Merhaba okurlar… ‘’Müzik ruhun gıdasıdır.’’ Hayal etmek! Bakınız Albert Einstein… ne demiş. ‘’ Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere… ‘’ Ve Müzik! Ve nostalji… Bu gün dinlediğimiz müziğin insan ruhuna ve düşüncelerine etkisinden bahsedelim mi? Aslına bakarsanız başlı başına üstünde durulması gereken bir konu… Çünkü ruhu beslemenin ve düşünceleri yenilemenin, hatta hayal kurabilmenin en güzel araçlarından biride müziktir. İnsanlara en güzel duyguları hatırlatan, en acı duygularına tercüman olan müzik ‘’ruhun gıdasıdır’’ sözü boşuna söylenmemiş. Üzgün olduğunuzda veya mutlu olduğunuzda dinlediğiniz bir müzik, sizi o an alır başka dünyalara götürür ve birçok şeyi bir arada düşünmenizi yeni fikirleri keşfetmenizi sağlar. Bir bakıma şarkılarda söylenen sözler ve o tını, hissettiğiniz o karmaşık duyguları düşünceleri ve fikirleri anlatıyordur. İnsan denilen varlık birçok nöronları içinde barındırır. Bu gün kendiniz için bir şeyler yapın… İster altmış sekiz kuşağından… Beatles’dan ‘’ Yesterday’’ ister Bob Dylan’dan ‘’ My Sister’’ ister Leonard Cohen’den ‘’ Nevervend’’ ister  ‘’Farid Farjad’ dan o eşsiz keman solo’’ ister Neşet Ertaş’tan ‘’Yalan Dünya’’ ister Barış Manço’dan ‘’Gül Pembe’’ ister Cem Karaca’dan ‘’Bence Artık Sende Herkes Gibisin’’ şarkısını dinleyebilirsiniz. Neleri yapmak isteyip yapamadığınızı ve hayallerinizi hatırlayın… Şu hayatta yapmak isteyipte yapamadığınız söylemek isteyipte söyleyemediğiniz ne çok şey var değil mi? İnsan denilen varlık biraz böyledir. Keşke der hayıflanır durur. Aslına bakarsanız insani bir davranıştır. Söylemek istediğimiz şeyleri söyleyememek yapmak istediklerimizi yapamamak… Çünkü ya şartlar el vermemiş yapamamışızdır ya da ortam müsait değildir konuşamamışızdır. Kızgınlıkları sitemleri sevgi veya nefreti yüreğe atıp susmuşuzdur. Ne yaparsınız ki hayat bazen hiçbir şey yapmadan hiçbir şey konuşmadan ve hiçbir şey söylemeden, öyle durmak zorunda bırakabilir. Hayallerinizi unutturabilir. Fakat siz yinede bu gün farklı bir şeyler yapın. İyi veya kötü geçmiş günlerin hatırına çok sevdiğiniz sizin için özel olan bir şarkıyı dinleyin ve bu zamana dönün. Şayet sinirliyseniz sinirlerinizin yatıştığınız ( yani nöronların) sakinleştiğinizi göreceksiniz. Hayata dört elle sarıldığınızı hissedeceksiniz. Sizi alıp bambaşka dünyalara götürdüğünü fark edeceksiniz. Belki çocukluğunuza belki gençlik yıllarınıza götürecektir. Belki biraz hayatı sorgulatacaktır. O zaman düşündüğünüz o saf duyguları, acı tatlı o günlerinizi hatırlatacaktır. Belki biraz hüzünlendirecektir ama olsun. Hüzünlenmek kötü bir şey değildir. Hayallerinizi hatırlayın. Yapmak istediklerinizi hatırlamaya çalışın ve yapmak istediklerinizi ne kadar gerçekleştirdiğinizi düşünün. Hayallerinizi gerçekleştirdiyseniz sorun yok. Şayet hayallerinizi gerçekleştirmediyseniz ‘’ sağlık olsun hâlâ yapabilirim’’ demeyi deneyin. Ve… Şarkılar sadece bir tınıdan ibaret değildir. Yaşadığımız bu hayat biraz çalınan senfoniye benzer. ‘’Bazen bir notaya yanlış basarsınız kötü bir ses çıkartır.’’ Fakat her zaman o yanlışı düzeltme ve doğrusunu yapma imkanı vardır. Her şarkıda insan dair hayattan ve yaşanmışlıklardan izler vardır. Bir bakıma insanı ve hayatı, iniş çıkışları bize anlatır. Şarkılar insanlara hayal kurdurur. Yapmak istediklerini hayata geçirmesine yardımcı olur. Lütfen hayal kurmayı bırakmayın. Hayatta her şey hayal etmekle başlar. Önce hayal edersiniz sonra gerçekleşmesi için harekete geçersiniz. Mutlaka ama mutlaka size özel bir hayaliniz olsun. Hayal kurmamıza yardımcı olan o güzel şarkılar da hayatımızdan eksik olmasın.  Wıllıam Russell şöyle diyor. ‘’En büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır.’’ Bu günlük bu kadar nostalji yeter… Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız. Dostoyevski …‘’Hayatta hep mutlu olursam hayalini kuracak neyim kalır.’’