Eskiden yazılı medya,  yani gazeteler  çok etkiliydi. İnsanlardan okumayanlar radyodinler, okumayı sevenler ise gazete okurlardı. Kahramanmaraş’ta en çok okunangazete, ulusal bazda Tercüman, yerelde ise Doğuş Gazetesiydi.

1986 yılında medya dünyası ile tanıştım, sonra yazılımedyada köşe yazarlığı yapmaya başladık. Sonrasında radyoculuk ve televizyonprogramcılığı da yapma fırsatımız oldu.

Bu süreç içerisinde, insanların özel hayatlarınıilgilendiren hiçbir konuya girmedim. Gazetecilik tabiri ile ’habere taklaattırma’ becerisini hiç gösteremedim…

Bu konuya girmemin nedeni artık, yazılı medyanınağırlığını görsel ve sosyal medya almış bulunuyor.  Ancak insanların da sosyal medyayı doğrukullanması gerektiğini savunanlardan oldum ki bunu iyi yapanlardan biriyim.

Tabi insanlar, akıllı telefonlarında çıkması ile birliktebütün olup bitenleri okuyor, ilginç bulduklarını paylaşıyorlar.

Ancak kimi zaman sosyal medyada da çarpıtma ve habereters takla attırma gayretleri görüyorum. Hatta gizli eller özellikle kamuyonukendi fikirleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyorlar…

Oysa sosyal medya doğru kullanılmalı. Neden mi? Açayım.

Yazar Süleyman Işığın hafta başında kaleme aldığı köşeyazısında bu bağlamda, harika bir örnek yer aldı. İsterseniz bu örneği sizinlepaylaşıp, yorumumuza geçelim.

 

SOSYAL MEDYA

“Haberlerde gözünüze ilişmiştir, teröristin biri,"İnadına  PKK'lıyım.  Yerim belli, adresim belli. Sıkıntısı olanyiyorsa gelir" diye video çekiyor ve sosyal medyada şov yaparakpaylaşıyor. İki saat sonra polis ensesine çöküyor. Yüzüstü yere yatırılanterörist bu kez de "Abi dinlerseniz anlatacağım. Abi benim hesabımbirileri tarafından ele geçirildi" diye yalvarmaya başlıyor.

Bazı sosyal medya kullanıcıları, "İstanbul polisi, sosyalmedya hesabı çalınan suçsuz adamı hukuksuzca gözaltına aldı" diye yaygarakoparıyor.

Oysa, suçsuz dedikleri adamın kendi eliyle çektiği"İnadına PKK'lıyım"konulu video hâlâ telefonda duruyor. Yaniutanmasalar, "Türk polisi adamı klonladı ve hukuksuzca gözaltınaaldı" diyecekler.

Emniyet güçleri nice zamandır azgın sosyal medyakullanıcılarına operasyon yapıyor ve gözaltına alıyor. Ancak burada asıl görevyargı mensuplarına düşüyor…

 Altını çizereksöylüyorum. Twitter denilen ortam bir iletişim aracından çok, bir terör yuvasıolarak kullanılıyor. İsteyen istediği kişiye kafasına göre hakaret edip aklahayale gelmez iftiralar atabiliyor. İsteyen istediği gibi terör propagandasıyapabiliyor…”

 

PAYLAŞIM DEYİP GEÇMEYİN

İşin doğrusu bu uç bir örnek ama çarpıcı olduğu içinköşeme taşıdım. Bazı arkadaşlarım sosyal medyayı kullanmıyor. Çünkü zararını dagörmüşler. Hatta, bu yanlış kullanımdan dolayı yuvası yıkalanlar var.

Kendim, sosyal medyayı ya yazarlığını da, iyiliğiemredip, kötülükten vazgeçirme adına kullanmaya çalışıyorum. Ayet, hadis veözlü sözler paylaşıyorum.  Köşeyazılarımı giriyorum. Çok güzel de dönütler alıyorum ki size de aynı şeyiöneririm.

Tabi sosyal medyayı kullanma bir kültürdür ki biz bukültürü henüz oluşturamadık. Medya bana göre bir okuldur, kullanıcıları isemuallimdir. Böyle olmalı…

Türkiye'yi terörize etmek isteyenler ilk adımı her daimsosyal medya üzerinden atıyor.

Şunu söylemek istiyorum. Sosyal medya deyip geçmemek lazım, hafife almak doğru değildir.Çünkü, birileri organize olup, kamuoyunu olumsuz yönlendirmeye çalışabiliyor.

İnternet gazetelerde yer alan köşe yazarlarının altındakiyorumlar bileciddiye alınmalı. Adam unatması kutsallarına sövecek.

Paylaşımlarıönemsemek gerek. Her geleni paylaşmamak gerek. Konuştuklarımızdan sorumluolduğumuz gibi paylaşımlarımızdan da sorumluyuz.

Peki, kalın sağlıcakla.