Öğretmenler Günü dolayısı ile Final Fen ve Anadolu Lisesi Müdürü, yol arkadaşım İbrahim Gülsu kardeşim, unutmama adına olsa gerek, eğitime yıllarca emek vermiş okul yönetici ve idarecileri bir araya getirdi. Maksat hasıl oldu, son yarım yüzyıla damgasına vurmuş, bütün emekli öğretmenler iştirak ettiler. Bu vesile ile dostlar birbirleri ile uzun uzun sohpet ettiler.

Sonra konuşmalara geçildi, Fazıl Tiyetli, Mustafa Okumuş, Alirıza Bağrıaçık, Abdulhakim Eren hocalarımız, günün anlam ve önemini belirten kısa konuşmalar yaptılar. Özellikle Abdulhakim Eren hocamızın bir tespiti çok güzeldi! Hocamız: “ Kahramanmaraş’ta meslek gurupları içinde(kişilerin ve şirketlerin haricinde) sadece öğretmenler ve çırçırcılar devlet adına iki okul yaptırdılar. Bu da gösteriyüor ki, bu iki meslek gurubu gerçekten saygıdeğer. Bu vesilee ile tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum. Bir de diyorum ki, emekli öğretmenler ilimizde sosyal faaliyetler yapmalı, bu alanda onlara ihtiyaç var…”

Eren hocam, emekli olduktan sonra ticareti atıldı, sonra Kıbrıs’ad bir üniversitenin temsilciliği ile ilgilendi, bazı sivili toplum örgütlerinde yer aldı, toplantılara katılır, fikirlerini de özgürce ifade eder, zaman zaman beni de arayarak, bazen eleştiri, bazen de takdirlerini ifade eder. Allah kendisinden razı olsun.

UNUTMAMAK  DEDİK YA

Unutmamak çok güzel, unutulmak çok acı, bu bağlamda Gülsu hocam, unutmamanın bir erden olduğunu bizlere gösterdi. Kendisine teşekkür ediyoruz, tüm arkadaşlar adına…

Peki unutmak nedir? Bu konuda  Yazar Bilal Said PARLAKOĞLu“ Unutmak insaniyetin iktizasıdır. İnsan nisyandan geldiği için unutmaya müptelâdır. “İnsan” kelimesinin “nisyan” kelimesi ile kök itibariyle bir bağlantısı vardır.

İnsan olan elbette bazı şeyleri unutacaktır. İnsaniyetin iktizası olan unutmak kimi zaman nimet kimi zaman da musîbettir. Unutmak hem tehlikeli hem de faydalıdır bu yüzden. Meselâ, dertli insan için derdini unutup bir nebze dinlenmek, yaralı insan için bir nebze yarasını unutup istirahat etmek büyük bir nimet iken, insanın ihtiyacı olan şeyi ihtiyaç anında unutması ve hatırlayamaması ise musîbettir.

Unutmanın en şiddetli ve en tehlikeli olanları ise Rabbini unutmak ve nefsini unutmaktır. Rabbini unutan ubudiyetini de unutur, günahlara severek girebilir. Nefsini unutan insan nefsinin ayıplarını görmezden gelir, kendisini kusursuz görürken olmadık hatalara düşebilir. Bu unutkanlıklar neticesinde insan, ebedî hayatını tehlikeye atar ve imanını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalır…”der.

HATIRLAMAK, UNUTMAKTAN ÜSTÜN

Dostları unutmak, erdemler içinde yer almaz, tam tersi hatırlamak gerekiyor. Çünkü Alemlerin Efendisi, dostlarını, hatta ölen kardeşlerini bile unutmamıştır.

Yani unutulmaması gerekenleri unutmamak, daima hatırlamak da hakikî insaniyetin ihtiyacıdır….

İbrahim Gülsu, hocam ertesi gün beni aradı, bir değerlendirme yapmamı istedi. Kendisine yaptığı etkinliğin çok yerinde olduğunu, genelde insanların unuttuğunu, bunun için bu etkinliğini geleneksel hale getirmesi gerektiğini önerdim.

Ancak, konuşmacıların da daha dikkatli olmasını, özelliklede günün veya gecenin anlamına uygun konuşmalar yapılması gerektiğini de önerdim. Söylemesem belki iyi olur du ama dostlar birbirlerini uyarmak zorundadırlar.

Bu vesile ile unutmak ve unutmamak adına bir tespit daha yapayım, “ Rabbini unutmak insanî bir hal değildir. Nefsini unutmak, kusursuz görmek de insanî olana değil şeytanî olana yakın bir haldir. Unutulması gerekenleri unutmak, hatırlanması gerekenleri her daim akılda tutmak insaniyete en uygun haldir. İnsan unutmanın ölçüsünü ancak böyle tutturabilir…”

Evet unutmak da, unutmamak da bir nimettir. Bu nimetin kıymetini bilmek gerekiyor. Bu vesile ile tüm öğretmenlerin gününü kutlar. Bizlere emeği geçen öğretmenlerimizin ellerinden öperiz.

Selam ve dua ile kalın sağlıcakla.