AFŞİN SEVDALISI HALİL DEMİR’İN AFŞİN KÜLTÜRÜNE KATKISI
Tarih, tabiat ve edebiyatın buluştuğu coğrafyaya, Afşin'e, şair yazar dostlarımızla Yasin Mortaş Bey’in organizesiyle; Lütfi Bilir, Zekeriya Çakabey, Vedat Ali Kızıltepe, Serdar Yakar, Yaşar Demirel, Alparslan Yurtsever ve Yasin Şahin ile birlikte pazar günü yaptığımız gezinin ilk durağı; Afşin sevdalısı bir medya mensubu Halil Demir kardeşimizin Afşin Haber Merkezi oldu. Daha içeri ilk adımımızı attığımızda bir anda farklı bir dünyaya dalmış gibi olduk.
Afşin’in merkezinde bir apartman dairesi içinde, Afşin Kültür Merkezi niteliğinde bir mekân. Etrafta, duvarlarda, raflarda, köşe bucak her yerde Afşin'e dair her şey vardı. Uzun yılların birikimi hediyeler, anlamlı eşyalar, Afşin’ne dair objeler, kitaplar, Eshabı Kehf’e dair maketler, semboller. Yedi uyurlara ithafen olsa gerek yedi odalı bir müze mekân...
Halil Demir kardeşimiz sanki Afşin'i bütün güzellikleriyle bu mekâna sığdırmaya çalışmış. Bütün detaylarıyla, bütün heyecanıyla etrafta sergilenenleri anlattı. Afşin buraya sığar mı? Elbette sığmaz. Umulur ki bu merkez dalga dalga genişler ve büyük küçük herkes burayı örnek alır. Halil Demir kardeşimizi canı gönülden kutluyoruz. Bu gibi bireysel gayretler desteklenmeli.
Afşin dendiğinde ilk aklımıza gelen; Eshab-ı Kehf, şair ve yazarlar olurdu, artık Halil Demir kardeşimizin kurduğu bir kültür merkezi niteliğindeki Afşin Haber Merkezi de bu sıralamada yerini aldı. Kendilerini kutluyoruz. Afşin'e giden herkes bu kültür mekânını bir şekilde ziyaret etmeli. Teşekkürler Halil Demir. İyi ki varsınız.
KALENDER ŞAİRİN KULÜBESİ
Afşin gezimizin ikinci durağı, Hurman Çayı üzerine doğru uzanan söğüt ağaçlarının kolları arasına kurulmuş Afşinli şair Haşim Kalender Ağabey’in ahşap kulübesi oldu. İptidai merdivenle bir ağaca tırmanır gibi çıktığımız kulübenin balkon zarafetindeki çardağı ağırlandığımız alan oldu.
Altımızda Hurman suyunun şırıltısı, üstümüzde söğüt ağaçlarının hışırtısı, bir de buna şairlerimizin gönül sohbeti eklenince; sanki altından ırmaklar akan cennetten bir köşe gibi bir his uyandı içimize. Burası Haşim Kalender Ağabey’in çoğu şiirini kaleme aldığı özel bir mekân. Burası Türk şiirinin beyaz kartalı rahmetli Bahattin Karakoç'un da zaman zaman gelerek ruhunu dinlendirdiği bir köşe.
Hurman Çayı üzerinde tabiatın bağrında böylesine güzel ve serin bir mekânda, şair ve yazar dostlarımızla bir arada bulunmak bizim için unutamayacağımız farklı bir gün oldu.
Afşin Tanır'da, Hurman Çayı üzerindeki mütevazı kulübesinde bizleri ağırladığı için şair yazar Haşim Kalender Ağabey'e çok teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız.
İHTİŞAMIYLA GÖZ DOLDURAN HURMAN KALESİ
Afşin gezimizin üçüncü durağı bölgenin ihtişamlı kalelerinden Hurman Kalesi oldu. Kale, Afşin'in Marabuz Mahallesi sınırları içinde. Yörenin insanı, şair yazar Haşim Kalender mihmandarlığında, birlikte olduğumuz şair ve yazar dostlarımızla beraber kaleye geldiğimizde hayal ettiğimden daha haşmetli bir kaleyle karlılaştım.
Hurman Kalesi, tarihi İpek Yolu güzergâhında kurulmuş, ticaret kervanlarının yol emniyetinin sağladığı güçlü bir merkez kale olduğu gibi; bu güzergâh, Bizans'ın güneye açılan kapısı, ordu yolu güzergâhı niteliğinde olduğundan; kale, Roma döneminde büyük bir askeri misyonu da üstlenmiştir.
Hurman Kalesi asırlara meydan okumasıyla da öne çıkan bir kale. Neredeyse iki bin yıllık geçmişiyle; bir taraftan zamana karşı direnirken bir taraftan da definecilere karşı, depremlere karşı, tarihe duyarsız kimselerin tahribatına karşı direniyor. Yine de bütün bu olumsuzluklara rağmen ayakta kalmayı başarmış nadir kaleler arasında yerini almış.
Keşke kale bir tamirattan geçse, keşke yanı başından nazlı nazlı akan Hurman Çayı çevresinde sosyal mekânlar, düzenlemeler yapılsa, turizme açılsa, ne kadar güzel olur, bölgeye değer katardı. Ortam buna o kadar müsait ki kalenin hemen dibinden Afşin-Kayseri yolu geçiyor. Kale ve Hurman çayı burada birbiriyle bütünleşiyor. Tabiat harikası bir alan. İnşallah bir gün gelir, buraların kıymetini bilen birileri gelir ve bu temennileri gerçekleşir.
Bizler, bir taraftan Haşim Kalender üstadımızı, bir taraftan Halil Demir kardeşimizin bölge hakkında anlattıklarını dinlerken, bir taraftan da şair yazar fotoğraf sanatçısı Yasin Mortaş Bey'in objektifine de poz vermeyi ihmal etmedik.
Vakit hayli ilerlemişti, Eshab-ı Kehf gezimizi bir başka güne bırakmak üzere güzel bir pazar gününü Afşin'de dostlarımızla birlikte geçirmekten mutlu olmuş olarak buradan ayrıldık.
Afşin'de bizlere gönüllerini açan gönül dostlarımıza; Haşim Kalender, Halil Demir, Kazım Gök, Mehmet Osmanoğlu , Mehmet Gören , Muhittin Gök, Taha Mortaş, Mustafa Mortaş, Yasin Mortaş, ve Mustafa Gök gibi şair yazar ve misafir dostlarımıza, bizleri ağırladıkları için, Afşin'i bize anlattıkları için; Mesder Edebiyat Sanat Derneği ve Düşeyaz Dergisi şair ve yazarları olarak çok teşekkür ediyoruz.
İyi ki varsınız.
