Belki okuyucularım diyebilir ki ; buadam da hep ölümden, Ahiretten bahsediyor. İçimizi karartıyor, gibisindendüşünenler ola bilir. Önce şunu bilirteyim: Ölüm o kadar gerçek ki, yaşamdan daha da gerçek. Biz burada gerçeğin misali olan hayal dünyasında yaşıyoruz. Ölümle uyanmış olacağız. Ölüm gerçeği birazda acıdır. Genel de bütünhastalıkların ilacı acıdır. Sonun datedavisi tatlıdır. İnşallah bizim ki de öyle olur. Allah Rasul’ü (asv) “ Lezzetleri acılaştıran ölümü çok zikredin” diye buyurmaktadır. Sanırım bun da akıl sahipleri için alınacak çok dersler vardır. Ölüm ve ahiret’i düşünmeyen bir kişi sorumsuzca her hatayı işleyebilir. Çünkü hesabı kitabı fazladüşünmez, “Keyfe mayaşa “ aklının estiği gibi yaşar” o gibi şeyleri kafasına takmaz. Ancak kafası bir yere çarpıp tıklayınca belki aklı başınagelir ama Tren kaçmıştır. Adam gibi adamolabilmek için ; dünyanın fani olduğunu düşünüp, hesabını, kitabını iyi tutupsonunda pişman olmamaktır. İşte ölüminsana devamlı bunu hatırlatır. Fanisin,gelip geçici bir yolcusun, yolcu gideceği yola hazırlıklı olması lazım, yoksayolda çok perişan olur. Kabir kapısı kapanmıyor, ölüm yolculuğu devam ediyor,hatta sürat kazanı yor . Eğer ölümü öldürüp , kabir kapısını kapamak mümkün olsaydı; belki düşünülmeye bilinirdi. Uzunbir mazi var ki, bu zamana kadar bunu başaran olmamış. Müslüman akıllı olmasılazım, uzun emel peşinde koşmamasılazım. Günde beş vakit namazın belli saatlere tanzim edilmesinin büyükhikmetleri vardır. Sürekli insana Allah’ı hatırlatır. Namaz’ın içinde ölümü ve ahireti hatırlatan bir çok ayet ve dua vardır. Tövbe istiğfar vardır, Dünya ve Ahiret için istenilen bir sürü taleplerimiz vardır.Namaz kılmakla bunlarıhatırlıyor ve Rabbimizden istiyoruz. İşte, Habibullah “ Dünya zevklerini acılaştıran ölümü çok hatırlayın” Demeklegizli bir gönderme ile namaza da devam edin demektedir.Evet dünyaya da çalışacağız, belki zengin deolacağız. Mal-mülk sahibi de olacağız, Bunları yaparken her zaman Allah la birolacağız, onsuz hiçbir şeyin olmayacağını aklımızdan çıkarmamız gerektiğini unutmayalım. Toprağa düşerkenaltın gibi olalım. Demir ve teneke gibiolmayalım. Çünkü, değerleri çokfarklıdır. Demek oluyor ki ; Allah la bir olmak ve ölümü çok hatırlamak; Dünyayadalıp, gaflet bataklığına batmamanın yegane çaresi o olmaktadır. Aynı zamandada uzun emelin kökünü kesen ve kurutan tek ilaç odur. Ölüm ve ecel insana okadar yakın ki, bir nefes kadar, belki de daha az bir anlık gibidir. Ayık olalım, uykuda iken kendimiziayık zennetmeyelim.
Kainat’ın sahip ve yaratıcısı ile bir olmak dileklerimle o’na emanet olun.
Ahmet OĞUZ