ZÜLKARNEY VE PEKER
Hiç böyle başlık görmemişsinizdir! Birbiri ile ilişkisi olmayan! Uyandırmak, Sedat Peker ve Zülkarneyn ilişkisi ne olabilir ki? Sabırla yazımı tamamladığımda inşallah, bir şeyler anlatacağım. Ha bu arada hadiselere at gözlüğü ile bakanlara sözümüz yok, çünkü onlar hadiselere tek pencereden bakarlar, karanlığın arkasındaki gerçekleri bilemezler. Bilemezler diyorum, her insan bildiği kadar hadiselere uzak veya yakındır. Bunun için narkoz almış insanları uyandırmak çok zor, ölüleri uyandırmak ise imkansızdır. Rabbim basiret versin diye yazıma başlıyorum.
Pazar günü Sedat Peker, 7. Videosunu yayınladı, bugüne kadar bilmediğimiz hadiseleri kendince değerlendiriyor ve bazı gazeteci ve siyasilerle ilgili ithamlarda bulunuyor. Söyledikleri içinde doğru bulduğum değerlendirmeler de var. Örneğin, bu ülkede bir darbe yapılırsa, herkes karşı olmalı! Görüşüne katılmamak mümkün değil. Hatta, ben darbeyi destekliyorsam da bilin ki, çocuğumun başına silah dayanmıştır!” Diyerek de bazı hadiseleri bazılarının zorla yaptırma kabiliyetinin olduğunu, bu durumda yapacak bir şey olmadığını savunuyor. İlgili ve yetkili insanlar ise karşı cevap veriyorlar. Bakalım sonu ne olacak? Dizi gibi devam edilen bu açıklamaları bazı ulusal gazetelerde en detaylı şekilde veriyorlar. Ben şahsen Milli Gazete ’den takip ediyorum, çünkü onlar her türlü detayı aktarıyor. Eyvallah!
Tabi biz bir Anadolu’da yazan bir gazeteci olarak, gelinin noktadan kaygı duyuyoruz, ‘kirli çamaşırların’ ortaya dökülmesine üzülüyoruz!
ZÜLKARNEY HİKAYESİNİ DE PAYLAŞIM
Pazar günü işimiz yok, evde bol bol kitap okuyoruz. Şimdilerde İmam-ı Gazali’nin Kalplerin Keşfi kitabına devam ediyoruz. Orada Zülkarneyn ile bir Kral’ın hikayesi geçiyor. Kısaca yazacağım. Zülkarneyn bir ülkeye gelir, orada halk her sabah namazını kılıyor, sonra mezarlığı gidip kendi mezarlarını temizliyor, yedikleri içtikleri ot, meyve sebze… Dikkatini çekiyor bu yaşam tarzı, kralı yanına çağırıyor, adam gelmiyor, gereksem kendi gelsin diyor. Oda haklı kral diyerek yanına varıyor.
Olup bitenlerin anlamını soruyor. Kralda, onun gelip geçişi bir dünya olduğunu, ibadet ve doğru yol üzere bir yaşıma tercih ettiklerini söylüyor.
Zülkarneyn, neden et yemediklerini, ot ile beslendiklerini sorduklarında; “Et yiyerek midemizi hayvan mezarlığına çevirmek ve şehvet peşinde koşmak istemediklerini” belirtiyor.
Peki neden altın, gümüş, güç ve kudret peşinde koşmuyorsun dediğinde ise Kral; “Altın ve gümüşü olanların hırslı olacaklarını, daha fazla kazanmak isteyeceklerini, böyle insanların düşmanının çok olacağını vurguluyor.
En sonunda Kral, Zülkarneyn’e biri zalim kral ile diğeri de adil bir kralın kafataslarını gösteriyor. Bak diyor, bir gün senin de kafatasın böyle olacak!
Zülkarneyn, bu krala kardeş olmayı teklif ediyor ama kral kabul etmiyor. Nedenini sorduğunda ise; “Sen zenginsin, senin düşmanın çok olur!” şeklinde cevap veriyor.
Ona şu dörtlüğü okuyor:
“EY, ŞU DÜNYA VE ONUN SÜBLERİYLE OYALANAN KİŞİ,
GÖZLERİNİ KIRPMADAN HEP LEZZETLERE DALMAK OLAN İŞİ,
ERİŞEMEDİĞİN ŞEYLERE HEP NEFSİNİ MEŞGUL ETTİN,
YARIN KAVUŞTUĞUN ZAMAN ALLAH’A NE DİYECEKSİN” (Kaynak İ. Gazali Kalplerin Keşfi s.460-61-62)
Biz Şair Mahmud el- Bahili gibi deriz ki:
“Bilin ki dünya insan için bir imtihandır,
Her halükârda; ikbal etse yüz çevirse de,
Sana ikbal ile gelirse, şükürle karşıla onu,
Yüz çevirdiğinde ise sabret ve sebat et!”
Dostlarımıza deriz ki, konuşacağınız, yazacağınız, dinleyeceğiniz, okuyacağınız ve yapacağınız her değerlendirme zerre kadar olsa bir yere yazılıyor. Bundan da hesaba çekileceğiz. Acizane onun bunun ne dediği ile değil de nefsini ıslah etmeye bak. Zira yol da yolun sonu da görünüyor.
Yarabbi, bize narkozdan kurtar, uyuyan gözlerimizi, gönlümüzü, zihnimizi aç, bize Kur’anı anlayıp, Kuran’ı bir ahlak ile yaşamayı nasip et.