Kendimizi bir renk ile ifade etmek isteseydik acaba hangi renk ile özdeşleştirirdik? Siyah-beyaz, yeşil-mavi, yoksa kızıl mı? Renkler bazen tercihlerimizi etkiler,  örneğin sevdiğimiz renklerdeki takıma yöneliriz. Bir başka örnek, gelinlikler beyaz olur. Çünkü temizliği, saflığı ifade eder. Mavi ve yeşil rahatlık ve huzur verir, sırf bu nedenle hafta sonu bir su kenarına ve park ve bahçelere dinlenmeye koşarız.  Sarı, hazan mevsimi gibi soluktur. Yine halk arasında kırmızı olsun, kırk kuruş fazla olsun derler, çünkü çekicidir,tahrik edicidir! Bu renklendirme dini sınıflandırma da bile kullanılıyor. Müslümanlara yeşil ile özdeşleşdirdikleri gibi! Neyse yeşil diyorlarsa yeşil olalım, peki biz yeşilsek karşımızda hangi renkler yer alıyor? Kızıl desek, siyah olabilir mi bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, şu anda tüm renkler yeşilin karşısında yer alıyor… Ortaköy’de düzenlenen hain saldırı ve son terör olaylarına sözü getirmek istiyorum,  dünyanın bütün fitne ülkeleri veya düşünceleri bir araya gelmiş, bizi yıkmaya olmuyorsa,  çökertmeye çalışıyor. Bu profesyonel saldırının yapılışına, zamanlamasına bakıldığında  ise hadiselerin, uluslar arası devletlerin büyük bir planını olduğu görüyoruz. Hiç abartmıyorum!   KİM,? Olup bitenleri doğru okumak gerekiyor. Bir konuyu tam olarak anlamak için, 5N 1K sorularını ardı arkasına  sorup, cevabını da üst üste koyduğunuzda, önünüze güçlü bir yapı çıkıyor. Kim? Sorusunun cevabı arayalım mı? Bu  derin ve güçlü yapı ile ilgili olarak Ergün Diler’in 22 Aralık tarihli Dünya Oyunları ve 3 Ocak 2017 tarihli Panzehir başlıklı yazılarını okuyalım. Diler yazısında büyük  fotoğrafı net olarak çizmiş… Aynı gün Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül’de yazısında benzer bir değerlendirme yaparak; “NATO ortaklarımız, bizi terörle vuruyor!” şeklinde bir yazı kaleme aldı. Yazısında; “NATO ülkelerinin, toptan mücadele ettikleri örgütler Türkiye'ye saldırırken aynı NATO ülkeleri o örgütlerin arkasından iş çeviriyor.   NİÇİN/ NASIL? Bu sorunun cevabını da Yazar Bülent Erandaç geçen haftaki bir yazısında şu şekilde anlatıyor“: Üst Akıl, "Yaratıcı Kaos Doktrini'yle, Müslümanları ayrıştırmak, yabancılaştırmak ve çatıştırmayı hedefliyor. 2001'den beri uluslararası politikada yeni bir hegemonya tesis eden, özellikle Müslüman dünyaya askeri işgal ve müdahalelerde bulunarak, ekonomik, sosyo-kültürel ve politik şoklar uyguluyorlar. 2001 yılı kurgulanmış İkiz Kuleler saldırısını bahane ederek, Amerika, Irak'a çöktü. Şok ve dehşetle Amerikan askerleri işgale başladı. Bu doktrini, Irak- Suriye hattında uygulamaya da soktular. Ukrayna-Türkiye-Mısır'da kaosla darbelere geçtiler. Ukrayna, Mısır tuttu, Türkiye'de tutmadı.” Görülen şu ki, ABD ve Avrupa ülkeleri, terör örgütleri listesine aldıkları örgütler üzerinden Türkiye'ye saldırıyor, bu örgütlere silah veriyor, para veriyor, eğitim imkanı sunuyor ve açık hedef belirliyor.   NE/NEDEN? Türkiye'ye yönelik yaratıcı kaos doktrininine göre, Yaratcı Kaos'la batı Türkiye'ye geri adım attırma hevesinde! Ama hevesleri kursaklarında kalacak. Şu anda toplumumuz her zamankinden daha diri ve bilinçli. Her şeyi dakika dakika takip ediyor. İstişare ediliyor, dikkatler yüksek… Ne sorusuna ise şu cevabı verebiliriz; “Ortadoğu'da Kürdistan kartını ellerinde tutmak için her yolu deneyen Haçlı- Siyonistler, Suriye'yi parçalamak, Kuzey Suriye'de PKK uydu devletçiği kartına kullanmak, ardından Türkiye ve İran’ı da aynı tezgahta diz çöktürüp, Büyük İsrail hayallerini gerçekleştirmek istiyorlar. Bir yandan “Enerji kaynakları kontrolü için, kucaklarına oturacak uydu devletçikler kuracaklar…Bu nedenle Irak'ta Kürt Bölgesel Yönetimi, Suriye'de PKK-YPG, Türkiye'de PKK, siyasi, askeri, sosyo-kültürel ve ekonomik restorasyondan geçiriliyor. Sizin anlayacağınız, paçavraya çevirdiğimiz Sevr'i hortlatmanın peşindeler. Ancak, Suriye'de Rusya karşılarına çıkınca, değişik stratejilere geçtiler. Böyle olunca oyun bozuldu,hesap tutmadı. Şimdi nokta terör olayları ile bizi ayrıştırmaya geçtiler. Sakın ha! Allah(cc) ne buyuruyor;  “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. “(Ali imran 105). Hadi kalın sağlıcakla.