Eski  yıllarda   olduğu gibi   günümüzde  de Kur’an’a   ve  İslam Dinine  saldırılar  devam etmektedir. Ne  yazık  ki ; İslam  beldelerinin  nimetlerinden tıka  basa karnını   doyuran   suud   devleti de   bu hainlere   çanak  tutar  hale  geldiler. Utanmadan    Ehl-i   Salibin  dümenine  giderek, işi,  Medine de   kilise yapmaya   kadar   götürürdüler.   Peki ; bu  Sudiarabistan  beldelerini idare  eden   ve yönetenler  kimlerdir?  Bu   konuya  kısaca   bir tetinme   yapmaya    çalışalım.  Burada  yıllardır   kök   salan bir  vehhabilik    cuntası  sürüp  gitmektedir. Halkı  Müslüman, fakat   yönetim   sistemi  vehhabilik    sultası  altında  olan    bir   idari yönetim  mevcut.  O zaman   vehhabiliğe  kısaca  bir  bakalım.  Vehhabilik ; ehli  sünnet  ve cemaat  mezhebinin  dışında olan  ve  ehli sünnet  mezhebini   küfürde gören   bir   anlayış  sistemidir.  Kendisi  fıtka-ı  Dalle  olan, Abdulvehhab’ın  1737  yılında  “NECİD “   bölgesinde ilan  ettiği  batıl   bir  mezheptir.  Günümüz de  bazı  toplumlar tarafından   sevilmeyen  bu  mezhep,  kendisine  değişik isimler  vererek  yaşamını   devam  ettirmektedir.  Hem de  hıristiyan  alemi ile dirsek  temasını   sürdürmek sureti  ile   gizli  devam  ediyor. Adeta   Müslüman mahallesinde  salyangoz   satarak  yapıyor  bu işi.

      Peygamberimiz  ( sav)  1400     yılı   aşkın  süre  önce   sahih hadislerle  bu  konuya işaret  ederek;  Medine’nin doğusun  da   “NECİD”  bölgesinde,  bütün  Arap’ lara  dokunacak,  onlara  zarar verecek  ve  bu yarımaday’ı   sarsacak   bu fitneyi   o  zaman haber vermiştir. İslam  tarihine  bakıldığında; bu  bölgede, Peygamberimizden(sav)   sonra  bir çok   fitne  ortaya çıkmıştır. Bunlardan  en  şiddetlisi  şunlardır.  a)  Peygamberimizin   vefatından  sonra (sav)  kendini  Peygamber  olarak   ilan  eden ( yalancı    Peygamber)   Müseylemet’ül  Kezzap  fitnesi   ki, bir  çok  insanın günahına  girmiştir. b )   Diğeri ise ,  Allah  resul’ün den çok  sonraları,  İngiliz  ve  batıl  güçlerin desteğiyle   ortaya   çıkan  bu  günkü   VEHHABİLİK  fitnesidir.  Bu  fitnenin çıktığını  bu  zaman   kadar   bir  çok kişi   yazdığı  kitaplarla insanları   uyarmaya  çalışmışlar. Bu  eserlerin   ekserisi  Arapça ve  Osmanlıca  olduğundan   doğru  dürüst   etkisini gösterememiştir. Günümüzde de   Türkçe   yazılan eserlerin   az  olması, yeterince  bu  konuya dikkat   çekilememiştir.Ülkemizde  de  vehhabiliğin ne  kadar  tahlikeli olduğu yeterince  anlaşılmamıştır.Bu  mezhebin  yalan yanlış  fikirleri   ülkemiz de  ve diğer   İslam   ülkelerinde yayılmaya  devam  etmektedir. Ayet-i   Kerime ve  hadisleri   kendi fikirlerine  göre  çarpıtıp, yalan  yanlış   yorumlar yapmaktadırlar.  Hatta  bazı gerçekler   sanki   şirkmiş  gibi  anlatılmaktadır. Son  zamanlarda  bunlarla  ülkemizde  de  karşılaşmaya  başladık.  Örneğin: Halka    yanlış  empoze   etmeye  çalıştıkları  bazı  örnekleri    verelim.  Eğer size  birisi;  Kabir ziyareti   yoktur, Bu  zamanda  evliyamı  olur, Sünnet  namazları  evinizde  kılın,  şefaat yoktur.  O  da bizim   gibi   sıradan bir insandı (  yani  bir bakıma   Peygamberimizi   küçümser bir  tavır) ,  Mezarda ölüye  yapılan   hayır ve  duanın   ona ne  faydası  vardır, kabir  ehlinden   kimseye  fayda  gelmez, Allah  ile kul  arsına  girilmez diyorlar.   Acizane bende    diyorum ;  ( Allah  Resulü’ ne    vahyi getiren   melek Cebrail   (as)  Allah ile  Peygamberimiz  arasında   aracı  değil  mi ?    diye soruyorum.  Mevlit  okutmak bidattir,  Peygamberler  bu kadar  da  fazla  övülmezmiş,  bunlar  hep hurafedir  diye   size söyleyen biri   ile  karşılaşırsanız  bilin ki   onda  bir vehhabilik    bulaşığı  vardır. Bugün   vehhabiliği  benimsemiş  ve  onu   bir dinmiş   gibi   yaşayan insanlar   türemeye    başlamıştır. Bundan   cesaret alan   Papa ;  geliyor sudiarabistana,  hemen  ardından  Medine  de   kilise açma  fikrini    ortaya atıyor.  Gerçek  bir Müslüman   buna  rıza göstere  bilir mi ?   Bundan   cesaret  alan  başka bir  aymaz  ve soytarı   ülke başkanı;  Kur’an  dan  İsrail  ile   ilgili ayetlerin  çıkarılmasını   ortaya  atıyor.  Bunlar  önceden  planlanmış,  hep  birlikte konuşulmuş  ve   bu fitne   görüş  ortaya  atılmıştır.  Arabistan’ın   ülkemize yıllardır  şaşı  bakmasının  sebebi  de  budur. Bu  gün  vehhabilik  ve    Katolik   anlayış İslam  ülkelerinde    birlikte  yayılma   projesine     güç birliği   yapmışlardır.  Müslümanların   bu konuda   dikkatli  ve  uyanık  olmaları  gerektiğine  

inanıyorum.  Bizim  bizden  başka  dostumuz yok.  Türkiye  üzerinde   oynanan   ayak oyunlarına  dikkat  etmemiz  önemli  hale  gelmiştir.  Kainat’ın  sahip  ve yaratıcısına  emanet    olun.