanından uzaklaştırılması ve suikast zamanı geldiğinde onun paşayı korumaya çalışmasını engellemekti. Öyle de oldu. Sokollu şehit edildi. Feridun Ahmet Bey 1581 yılına kadar İstanbul’a çağırılmadı. 1581’de ikinci defa Nişancı oldu. Bu ikinci ikbal devresinde Mihrimah Sultan ile Rüstem Paşa’nın kızları Ayşe Hanım Sultan ile (1582) evlendi. Bu evliliğin Sokollu’dan dul kalan II. Selim’in kızı İsmihan Sultan ile olduğunu söyleyenler de vardır. Münşi, hattat alim bir zat olan Feridun Ahmet Bey evinde alimleri toplar onlar ile ilmi müzakerelerde bulunurdu. Divan sahibi bir şairdir. Şiirleri şair Baki’nin takdirini kazanmıştır (Divanında şifreli bir şekilde Sokollu Mehmet Paşa’nın kimler tarafından katlettirildiğini yazdığı söylenmektedir. Bu iddia divan incelenmeden kanıtlanamaz. İnşallah araştırmacılar artık yeni şeyler söylemek lazım düsturunca hareket edip divanı incelerler). Feridun Bey hayırseverde bir insandı. İstanbul Kadısı Mirşah Abdülgani tarafından tescil edilen vakfiyesine göre İstanbul ve Dimetoka’da mescit, camii, hamam, tekke, Sıbyan mektebi yaptırmış ve bunlar için Edirne, Gelibolu, Lapseki ve Yalova’da çeşitli gelir kaynakları bulunan zengin bir vakıf bırakmıştır. Feridun Ahmet Bey Osmanlı Devleti’nin kara kutusu olarak devletin bütün yazışmalarını okuma yetkisine sahipti. Beratlar, fermanlar, hatt-ı hümayunlar, divan-ı hümayun zabıtları anlaşma metinleri hatta çok gizli mektuplar halktan toplanan bilgiler yani arzuhaller onun elinin altından geçiyordu. Osmanlı için o kadar önemli bir mevkide bulunuyordu ki devlet kendisini 150 süvari ve 150 piyade ile koruyordu. İşte böyle bir adamın ve uzun yıllar boyunca Sokollu’ya hizmet etmiş birisinin neden paşanın yanında tutulmadığını takdirlerinize bırakıyorum… Feridun Ahmet Bey divanından başka 3 kitap daha yazdı. Bunlar Nüzhetül-Esrâri’l Ahbâr Der-Sefer-i Sigetvar: Sokollu Mehmet Paşa’nın namına yazılan eserde Zigetvar Seferi; Kanuni’nin vefatı üzerine olanlar ve meydana gelen hadiseler detaylıca anlatılır. Miftah-ı Cennet: 8 bölümdür bu risalede ahlaki konular işlenmiştir. Kitabın tam adı Risâle-i Miftâh-ı Cennet Der Ahlâk’dır. Bizim konumuzla yani suikastla ilgili olduğunu düşündüğümüz ve bir kısmı kayıp olan bir kitabı daha var. Münşeâtûs-Selâtin: Kitap her ne kadar Sultan III. Murat tahta çıktıktan sonra kendisine takdim edilmiş olsa da kaynaklarda anlatıldığına göre Feridun Ahmet Bey hayatının sonuna kadar kitabı yazmaya devam etti. Üstelik kitap günümüze bir hayli eksik olarak ulaştı. Kitapta Hz. Peygamber (SAV) dört halife ve Osman Gazi’den III. Murat’a kadar olan hükümdarların mektup, berat, ferman vb örnekleri bulunmaktadır. Eser 2 cilt olarak basılmıştır. Toplamda 835 vesika varmış gibi görünen kitapta Selâniki’nin ifadesine göre “III. Murat’ın cülusu için cülusuna kadar olan devre için kitapta 1880 belge” varmış. Buradan anlaşıldığına göre kitap günümüze bir hayli eksik gelmiştir. Araştırmaya açık olan bir konuda budur. Eserin kayıp parçaları nerededir? Sokollu Mehmet Paşa’nın başına gelenler anlaşılmasın diye mi saklanmış veya kaybedilmiştir? Kıymetli okuyucularımızın irfanına terk ediyorum. Feridun Ahmet Bey 1583 yılında imparatorluğun bakanlar kurulu demek olan Divan-ı Hümayunda Nişancılık görevinde iken bildiği sırlar ile birlikte hakkın rahmetine kavuşmuştur. Sokollu Mehmet Paşa’nın suikast anına ve bizim bu konudaki tespitlerimize geçmeden önce anlatılması gereken bir konu daha var. Paşanın Vezir-i Azam olduktan sonra vefatına kadar uyguladığı dış işleri politikalarını bilmemizde gerçekten fayda var çünkü şehit edilmesinde uyguladığı siyasetin etkisi olduğunu düşünen yazarlar var. Onlara göre paşa Batı istihbaratının desteği ile uyguladığı atak ve saldırgan dış politikanın bedelini ödemiştir. (DEVAM EDECEK)