Memur Sen’in kurucusu Merhum Akif İnan 90 yıllarda ilimize gelmiş ve  Belediye Sosyal Tesisleriydi yanılmıyorsam, bir konuşma yapmıştı. Rahmetli, sivil toplum örgütlerinin Müslümanlar için önemini uzun uzun anlattıktan sonra, bir ara Mescid-i Aksa’ya olan duyarlılığını da öğrenince, sendikamıza kaydımı yaptırmış, üç dönemde yönetimde bulunmuştum… Genel Başkanımız şiirinde diyor ki; “ Mescid-i Aksayı gördüm düşümde. Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu. Sonrasında ise Müslüman’ı beklediğini söylüyordu…” Evet, Türkiye’nin en büyük ve toplumsal sivil hareketi olan Memur Sen Cuma günü Tükenmeyen Hüznümüz  Mescid-i Aksa ile ilgili önemli bir basın açıklaması yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığımız da, Cuma Hutbesi okuttu… Biliyorsunuz İsrail rejiminin Mescid-i Aksa’ya yönelik uyguladığı cuma namazı yasağı Memur-Sen teşkilatları tarafından yurt genelinde protesto edilirken, yapılan açıklamalarda; “Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın Müslümanların onur meselesi olduğu mesajı verildi, zalimler telin edildi. Sendika temsilcileri ilimizde de benzer açıklama yaptılar.  Bu açıklamalarda,  Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın Siyonistlerin kirli postalları altında ezilmesinin kabul edilemeyeceğini, Mescid-i Aksa ile birlikte Müslümanların namusunun da kirletildiğini vurgulandı.   MESCİD-İ AKSA’YI YIKMAK İSTİYORLAR Daha önceki yazılarımda birkaç defa yazdım. Siyonist İsrailliler, kendilerine göre bir senaryo yazmış. Buna göre, kıyametten önce Süleyman Mescidini buraya yeniden yapacaklar. Kutsal eşyalar taşınınca tüm İsrailliler bu topraklarda toplanacak, sonra Mehdi ve Mesih hadisesi gerçekleşecek. Bu onların iddiası işte bu nedenle Mescid-i Aksa’nın temellerini oyuyorlar ve dünya kamu oyunu bu yıkıma hazırlıyorlar. Bu görüşe Hıristiyonlarda inanıyor ve Evanjelistler deniyor bu kesime… Biz tekrar basın açıklamasındaki tespitlerine geçelim. “Siyonizm’in asıl amacına adım adım ilerlediğini; Siyonizm. Yüzyıllarca yaşadığı gettolarda oluşturduğu kin dolu ideolojisiyle kurduğu devletinin büyük hedeflerini, yani Büyük İsrail Projesini gerçekleştirmek için Allah’ın bize emanet ettiği ve ebedi hakikatin tapusu olan Mescid-i Aksa’yı ortadan kaldırmak için kirli bir tezgâh kurdu” Alınan tedbirleri İsrail güvenliği için yapıyoruz diyorlar ama  yalan söylüyorlar, bizlere göre İsrail’in yürüttüğü kirli savaşın en önemli halkası bu son oyunları olmuştur. Yani, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılar, Afganistan, Irak ve nihayet Suriye’de yaşananlardan bağımsız ele alınamaz. Kimileri inkâr etse de, emperyalizmin çirkef cürufu bizim bölgemize boşaltılırken, İsrail, şimdi tam zamanı diyerek Mescid-i Aksa’ya saldırmıştır.”   KÜFÜR TEK MİLLET Dünya kamuoyu sessiz. “Emperyalist kurgunun tam ortasına oturmuş ‘uluslararası hukuk’ denilen kandırmacaya dayanıp, olayın çözülmesi artık mümkün değil. Rachel Corrie’ler bu hakikati gördükleri için İsrail’e karşı mücadele ettiler. Çünkü İsrail, emperyalist kurgunun bir ürünüdür. Yahudileri yüz yıllarca gettolara iten, onları ötekileştiren emperyalist ülkeler, kendi ırkçı düşüncelerinden beslenen Siyonizm’i desteklediler ve bugünkü İsrail devletini kurdurttular. Sonra da adım adım bu devletin genişlemesinin kılıfını hazırladılar. Bu hukukun adı uluslararası hukuktu! Ne hikmetse, bu hukuk, hiçbir zaman Filistin halkı ve Filistin devletinin lehine işlemedi. Bizim hukuk anlayışımız güçlünün değil, hakikatin lehine işler ama genelde İslam dünyası özelde de Filistin için uluslararası hukuk, zalimin elindeki silah olmuştur. Bugün de aynısı geçerlidir.” Selahaddin-i Eyyubi'nin sancağı altında Kudüs'ü feth ederek, orayı bir barış ve huzur şehrine çeviren ordunun neferleri biz değil miydik? Evet. Sonra Osmanlı döneminde bu barış ve huzur yılları devam etmedi mi? Evet. Peki şimdi ne yapılmalı? Onlar güçten anlarlar biliyoruz, hak ve adalet onların sözlüğünde yoktur, varsa bile sadece kendilerine işletirler. Elbette, bu açıklamaları önemsiyorum, ancak İslam dünyası birlik olmadan bu sorun çözülmez.  Bir arkadaşımız sormuş; “Mısır'a mı ağlayalım, Filistin'e mi? Suriye'ye mi? Ya da Doğu Türkistana mı? Yoksa duyarsız İslam dünyasına mı? Söylenecek çok söz var ama galiba sorun öncelikle İslam dünyasında. Hadi kalın sağlıcakla.