Türk insanı için, “Ruhsuz Dünyanın Ruhu! Diyen Yazar Kaplan, sanki dünkü “Ruhumuzu Satın Alamazlar” yazımızı desteklercesine düşüncelerini kaleme almış.
Diyor ki: “Bir toplumu ayakta tutan yegâne dinamik ruhudur. Maddî ve manevî bütün saldırılara karşı bir toplumu koruyan dinamik de bir toplumun her alanda ve her bakımdan atılım yapmasını sağlayan dinamik de.
İnsan, ruhuyla vardır ve ruhuyla yaşar. Toplumların da ruhu vardır. Ruhu olan, ruhu canlı ve diri olan toplumlar, kolay kolay yok olmazlar” diyor ve yazısının sonunu da şöyle bağlıyor.
“Tarihi yapan ruhtur, ruh atılımlarıdır. Türkiye, dünyanın dört bir tarafında mazlumların imdadına koşarak ve bu arada Doğu Akdeniz’de muazzam stratejik kazanımlar elde ederek yeniden dünyanın ruhu olduğunu gösterecek adımlara imza atacaktır inşallah. Libya’da ve en son olarak da Lübnan’da Türkiye’nin gerçekleştirdiği atılım stratejik atılımdan öte, bölgenin ayağa kalkmasının başlangıç noktasını oluşturabilecek kanatlandırıcı ruh atılımının ayak sesleri olsun (Yeni Şafak/ 10 AĞUSTOS)
TARİHİ NOT DÜŞELİM!
İnsanlığın ruhu çökmüş durumda, yeryüzü insanlığı Türkiye’nin kendilerine vereceği “Gerçek İnsan Ruhunu” bekliyor. Yani İslam’a susamış durumda ve eğer huzur arıyorsa…
Peki bizler bu ruhu insanlığa altın tabakta sunabilir miyiz? Şu anki halimizle değil diye cevap veriyorum ama ekleme de yapıyorum. Osmanlı ve Büyük Selçuklu ‘nun yükselme döneminde olduğu gibi güven ve ilim toplumu olursa, neden olmasın diye de ekliyorum.
Neden, nasıl veya niçin, kim sorularını burada sorabilirsiniz. Niçin sorusunun cevabını yeryüzündeki kan ve gözyaşına bakarsak anlarız ama bunun nasıl ve kim tarafından yapılacağı sorusu net değil.
Kim yapacak? Yukarda ifade edildiği gibi elbette Türk insanı. Her şeye rağmen, bütün yaşadığımız olumsuzluklara rağmen bir zamanlar ümmetin ve insanlığın ümidi olan bizler bunu yapacak güçte ve inançtadır.15 Temmuz’da bu inanç, tankları önünde durularak ispat edilmiştir.
Aslında burada bir kelam daha yazayım. 15 Temmuz’u biz tam anlayamadık, anlatamadılar da çünkü; 15 Temmuz yeryüzünde bir milletin diriliş günü, kendi ruhunun ölmediğini teyit ettiği gündür…
DURUŞUMUZ NET
Türkler yeryüzünde adaleti temsil eden, haksızlık karşısında susmayan, ol deyince olduran Rab ’binin kılıcı olmaya devam edecektir. Buna inancım tamdır.
Evet Yeni veya Eski Dünya Düzeni kurmaya çalışanlara, Cenab-ı Allah bu milletin eliyle inşallah! ‘Dur’ diyecek. Nasıl mı?
Batıla yani adil olmayan, hukuksuz olana müsaade etmeyecek.
Güce boyun eğmeyecek.
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan asla olmayacak.
Bunu cehalet ile savaşını verip, bilgi topluma olarak yapacak.
Allah’ın ipine sımsıkı sarılacak.
Emrolunduğu gibi dost doğru olacak…
Yamukluk yapanları da gerekirse kılıcımız gibi düzelteceğiz.
Böyle insanlar var mı? Demeyin, var olduğunu tekrar ediyorum 15 Temmuz günü bu milletin çocukları gösterdi.
Evet yeni şeytanı düzeni kurmak isteyenlerin aklımızı, nefsimizi okuyup, bizi yönlendirdiklerini ve buna devam edeceklerini yazdım ama bir şey daha yazmıştım, onlar ruhumuzu asla kontrol edemezler. Yeter ki biz inandığımız değerlere paralel bir yaşam sürdürelim.
Bu bağlamda Türk Milleti, mazlum milletlerinde ümidi olmaya devam etmektedirler…
Kalın sağlıcakla.