Tarımsal Yüksek Öğrenimin 170. Yılı, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Ziraat Fakültesi ve Ziraat Mühendisleri Odası işbirliğiyle 11.01.2016 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Konferansta Sayın Valimiz Mustafa Hakan Güvençer, Rektörümüz Prof.Dr. Durmuş DEVECİ, Dekanımız Prof.Dr. Ali KAYGISIZ, Oda başkanı Mehmet GEYİK, Öğretim üyeleri, Ziraat Mühendis adayları ve basın mensupları hazır bulundular. Sayın Valimiz tarımsal ürünlerin insan hayatında önemine değinirken, Rektörümüz Ziraat Mühendis adaylarında kendilerine güven ve inancın iş hayatında başarılı olmanın temel şartı olduğuna işaret etmiştir. Ayrıca değişen dünya düzeninde insanların temel ihtiyacı olan gıdaların üretilmesinde daha modern daha sağlıklı niteliğin ön plana çıktığı vurgulanmıştır. Türkiye’de tarımsal eğitim-öğretim,1846 yılında İstanbul’da Mekteb-i Zirai Şahane ile başlamış ve 1892 yılında Halkalı Ziraat Mektebi Âlisi ile devam etmiştir. Bugün ise Ziraat Fakültesi sayısı 33’ü bulmuştur. Bu geometrik sayısal artış bir çok sorunu beraberinde getirmiştir. En öne çıkan sorunlar ise nitelikli Ziraat mühendisleri ve istihdam olmaktadır. Sayın dekanımız Prof.Dr. Kaygısız ise;
Fakültenin Tanıtımı, Ülke Ekonomisinde Tarım, Tarımsal Yükseköğretim, Tarımsal Yükseköğretimde Değişim ve Tarımsal Yükseköğretimde Sorunlar başlıklı konularda bilgiler sunmuştur. “Fakültemizin başlıca vizyonu; Uluslararası nitelikli Ziraat fakülteleri ile eşdeğer eğitim öğretim programını uygulamak, Çiftçinin sorunlarına eğilmek, çözümler üretmek, ülke tarımının gelişmesine katkıda bulunmak, tarımla geçinen nüfusun refah düzeyini artıracak yönde araştırmalar yaparak sonuçlarını sahaya aktarmak. Tarım sektörü milli gelire 2014 yılında 126,7 milyar TL katkı sağlamıştır. 2014 yılı içerisindeki 157 milyar 715 milyon dolarlık genel ihracat içerisinde tarım ürünlerinin payı 18 milyar 7 milyon dolar yani % 11.4’dür. Tarım sektörü; beslenme ile olan doğrudan ilgisi, yüksek bir istihdamı sağlaması, milli gelire katkısı, sanayi sektörüne sağladığı hammadde, sağlıklı çevrenin oluşması ve korunması, ekolojik dengenin sürdürülebilirliği açısından, ekonomik ve sosyal bir sektör olma özelliğine sahiptir. dedi. Ayrıca; Tarım Sektörü 1960 yılından bugüne kadar ilk kez son 10 yılın 9’unu büyüyerek geçirmiştir. 2002 yılında 23,7 milyar dolar olan tarımsal katma değerimiz, yaklaşık 62 milyar dolara çıkmış, Türkiye tarımsal milli gelir açısından dünyada 11. sıradan 7.sıraya, Avrupa’da ise 4.sıradan 1. sıraya yükselmiştir. Ayrıca, tarım ürünleri ihracatımız da aynı dönemde 4 milyar dolardan yaklaşık 18 milyar dolara yükselmiştir. sayısal bilgilere yer vermiştir. Cumhuriyetimizin 100. yılında, tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın 150 milyar dolara ulaşması, tarımsal ihracatın 40 milyar doları aşması, Türkiye’nin dünyadaki tarımsal ekonomik büyüklük sıralamasında ilk 5 ülke içinde yer alması hedeflenmektedir “ dedi.
Ayrıca Ziraat Fakültesi sayı artışı ve bu yanlışın üstüne 2.öğretim gibi yanlış uygulamaların mevcut sorunları artırdığı ve hiçbir meslek dalında görülmemiş bir yanlışında “İşsiz Ziraat mühendisleri “ derneğinin bu mesleğin itibarını zedelediğine vurgu yapmıştır. Sonuç olarak tabiî ki sorunlar olacaktır ama önemli olan bu sorunların kronikleşmeden çözüme kavuşturulması gerekir. Bu da ancak Tarım Paydaşlarının iyi iletişimle birbirlerine destek olması ile gerçekleşir.
Yani Ziraat Fakülteleri, T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığı, Ziraat mühendisleri odaları ve Tarımsal üreticiler yakın diyalog içerisinde olmak zorundadırlar. 1994 yılında bir Japon mühendis “Çukurova gibi bir ovamız olsa dünyayı besleriz demişti. Türkiye gerçekten tarımsal ürün zenginliği yönünden yedi iklimi olan, zengin toprakları ve bitki çeşidine sahip çok sayıda Ziraat Mühendisleri olan yeterli sayıda üreticisi olan bir ülkeyiz.
Dünyanın Tarım ambarı olabiliriz.