İkinci Dünya Savaşı yıllarıydı. Milli Şef İnönü’nün Cumhurbaşkanı, CHP’nin iktidar olduğu yıllar. Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na girmemesine rağmen savaş, halkın belini bükmüş, ekmek bile karne ile dağıtılıyordu. CHP hükümetlerinin uzun yıllardır uyguladığı ekonomi politikaları, halkın sorunlarını çözmek bir yana dursun, piyasaya karaborsacılar hâkim olmuştu. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, o yılları şöyle özetliyordu; “Zeytinyağı piyasasını tekeline alan bakan mı istersiniz, karaborsacıları koruyan vali, genel müdür ve saire mi istersiniz…” CHP’nin o dönem Başbakanı olan Şükrü Saracoğlu, savaş koşullarını fırsata çevirmek için hazırlattığı 17 maddelik ‘Varlık Vergisi’ kanununu 9 Kasım 1942'de TBMM'ye sevk etti. Demokrasinin yılmaz bekçisi olan CHP’nin Varlık Vergisi kanunu, TBMM'de hiç tartışılmadan, görüşülmeye dahi açılmadan 11 Kasım'da 350 milletvekilinin oybirliğiyle kabul edildi. 12 Kasım 1942'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunu bir günde onaylayan Milli Şef, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü: “Varlık vergisi haklı bir tedbir olarak kabul edilmiştir, bu hükmü veren milletin vicdanıdır” diye savunmaktan geri durmuyordu. Dönemin İstanbul Defterdarı Faik Ökte’ye göre uygulamada yükümlüler, Maliye Bakanlığı’nın belirlediği dört gruptan birine göre vergilendirildiler. M grubu (Müslümanlar) takdir edilen matrahın yüzde 12.5'ini, G grubu (gayrimüslimler) yüzde 50'sini, D grubu (dönmeler) yüzde 25'ini, E grubu (ecnebiler) yüzde 12.5'ini ödemekle yükümlüydü. Çiftçiler de yüzde 5’ini ödeyeceklerdi. Varlık Vergisi, acımasız yöntemlerle uygulanıyor, Nazilerin toplama kamplarını çağrıştıran “çalışma kamplarında” toplanan vergisini ödeyememiş vatandaşlar, Deveboynu Geçidi (Erzurum), Van ve civarı, Zigana Dağı, Bitlis, Elazığ, Kop Dağı, Diyarbakır, Siirt ve Palu gibi duyanların yüreğine korku salan, gözden uzak yerlerde işçi olarak çalıştırılıyordu. 9-13 Eylül 1943 tarihleri arasında Cyrus Sulzberger, The New York Times gazetesinde Varlık Vergisi’ni eleştiren bir yazı dizisi yayımlamış, bu yazılardan sonra 17 Eylül’de toplanan TBMM, çıkardığı 4501 sayılı kanunla, henüz tahsil edilmemiş borçların silinmesine karar vermiş ve sürgündeki işçiler yani varlık vergisine tabi tutulanlar evlerine dönmüştü. Gelelim bu güne. AK Parti ve MHP tarafından hazırlanan Anayasa Değişikliği Teklifi, yaklaşık iki ay süren çalışmanın ardından TBMM’ne sevk edildi. İlk olarak anayasa komisyonunda görüşülen teklif, on günlük çalışmanın ardından 18 madde olarak kabul edilerek Genel Kurula sevk edildi. 9 Ocak’ta başlayan görüşmelerin ilk turunda meclis 90 saat mesai yaptı. Bu görüşmeler sırasında CHP milletvekilleri 908 dakika, AK Parti milletvekilleri 771 dakika, MHP milletvekilleri 365 dakika ve HDP milletvekilleri ise 492 dakika konuştu. Tutanaklara 3 bin 59 sayfa olarak yansıyan bu görüşmeler neticesinde yapılan ve her maddenin tek tek gizli oylanması sonucunda Anayasa Değişikliği Teklifi, 21 Ocak tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yasalaşan Anayasa Değişikliği Teklifi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayından sonra Resmi Gazete’de yayınlanacak ve yürürlüğe girmesi için referandum yapılacak. Anayasa Değişikliği Teklifinin kabul edilip, yasalaşmasının ardından mecliste gurubunu toplayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'lilerin kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşların demokratik, özgür ülkede yaşamasını istediğini, kendileri gibi düşünmeyenlerin de özgürce düşüncelerini ifade edecekleri bir Türkiye arzuladığını anlattı. Ey Kılıçdaroğlu, ey CHP milletvekilleri, ey CHP tabanı, siyasi tarihi ‘Varlık Vergisi’ gibi yüzlerce kanun, yasa ve uygulama ile dolu olan bir partinin yönetici ve mensupları olarak, söylediklerinize sizler inanıyor musunuz? Hem bu beylik lafları sarf edip hem de, milletin önüne gelecek olan referandum sandığına karşı çıkışınızı, hangi hukukun üstünlüğüne ve hangi anayasaya göre açıklıyorsunuz? Milletin Meclisinde sergilediğiniz nahoş tutum ve davranışları, milletin kürsüsünü işgal etmenizi ve yıkmanızı söylemiyorum bile. Hele hele CIA belgelerinden çıkan 27 Mayıs 1960 darbesi ile ilgili mevzuyu hiç gündeme bile almıyorum. Varlık Vergisi’nin gündeme gelişi, kabulü ve uygulaması ışığında yukarıdaki iki sorunun cevabını millete izah edin, söz veriyorum referandum da oyumu sizden yana kullanacağım.