Bugün minimini birler, beş ve dokuzuncu sınıflar okullarıile buluşuyor. Onlar çok heyecanlı tabi anne-babalar ve öğretmenlerde. Tabi mesleğinikutsal gören öğretmenlerden bahsediyorum. Evet öğretmenlik en kutsal meslektiraynı zamanda peygamber mesleğidir ve bundan dolayı da öğretmenliğin kendisi ‘en‘sıralamasında bir numarılı meslektir ve hatta sıradışıdır. Ancak bu mesleğibana göre bir sıraya koymak gerekiyorsa, mutlaka bir numara olmalıdır. Çünkü onun muhatabıinsandır. Bu konuya neden girdim? Hemenaçıklayayım.
Cumartesi günü, daha önce de keyifle izlediğim: “İmkansız Olasılık” isimli filmitekrar izledik. 2016 yılında çekilenfilmle ilgili düşüncelerimi aktaracağım ancak filmle ilgili içeriği seyretmeyenleriçin kısaca aktarıp sonra değerlendirmeme geçmek istiyorum.
“Film, kendi okuduğu liseye yıllar sonra öğretmen olarakgelen Tarık'ın acı hatıralarını ve kaybettiklerini yeniden hatırladığı bir semttebaşlar. Okuldaki öğrencilerini kazanmave uyuşturucudan kurtarma hikayesini anlatır. Çünkü ağabeyini uyuşturucudankaybetmiştir.
Karşılaştığı “İmkansız olasılık” denebilecek olaylarakarşı matematik öğretmeni Tarık, umudunu hiç kaybetmeden aynı yolda ilerler.Uyuşturucu belasına kapılmış sürüklenip giden öğrencilerine birer değerolduklarını onları mesleğin inceliklerini kullanarak kazanır da. Öğrencilerininaile sorunları vardır, fakat Tarıksayesinde kendilerinin farkına varan öğrenciler başarıyı yakalarlar. Birmatematik öğretmeni yalnızca matematik dersi vermenin ötesine geçip onlarınadeta hayat dersinden geçmelerini sağlamaya çalışır. İmkansız Olasılık hayatın yalnızca sizesöylenenlerden ibaret olmadığının ve kötülüğün siz istediğiniz sürece sizi elegeçirebileceğinin, buna karşı koymanın sizin elinizde olduğunun örneğini, birmatematik öğretmeninin hikayesi üzerinde yoğunlaşır.
Yönetmenliğini Murat Şenöy'ün üstlendiği filmin senaryosuTürkay Saydemer'e ait ve filmin başrolünde ise Serkan Ercan yer alır.”
EŞİ BİLE TERK EDİYOR AMA O ÖĞRENCİLERİ BIRAKMIYOR
Bu filmi biröğretmen olarak izlerken çok etkilendim ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Hatta ayıp mıdır bilmiyorum ama zaman zaman daağladım. Uyuşturucu belasına düşmüş, sistemin bilmeden ‘işi yaramaz’ olarak üstü kapalı değerlendirdiği çocuklarıhatırladım! Film sıradışıydı ve medya bu tip filmler çekmeliydi bana göre. Filmdeki öğretmen dertliydi, velilerden,okul idaresinden hatta kendi öğretmen arkadaşlarından bile destek göremiyordu.Çevresi, “ Sistem böyle ne yapabiliriz ki,bahanesi gösteriyorlardı!”
Çocuklarınıuyuşturucudan korumanın yanında onların ders başarısına da katkıda bulunanTarık Hoca, uyuşturucu satıcıları tarafından dövülür, arabası parçalanır hattaeşi bile onu terk eder. Ancak o bütün bunlara katlanarak, mücadelesinisürdürür. Çünkü sıra dışıdır. Öyle ki bir ara kendisi de bunalıyor veistifa dilekçesini veriyor. Ama müsaade etmiyorlar…
Yeri geldiğinde öğrencisinin derdi ile dertlenen,okula gelmeyen velilerin ayağına giden, haksızlık karşısında susmayan biröğretmenin hikayesini anlatan bufilmi herkesin bir daha izlemesini tekrar tekrar tavsiye ediyorum.
Neden mi?
DERT EDİNMEK
Tarık hoca gibi bu ülkede çok sıra dışı öğretmen olduğunainanıyorum. Çünkü, onlar ülkesini seven, milletine karşı sorumluluklarınınfarkında olan eli öpülesice insanlardır.
Milli Eğitim Bakanımız onlar için şöyle diyor: “ İnsan, insanın gölgesinde yetişir. Güçlü bir şahsiyet söz konusuysa,güçlü şahsiyeti olan talebeleri yetişecektir…”
Evet, bugün yenibir eğitim yılı daha başlıyor. Öğretmensadece okulda değil, sokakta, kahvehanede, sporsalonunda v.b öğrencisi ileilgilenmeli, tabi tek değil, veliler onların hep yanında olmalı, olmakistemeli. Neden?
Bu gün savaştamtamları çalıyor, insanlık bitiyor.Bakanımızın ifadesi ile eğitim modelimiz ilgiden üretime geçmek gerekiyor. “Eğitimde'bir şey yapmamız lazımın ötesinde kıyameti koparmamız lazım! Konu bu kadarönemli.
Son söz, tabiöğretmenin sıradışı olması tek başına yeterli olmuyor, veli ve öğrencininkendisi de sıradışı olmalı yani sorumluluklarını yerine getirmeli Hadi hayırlıeğitim yılı..
Ha bu arada filmitekrar izlemeyi de unutmayın. Kalın sağlıcakla.