Devletler için insan önem arz eder. Hani derler ya; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” Bu nedenle her şey insan için yapılır ve insan merkeze konularak politikalar geliştirilir. Bunların başında ise sosyal politikalar vardır. Bu politikalarda devlet yalnız da değildir. Özellikle sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler devleti destekler. Bunun yanında Müslüman toplumlarda zekât müessesesi de görünür veya görünmez büyük bir zenginliktir.
Şimdi şehrimizden küçük örnek vereyim. Hayır ve İhsan Vakfı, bana göre ihtiyaç sahiplerine destek manasında müthiş bir çalışma ve gayret içinde, onlar zenginden alıp, fakirlere dağıtıyorlar. Bunun yanında valiliğe bağlı yardım kuruluşları ve belediyeler güzel çalışmalar yapıyorlar. Hele hele Ramazan ayında bu hizmetler zirve yapıyor. Örneğin aş evleri, bazen bir cami avlusunda çorba dağıtımı, geceleri dağıtılan kömür v.s.
Yukarda ifade ettiğim gibi sosyal politika uygulama alanları içinde sorunların çözülmesinde en etkin ve güçlü kurum devlettir. Devleti temsilen hem merkezi idare hem de yerel idareler, makro ve mikro anlamda sosyal politikaların hayata geçirilmesinde etkin olmak durumundadırlar.
BELEDİYELER YEREL MANADA ÇALIŞIYORLAR
Evet, kararların alınmasında merkezi idareler daha aktif rol alırken, uygulanmasında yerel idareler ve merkezi idarenin temsilcileri olan birimler öne çıkmaktadır. Bu anlamda, her il ve ilçede bulunan kamu kurumları, devletin işleyişi içinde halka en yakın kuruluşlar olarak, mahalli sorunların tespit edilmesinde, sosyal politikalar oluşturulmasında ve bu politikaların uygulanmasında önemli bir yere sahip olmaktadırlar. Özellikle refah devleti kavramının ortaya çıktığı İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, sosyal sorunların çözümünde yerel kamu birimlerinin sosyal yardım ve sosyal hizmet uygulamalarının önemi artmıştır. Ama kimi zaman da yetersiz kalabiliyorlar. Geçtiğimiz günlerde bu konuda akademik araştırmalar yapan bir kitaptan notlar almıştım, onu da sizlerle paylaşıp, konuyu bir yerde bağlayayım. “Sosyal politikaların oluşturulması ve etkin bir şekilde uygulanması üzerine yapılan araştırmalarda yerel yönetimlerin merkezi yönetime göre daha etkin olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Ersöz, 2006: 760). (Yani merkezi yönetimden daha çok yerel yönetimler sosyal politikalara önemli görülüyor…)
YEREL YÖNETİM VE VAKIFLAR DESTEKLENMELİ
Sosyal politikalara ilişkin önemli yetki ve sorumluluklarla donatılan yerel kamu yöneticileri, bulundukları bölgenin sosyo-ekonomik sorunlarının tespitinde ve çözümünde, dezavantajlı sosyal grupların mağduriyetlerinin giderilmesinde etkin roller üstlenmektedirler.
Sosyal politika başlığı altına toplanabilecek sosyal yardım, sosyal hizmet, eğitim, sağlık, kültür ve konut başlıklarında, mahalli sorunların tespit edilmesinde ve bu sorunların çözümlenmesinde yerel kamu kuruluşları, halka yakınlık derecesi oranında merkeze göre daha etkindirler. Ancak yerel kamu kurumlarının sosyal politikaları uygulamalarındaki etkinliği, büyük oranda mali yapılarına ve merkezi yönetimin sosyal devlet yaklaşımına da bağlı olmaktadır.
Bu üç akademik tespitten anlıyoruz ki, Sosyal Politikalarda Belediyeler Üst Rol almalı. Peki bizim belediyelerimiz bunu yapıyor mu?
Bizim belediyelerinin en başarılı olduğu alanlardan birisinin de sosyal hizmetler olduğunu yazıyorum, gerçekten bu işte önemli hizmetler veriyorlar. Kısmet olursa bir gün de üç belediyemizin hizmetlerinden detaylı örnek veririm.
Burada vakıfları da unutmamak gerek. Ancak bunlardan birkaçı bana göre bu işi disiplinli götürüyor…
Örneğin Hayır ve İhsan Vakfı.
Bu nedenle Ömer Paksu ve ekibini de kutluyorum.
Kalın sağlıcakla.