Eskiden çocukları tatilde çıraklık yapması için bir mesleğe yönlendirirlerdi. Baba yaz tatili geldiğinde, çocuğunun kolundan tutar, bir dostunun yanına çırak olarak verir. Sonrada da: “Oğlum zenaat sahibi olmak, koluna altın bilezik takmak gibidir. Hem oku, hem de bir meslek öğren, ne olur ne olmaz!” derdi.

Şimdi o anlayış değişti. Değişince de, esnaf elaman bulamıyor, çocuklarımızda kollarına altın bilezik takamaz oldular…

Böyle olunca da binlerce lise ve yüzbinlerce üniversite mezunu okulu bitiriyor ancak iş bulamıyorlar.

Kahramanmaraş’tan bir örnek vereyim.

Sanayide dün bir dostumu ziyarete gittim.  Firmanın ismini de vereyim belki faydamız olur, bir gencimizin istihdamını sağlamış oluruz. Görgel Metal.

Çaydanlık yapıyorlar. Kapısında: “ Vasıfla ve vasıfsız eleman alınacaktır!” deniyor. Yazıyı görür görmez, sektörün (eleman açısından) zorda olduğunu anladım. İçeri girdiğimde, şirketin yöneticilğini yapan emekli olan öğretmen arkadaşım şöyle dedi: “ İş Kur’a başvurduk, eleman gönderemediler.  Çünkü herkes masa başı iş arıyor. Bizde eleman alıp kendimiz yetiştirmeye başlayacağız. Bu çırak bulamadığımızdan kaynaklanıyor. Yani sistem hatası.

Yani  insan planlamasını doğru yapmaz isek bir tarafta yığılma olur, diğer tarafta aradığınız elemanı bulamazsınız!

 

ELEŞTİRMEK KOLAY DA NE YAPILMALI?

Dünya bu konuyu konuşuyor, ülkeler istihdam sorunu çözmek için büyük gayretler gösteriyor. Pratik de ne yapılması gerekir, biraz açayım.

Çocuklarımız ilkokulda okuma-yazda ve değerler eğitimi dışında başka bir konuya yoğunlaşmamalı. Öğretmen arkadaşlarımız ise, çocuğu bu sürede iyice tanımaya çalışmalı. Çocuklarımızın ilgi, istidat, kabiliyet, baskın zeka,( ruhsal zeka dahil yani ahlaki eğilimi ve potansiyeli) ölçülmeli…

İlkokul bitiminde çocuklarımız mutlaka  bir mesleğe yönlendirilmeli, tıpkı çıraklık eğitim merkezi  örneğinde olduğu gibi. Ortaokula geçtiklerinde, akademik dersler yanında her çocuğun bir mesleği  öğrenmeli. Konunun detaylarına girmiyorum ama bu sistemi Almanya uyguluyor. Alt katları atölye, üst katları okul. Yani çocuk yarım gün üst katta derslerini görüyor. Sonra alt kata girip, mesleğini öğreniyor….

Bütün bunları yaparken, geleceğin mesleklerini hesaba katmalı, insan planlaması yapılmalı,sektörlerin ihtiyaçları belirlenmeli v.s

 

HER MESLEK KUTSALDIR

Bir defa toplum olarak her mesleğin kutsal olduğunu bilmemiz gerekiyor. Temizlik işçiliği de kutsal, doktorlukta…

Burada önemli olan çocuklarımız, onlar okullarını bitirdiğinde kollarında bir altın bilezik olmalı, iş imkanları olmalı ve yaptıkları işten aldıkları para ile geçimlerini sağlayabilmeleridir.

Bu durum kız çocukları içinde geçerlidir. Geçmişte bir öğrencime; “ Senden ne olur?” Diye. Kızımız benden iyi terzi olur, dikiş nakış işlerini seviyorum. Birde hemşireliği seviyorum” demişti. Aslında her çocuk kendisinden ne olacağını bilir.

Son söz, bir insan hangi işi yaparsa yapsın, severek yapmalı, yaptığı işte de bir numara olmasını bilmeli.

Tabi önce planlama, ardından sisteminizi buna göre kurgulamanız gerekiyor.

Bunun için neredeyse her gün İNSANA YATIRIM YAPMAK GEREK diye vurguluyorum.

Bugün toplumun önemli ihtiyaçlardan birisini ele aldım, bu konuda katkı yapmak isteyen okuyucularımında fikirlerini almak isterim. Lutfen e posta adresime(m.dobaoglu@ hotmail) göndermenizi rica ediyorum.

Kalın sağlıcakla.