Siz isterseniz bu şuursuzca tüketime,  çılgınlıkta diyebilirsiniz. Adam sana ne para benim değil mi, istediğim şeyleri alır, istediğimi keyfime göre tüketirim diyebilirsiniz, bende buna karşın hop derim, tüketemezsin, hele hele müslümansan hiç tüketim çılgını olamazsın. Çünkü israfın haram olduğunu herkes bilir. Diyeceğim şu ki, fakirliğin iki sebebi vardır, birisi tembellik, bir diğeri ise israftır. Ha bir de çalıştığı halde, istediği şeyleri alamayanlar var, bu fakirlik değil bir imtihandır. Biz biliyoruz ki, Rabbim bu dostlarımızın çoğunu imtihan ediyor, bu kardeşlerimizde bunu bildikleri için kanaat ve şükür ediyorlar. Hallerini sorduğumuzda, hamd olsun diye cevap veriyorlar. Bir dergide bu konuda bir değerlendirme okumuştum. “Şuursuz tüketimle, aslında dünyamızı ve kendimizi mi tüketiyoruz!” Diyordu. Evet çok da doğru. Yani kendi elimizle dünyamızın kaynaklarını tüketmek hangi akıl ve fikirli izah edilebilir ki! Örneğin, şu günleri kutlamak. Sevgililer günü falan, ya sevgilinin günü olur mu? İnsan sevdiğini her gün, her zaman diliminde sever. Keza Anneler günü içinde aynısını düşünüyorum. Mesele annelerimizi hatırlamaksa,anne illa da hediye alınarak anılmaz.  Ben demiyorum ki annenize hediye almayın, elbette onlar her şeye değer ama bunun israf noktasına taşımamak gerekiyor.   ÜRETMEDEN TÜKETMEK OLMAZ Üretmeden, tüketmek ise ayrı bir hastalık. Kuran’da insanların en az tükettiği kadar üretmesi gerektiği belirtilir. Bakınız; “Dünyamız tahmini 4,6 milyar yıllık geçmişi boyunca, son 150 yıldır üzerinde meydana geldiği ölçüde hızlı ve büyük bir tahribata sahne olmamıştır. Buhar gücünün keşfi, insanoğluna çok büyük makinelerin yapımı için imkân sağlamış ve bundan sonra yeryüzü kaynakları, o güne kadar görülmemiş ölçüde bir hızla tüketilmeye başlanmıştır. Sanayi ve ticaretin gelişmesine bağlı olarak, refah seviyesi giderek artan insanların ihtiyaçlarını karşılamanın yanında, zarûrî olmayan arzuların da ihtiyaçlar listesine dahil edilmesiyle artan çılgınca tüketim için her geçen gün çoğalan fabrikalar, enerji ve hammadde temini adına bir yandan yeryüzü kaynaklarını hızlı bir şekilde harcarken, bir yandan da üretmiş oldukları atıkları ile su, hava ve toprak kaynakları ve üzerinde barındırdığı bitki ve hayvan türlerini zehirlemeye ve yok etmeye başlamıştır. Körü körüne tüketen bir robot hâline getirilen toplumlarda, ekonomik problemlerin yanında içtimaî ve ahlâkî problemler da çoğalmaktadır. Alkol, sigara ve uyuşturucu gibi maddelerin tüketimi; aile ve toplum açısından büyük sosyal ve ekonomik çöküntülere sebep olmaktadır. Sadece sigaradan dünya genelinde yılda beş milyon insan hayatını kaybetmektedir. Bu da yaklaşık olarak bütün dünyada bir yılda meydana gelen yetişkin ölümlerinin 1/10’u demektir. 1999 yılında ABD’de, sigaraya bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklarla mücadele için 150 milyar dolarlık bir harcama yapılmıştır. Bu rakam ülkedeki sigara imal eden en büyük beş firmanın yıllık gelirleri toplamının yaklaşık bir buçuk katıdır.   HIRS HIRS HIRS Tüketim hırsına bağlı olarak, mevcut kaynaklardan daha fazla pay alma adına yeryüzünde verilen mücadele, çoğu zaman insan toplulukları arasında çatışma ve savaşların çıkmasına da sebep olmaktadır. Sadece 1990’larda enerji kaynaklarının kontrol altına alınmasına bağlı olarak, çoğu etnik gruplar arasında meydana gelen çatışmalarda beş milyondan fazla insan ölmüş ve yaklaşık 20 milyon insan da yurdundan göç etmek zorunda bırakılmıştır2. Son yıllarda meydana gelen silâhlı çatışma ve savaşlara bakıldığında bunların da petrol ve değerli madenler gibi kaynakların kontrolünü ele geçirmek için gerçekleştirildiği görülür. Bu savaş ve çatışmaların hemen hepsi, belli bir etnik grup veya ekonomik olarak üstün olan bir grubun, ülke kaynaklarını, ülkenin geri kalan büyük nüfus kitlesi karşısında tek başına kontrol etmesi maksadıyla, daha çok fakir ülkelerde meydana getirilmiştir.(Sızıntı) Yakın ve uzak çevreme bakıyorum, sırf bu yüzden iflaslar yaşanıyor, aile dramları büyüyor, rakamı bilmiyorum ama kredi kullanıpta zorlanan herhalde yüzbinlerce insan var. Yeni bir cep telefonu çıkmış, yok satıyor alanda alıyor, olmayanda. Kardeşim elindeki telefon senin işini görüyorsa, yenisi niye ki! E havayı kim atacak. Ben de sana derim ki, işini bilmeyen kasap misali o halde hesapsız harcama yaparsan, sonucuna katlanırsın. Kalın sağlıcakla.