“Vah ne yazık, sevgi kadehini içmeden, Çoluk çocuk, ev barktan tam geçmeden Suç ve isyan düğümünü burada çözmeden Şeytan galip, can verirken de şaştım ben işte İmanıma çengel vurup kıldı gamlı, Mürşid-i kamil Hazır ol! deyip saçtı koku Lanetli şeytan benden kaçıp korkusuz gitti kirli Allah’a hamd olsun, iman nuru açtım ben işte” Hoca Ahmet Yesevi böyle diyor.  Mutlaka anlamışsınızdır ama kısa bir yorum yapayım, “İnsan önce Allah’a sevgi duyacak, ilahi aşk ile kavrulacak. Allah deyince kalbi titreyecek… Bunu ulaşması için masivadan vazgeçecek. Günahlardan uzak durması gerekiyor. Bunu yapmaz ise, şeytan onun yanından ayrılmaz. İmanına çengel vurur, bu durumda gamlanırsın… Bunları yapması için bir Mürşid’i Kamil’e bağlanmalı, bu yolla zikir yapmalı, daim tefekkürde bulunmalı… Bu durum devam ederse, şeytan senden uzaklaşır, son nefesinde ise iman nuru saçarak, Rabbine kavuşursun… MÜRŞİD-İ KAMİL MESELESİ Rabbimize ulaşmada bize rehberlik eden, bilgi eklikliğimizi gidermek için ilmini baş vurduğumuz, yolumuza ışık tutan velilere mürşid denir. Bu tanıma daha derinlik verebiliriz. “Her mürşid, aynı zamanda bir velidir. Evliya; Allah'ı bilen, Allah'ın dostu, sevgili kulu ve yakınıdır. Allah'a itaatta ve muhabbette çok ileri derece de olup Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sünnetini yerine getirmede çok titiz davranan kimsedir. Allah-u Zülcelal bu kimseler hakkında ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "İyi bilin ki, Allah'ın veli kulları için hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar, iman edip takvaya ermiş olanlardır. Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır. Allah'ın sözlerinde asla değişme yoktur. Bu en büyük mutluluğun ta kendisidir." (Yunus; 62-64) Görüldüğü gibi bu ayet-i kerimede veliler için korku ve üzülme olmadığı, onların vasıflarının iman ve takva olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber de (sav) Allah'ın veli kullarını anlatırken şöyle buyurmuştur: "Onlar öyle kimselerdir ki, görüldükleri zaman Allah'ı hatırlatırlar." (İbn Mace, 4119; İbn Ebi'd-Dünya, K. Evliya, 48) Gerçekte velileri görmek derhal ahireti hatırlatır. Zira onlarda haşyet ve tevazu vardır. Sanki nübüvvetten bir nur parlamaktadır. Çünkü Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Allah, iman edenlerin velisidir (dostudur, yardımcısıdır), onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır." (Bakara; 257) İnsanları irşad eden mürşid-i kamillerin bir takım alametleri vardır. Bir mürşid-i kamilde bulunması gereken vasıflar vardır onu da bir başka gün inşallah ele alalım. Ancak bu Allah dostları hakkında şunları söyleyebiliriz; “Yüzü nûranî, sözü Rabbanî olmalı ve insanın içine inşirah veren yüzü, görenlerde uhrevîlik ve Rabbanîlik duygusu meydana getirerek, Allah'ı ve ahireti hatırlatmalıdır. Gerçek bir mürşidin özellikleri, bunlarla kalmamakla beraber, bunları bilmek yeterlidir. Mürşidlik; insanın ruh dünyasına ve gönül alemine hitab ettiği için etkili ve yararlı olduğu kadar, son derece istismara açık bir konudur. Ancak bu işin istismarcıları çabuk farkedilir. Dini konulardaki zaaflar, menfaat ilişkileri ile kadınlarla ilişkilerde dini kuralları zorlayan mahremsiz, teketek görüşmeler ve ihtilât sayılacak birliktelikler, bu konuda önemli ipuçlarıdır. İşte kısaca anlatmaya çalıştığımız bu vasıfları taşıyan kimseler gerçek manada kamil mürşidlerdir.(: Prof.Dr. Hasan Kamil Yılmaz; el-Lüma, Altınoluk) Diyeceğim şu ki, İnsan Allah dostları ile bir olmalı, onların ilimlerinden yararlanlalı. Verdikleri dersleri yapmalı ki kalbi güçlensin, nefsi zayıflasın. Allah bizlere nasip etti, böyle mürşidleri tanıdık, yüzlerindeki nura bakmaya doyamadık, Rabbim hepinize onlarla aynı yolda yürümeyi nasip etsin. Amin.