Günümüz Türkiye’sinin, yaşayışına baktığımız zaman özellikle içinde bulunduğumuz şu zamanda millet ve vatan sevdalısı evlatlara daha fazla görev ve sorumluluk düştüğü,  bu görev ve sorumlulukları yerine getirmek için daha da fazla gayret gerektiği ayrıca duyarsız kalınamayacağı aşikârdır. Gençliğimizi şöyle bir süzgeçten geçirdiğimiz zaman maalesef görmekteyiz ki, emperyalizmin ve dış mihrakların amacına ulaşmaya yakın ayrıca zafer naralarını duyar gibiyiz. Vatan dediğimiz sadece bir kara parçası olmamakla birlikte, hiç şüphesiz ki beraber yaşanılan kültürlerin bir bütünü ve kaynaşması sonucu ortaya çıkan değerdir, toplumlar bu değerin bekası ve devamı için canlarını ortaya koymaktan , ‘hele hele bizim gibi asil Türk milleti için’ asla çekinmezler. Devleti dil, din, ırk ve en önemlisi konsensüs sağlanmış ideoloji ve hedefler çerçevesinde birlik ve bütünlük sağlamakla oluşturulabilirsiniz, maalesef yıllardan beri görmekte ve incelemekteyiz ki bu birliğin sağlanması aziz devletimizin güçlenmesine yol açacağından adete dış güçlerin laboratuvar çalışması haline gelmiş durumdayız. Ne acıdır ki yakın tarihte şeref duyduğum aziz memleketim K.maraş da sosyal medyada bir fotoğraf ta kendi memleketimin çocuklarını ve o destansı bayrak olayının yaşandığı kalemizde adeta namazla alay eder şekilde poz verip bunu utanmadan yayınlayan zihniyete şahit oldum. Eyvah Eyvah.. Ne acıdır ki ecdat bu vatanı; imanını küfür otoritesinden korumak ve bu gün adeta alay edilen şekilde resmedilen namaz ve diğer dini vecibelerini hür bir ortamda rahat bir şekilde gerçekleştirmek ve kulluk görevini yerine getirmek için canıyla kanıyla savaşarak, ayrıca benden sonra gelen neslim benden daha rahat yaşasın umuduyla bizlere emanet etmiştir. Aslında bu olay, cenah ın laboratuvar çalışmalarının saha da ne kadar başarılı olduğunun kanıtı olsa gerek.  Aziz Türk milletinin inancı sayesinde nice zaferler kazanılmış destanlar yazılmıştır. Günümüzde küresel anlamda dinsizlik inançsızlık yaygın hale getirilmeye çalışılmakta nitekim yeni yeni dinler peydah olmaktadır. Dolayısı ile inançlı bir gençlik ve toplum milletler bekası anlamında inançsız millete göre şansı daha fazladır. Nitekim tarihten de bu denli dersler almaktayız ve kıyamete kadar da bu şekilde devam edeceği aşikârdır. Sahipsiz olan vatanın batması haktır, Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır M.Akif Ersoy   Milletimiz, uzun ve derin tarihi boyunca hep bu şuurla yaşamıştır. Kendisine daima birleşik ordular halinde saldıran düşmanlarla savaşmak zorunda kalmış; çetin muharebeler, sert mücadeleler sonunda, varlığını kabul ettirmiş, tarih boyunca hür yaşamıştır. Bundan sonra da böyle olacaktır. Çünkü Atatürk’ün dediği gibi: “Gerektiği zaman vatan için tek bir fert gibi yekpare azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük bir istikbale layık ve aday olan bir millettir.” Bu duygular ve düşünceler, bizi vatana bağlamalıdır. Vatan sevgisi olmazsa, ne vatanın ne milletin bütünlüğü korunabilir. Aslında vatan sevgisi, vatan üzerinde yaşayan insanlara, tarihe ve tarihi kültüre beslenen sevgidir. Yoksa kupkuru bir toprak sevgisi değildir. Vatanı sevmek ve korumak, bize atalarımızın emanetidir; ona ihanet edemeyiz, bu dinimizin de emridir. Allah şöyle buyuruyor: “Sizinle savaşanlarla Alllah yolunda savaşın…” Görülüyor ki; inancımıza göre vatanımızda hür ve huzur içinde yaşamak için, gerektiğinde savaşmak da Allah’ın emridir. Bilindiği üzere, vatanımızın bu günlere gelmesinde inancımızın varlığı asla inkar edilemez şu anda bizlere düşen, bizden sonra gelen neslin bu değerlerin ne denli önemli olduğunu bilmesi ve vatan aşkı ve sevdasıyla gerektiğinin de canını vermekten çekinmemesi gerektiği bilincinde olmasını, anlaması ve kendinden sonra gelen neslin ve devletin bekası için bunun kaçınılmaz olduğu şuurunu benimsemesi gerekmektedir. Gençlerimiz, inşallah ümit ettiğimiz bilince ulaşır ve devletimiz ve milletimiz hep güçlenerek ve büyüyerek örnek kültür örnek devlet olarak kıyamete kadar varlığını sürdürür.