Antonio Vivaldi ( Kilise kemancısı ve Rahip ) Wolfgang Amadeus Mozart (rütbeli Tapınak şövalyesidir. Kendisi ile ilgili siz kıymetli okuyucularıma iki film önermek istiyorum ki hem Mozart’ın hem de Gül’ün Altındakilerin düşünce yapıları daha iyi anlaşılsın 1- AMADEUS / 2- FREKANSLAR. Birinci film Mozart’ın hayat hikâyesini anlatır; ikinci filimde onun bestelerine hangi bilgiyi sakladığını daha da açık yazacak olursak Tanrı Bilgisi’nin ne düzeyde olduğunu anlatmaktadır. ) Batı Medeniyetini inşa eden adamların tamamı ve hatta yönetimde söz sahibi olanların aşağı yukarı hepsi ya Gülün Altına alınmışlardır ya da onlara doğrudan ya da dolaylı olarak hizmet etmektedirler. Isaac Newton , Baruch Spinoza , David Ricardo , Adam Smith ve daha niceleri Gül’ün Altında olanlardır. Bu kişilerin aslında ne yaptıklarının nelere hizmet ettiklerinin ayrıntısı ile tek tek ele alınması gerekmektedir. Ancak yazımın konusu bu olmadığı için şimdilik sadece bazılarının isimlerini verdim. İleride başka bir yazımda Batı Medeniyetini inşa eden kişilerin hayat hikayeleri ile ilgilide ilginç yazılar okuyacaksınız.
DOĞU MEDENİYETİNDE GÜLÜN ALTINDAKİLER Mutasavvıflar, Ehl-i hâl olanlar , İnsan-ı Kâmiller derler ki : Bir Velinin maneviyatta da ilim de de gelebileceği en son nokta Hazret-i Peygamber ( as) Efendimizin mübarek ayak ucudur. Tasavvufta Gül Efendimizin(as) sembolüdür. Ancak bir yanlış anlamayı düzeltmekte yarar görüyorum. Biz gül deyince çiçeklerin içinden bir çiçeğe verilmiş ismi anlıyoruz. Halbuki Farsçada gul hem gül anlamındadır hem de diğer çiçekleri ifade etmek için kullanılır. Yani aslında mutasavvıflar , alimler demek isterler ki Efendimiz (as ) Hazretleri bütün güzel kokuların ve her türlü ilmin – irfanın kaynağıdır. İşte bu anlattıklarımdan dolayı bizim medeniyetimizde İnsan-ı kâmiller Gülün Altında olanlardır. Yani bu şekilde isimlendirilmelerinde bir beis yoktur. Zaten iki cihanın güneşi bir hadis-i şeriflerinde buyurmuşlardır ki : “
Ameller niyetlere göre değişir “ Rahmani olan seyr-ü süluk sistemine dahil olanların da nihai hedefi kuran-ı Kerimde buyurulan Allah’ın boyası ile boyananlar sınıfına dahil olabilmektir. Bunun için de “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi ne güzel kıldı “ buyuran Resulullah (as) Hazretlerinin yolunda yürürler ve o yoldan asla ayrılmazlar. İnsan-ı kâmil isimli kitabın yazarı Abdülkerim Ceylî Hazretleri içerisinde hazineler barındıran eserinde kendisinin İnsan-ı kâmil derken Hazret-i Muhammed as Efendimizi kastettiğini hakikatte Hazret-i İnsan olanında “o” (as) olduğunu anlatmıştır. Lakin diğer insanların da o hedef gösterilen ahlaka yaklaştıkça kâmil olduğunu söylemektedir. Hazinelerden kıymetli muhteşem kitabında sureta değil de hakikatte de İnsan elbisesini giyinmişleri şu şekilde tarif etmektedir : “
İnsan-ı Kâmil , şeriat , tarikat ve hakikatte tamam olandır. Eğer bu anlatış uygun gelmediyse başka türlü anlatayım. İnsan-ı Kâmilde dört şey tamam olmalıdır. İyi sözler , iyi işler , iyi huylar , iyi bilgiler … Çünkü kâmil olan Allah’a erişmiştir. Ve Allah’ı anlamıştır ve Allah’ı anladıktan sonra eşyanın tamamının hikmetlerini oldukları gibi bilmiş ve görmüştür. “ Gerçek kâmiller kendilerine tabi olmak için gelenleri kendilerine taptırmazlar, hedef olarak ta kendilerini göstermezler. Onlar yok gibi yaşarlar zira hiçlik makamında bulunmaktadırlar. Veliler kendilerine tabi olmak için gelenleri her türlü kayıttan ve bilgisizlikten, cehaletten kurtarıp Rüşt sahibi ve özgür kılarlar. Cemiyete faydalı adam haline getirirler. Mürşid-i Kâmiller kendi cemaatlerine değil topluma adam yetiştirirler hem de öyle bir yetiştirirler ki sofra kurmanın misafir ağırlamanın, çorba ikram etmenin, inceliklerinden tutunda eğer bende olan ( hakikate bende olan manasında ) kişiye lazım ise matematik, fizik , biyoloji , kimya , astronomi ile ilgili bilgiler dahi okuturlar. Sakın ola gözünüzle gördüğünüz üç beş saçmalığı veya medyanın propagandası ile anlatılan gereksiz bilgileri tasavvuf zannedip te bendenizin saçmaladığını düşünmeyin zira yazımın sonuna makalemde anlattığım konu ile ilgili bir çok kaynak kitap vereceğim istifade etmek isteyenler okuyup kendilerini geliştirebilirler. Sultan II. Mehmet Han Gazi’nin neden Nakkaş Sinan Bey’e gül koklarken tasvir eden minyatürü yaptırdığını sanıyorsunuz . Hazret de sırlar sahibiydi. Gülün Altındakilerdendi. Ama aslında en önemlisi Muhammediydi ( as). İslam Tasavvufunda, “Ey gerçekleri anlamak bilmez ademler bilin ki Gül’ün Altında olmak İnsan-ı Kâmil olma yolunda olmaktır. Ve Muhammedilik’tir.” Hakikatte Gülün Altında olanlara selam olsun. Aşk olsun vesselam.
ŞİMDİLİK HOŞÇA BAKIN ZATINIZA…