Bu gün, kadın- erkek ilişkilerinden ve davranışlarından konuşalım mı? Aslınabakarsanız bu konu kısa bir yazıyla geçiştirilebilecek bir yazı değil… Amahayatın içinden bir kesit sunabiliriz. Önce, kadın nasıl bir varlık ona bakalımmı? Gerçeği söylemek gerekirse kadın, zarif ve naif bir varlıktır. Tıpkıkelebekler gibi örselersen hemen ölür… Bu manevi bir ölüştür… Bir diğer yandanise güçlü bir varlıktır. Bütün olumsuzluklara karşı direnç gösterir.Dayanıklıdır. Erkek nasıl bir varlık ona bakalım mı? İlk aklımıza gelen güçlübir canlı varlık olduğu düşüncesidir… Bu güç beden gücü olarak tanımlanır veöne çıkar… Erkek güçlü kadın zayıf portresi hafızamıza yer etmişken, hayatayansıması nasıldır? Bakalım mı?... Birçok kadın erkeklerin maddeten daha güçlüolduğunu kabul etmiştir. Ne yazıktır ki günümüz dünyasında bazı erkekler bugücü kadınların üstünde şiddet uygulama olarak algılamaktadırlar… Oysa bu güçyaratılış itibariyle erkeğe sorumluluk ve yükümlülük anlamında verilmiştir.Fiziki güç anlamında değil… 

Bu güne gelince… Kadın- erkek eşitsizliği kadının toplum içinde saygınlığıolmaması ve şiddet uygulayan erkeklerin davranışlarını sorgulamamızı bir kezdaha gündeme getirmiştir. Ataerkil bir toplum oluşumuz ve geçmişten beridirsüre gelen ‘’erkek egemen toplum algımız’’ kadınların daha çok yok sayılmasınahatta ‘’sözel ve fiziksel şiddete’’ maruz kalmasına neden olmaktadır. Erkeğinher anlamda psikolojik baskısı kadınları kendi kişiliğinden ve karakterindenuzaklaştırmaktadır. Toplum bilimcilerin kadın – erkek davranışları üzerineayrıntılı bir araştırma yapması gerekmektedir. Birçok ailede kadın ikinci sınıfinsan muamelesi görmektedir. İnsan yerine bile konulmadığı zamanlar vardır.Erkek hegemonyası Türk aile yapısını içten içe çürütmektedir. Erkek, aile kavramındakendine biçilen rolü abartmış ve tapındırmaya kadar götürmektedir. Kadınlarınbirçoğu ya babasından ya ağabeyinden ya da kocasından korkmaktadır. Görüyormusunuz? Ailede korkunun nasıl yer ettiğini? Oysa bizim dinimizde Allah’ tanbaşka hiç kimseden korkmayacaksın öğretisi vardır. Durum böyleyken; kadınlar enyakınlarından neden korkar olmuştur? Korkmayanlar da zaten ya sözel şiddete yada fiziksel şiddete maruz kalarak öldürülüyorlar.

Gün geçmiyor ki manşetlerde bir kadın cinayeti veya aile katliamı ilekarşılaşmayalım… Düşününüz ki bir koca ‘’ karısını bıçaklıyor ve iki kızçocuğunu öldürüyor…’’  Bu insanlar, nasıl bir düşünce yapısına sahipler ki‘’ insan öldürmekten katil olmaktan korkmuyorlar.’’ Kanunların bunlara en ağırcezayı uygulaması gerekiyor. Çünkü böyle devam ederse korkarım kadıncinayetlerinin önüne geçilemez. Adaletsizlik toplumları derinden yaralar. Nasılbir adalet sistemimiz var ki bu katil ruhlu erkeklere öldürme cesareti veriyor?Hâkimler yani karar mercilerinin davranışları ve psikolojileri hakkında dabilimsel bir araştırma yapılması gerekiyor… Çünkü öyle saçma sapan kararlaraimza atıyorlar ki adaletsizlik had safhada… Geri kalmışlığın bir göstergesi dekadınların yok sayıldığı ve şekil verilmek istendiği bir oluşumun oluşmuşolmasıdır. Türk aile yapısının incelenmesi ve aile kavramının yenidentanımlanması gerekiyor... Son elli yıla bakıldığında kadının bu kadarmetalaştırıldığı ve şekil verilmek istendiği, sözel ve fiziksel şiddete maruzkaldığı bir başka dönem hatırlamıyorum… Kadının geldiği konum bu mu? Lafagelince… Kadın anadır candır deniliyor, uygulamada en aşağılık davranışlara veşiddete maruz kalan yine kadınlar... 

Birçok evli kadın eşinden için ‘’ yine işten put gibi geldi, kavga - dövüşetti, arkadaşlarıyla eğlenmeye gitti.. Put!’ diye bahsediyor. ‘’’Put’’ olgusunuhayat arkadaşı için kullanıyor. 

‘Hz. Peygamber Veda Hutbesi’nde… ‘’Kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz…Çünkü siz onları Allah’ın emaneti diye aldınız…’’ dediği kadınların bu kadaraşağılanması yok sayılması doğru bir davranış mı? Hz. Peygamber… Kabe’ dekırdığı putlar kimlerdi? Sorusunu düşündürüyor. Kendine tapındırmak isteyen, ‘’ya benimsin ya kara toprağın…’’ diye düşünen, erkeklerin sayısıküçümsenemeyecek kadar çok… Şayet öyle olmasa bu cinayetler işlenir miydi?Yaşadığımız bu çağda erkek ne kadar güçlü olduğunu daha da belirginleştirmekistercesine gücünü göstermeye devam etmekte ve kadınlara yaşam alanıbırakmadan, adeta gücünü perçinlemektedir. Kadının hem güç olarak hem akılolarak zayıf varlıklar olduğu düşüncesi ve anlayışı, erkeğin kendini bir hayliüstün bir varlıkmış gibi görmesine ve hissetmesine neden olmaktadır… İki ayrıcinsin birbirine saygı göstermesi, birbirine tahammül etmesi ve sevgi -saygıçerçevesinde ilişkisini devam ettirmesi, insan yerine koyması ile mümkündür.Kadın saygınlığını kazanmak zorundadır. Erkeklerin kadına gereken saygıyıgöstermeleri bir keyfiyet değil ‘’insan olmanın’’ gereğidir. Ve…

Bin şekle girdiler! Ya babaları, ya anneleri, ya ağabeyleri, ya amcaları, yadayıları, ya kayınpederleri, ya kayınvalideleri, ya kayınları, ya kocaları yada çevre tarafından bin şekle büründürüldüler… Ucuz oldular, pahalı oldular.İki öküz başlık parası bir pula satıldılar. Horlandılar!.. Aşağılandılar… Metaoldular gazetelerin son sayfalarında alay edildiler… Savaşlarda yaralıevlatlarını omuzlarında sırtlarında kan revan içerisinde taşıdılar. Hz.Muhammed… ‘’ Kadınlar size Allah’ın emanetidir.’’ Dedi. Aldırmadılar. Hz.Muhammed… ‘’ Utanmıyorsanız dilediğinizi yapabilirsiniz…’’ dedi. Yinealdırmadılar. Kölelik sistemi devam ediyor. Şekli – Şemâli değişti sadece… Haniyani diyorum… ‘’ Şu kadınlar tümden görünmez olsunlar da dünya kurtulsunellerinden…’’ Ve… Müreffeh yarınlara ancak, kişilikli ve sağlam karakterli,kadın -erkek ‘’ayrım’’ yapmadan, nitelikli ve kaliteli insan gücü ileulaşılabilinir. Kötü ahlak ve kötü davranışların toplumda ve hukukta karşılığıolma-ma- lı-dır… Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşçakalınız.

Ailesine çoluğuna çocuğuna güzel davranan iyi insanları tenzih ediyorum. İyiki varsınız…