“...Atlantik çağ, şimdi gelişimin doruklarında ama çok yakında sahip olduğu bütün kaynakları tüketecek... En görkemli olması beklenen Pasifik çağ ise yeni uyanıyor...” Roosevelt Rahmetli Erbakan yıllar önce Kahramanmaraş’a gelmişti, bir özel sohbetinde terör olaylarının perde arkasında kimler var? Sorusunun cevabını uzun uzun anlattı ve bizlere dedi ki, “Oğul Hakkar’i dağları nükleer enerjide kullanılan madenlerle dolu. Ülkemiz yer altı ve yürüstü zenginlikleri açısından çok zengin, bu nedenle bizi bölmek istiyorlar…” demişti. Dünde, Londra merkezli LBV Varlık Yönetimi Şirketinin Başkanı CorneliaMeyer, Türkiye'nin enerji transferinde önemli bir yerde bulunduğunu, İran'ın da petrolünü satmak için kullanabileceği tek güzergahın Türkiye olduğunu tekrarladı…” Şimdilerde Enerji Bakanlığımız ülkemizin hangi köşesinde hangi zenginliğimiz var bunun haritasını çıkartmaya başladı. Bu yeni bir dünya denkleminde, bizim daha fazla enerji elde etmemiz, daha fazla üretim anlamına geliyor… BU DÜZEN BÖYLE GİTMEZ Dünya kurulduğundan bu yana medeniyetler bazında iniş ve çıkışlar yaşanmış. Örneğin, Roma yıkılmış, Osmanlı kurulmuş. Bu yıkılış ve kuruluşta, çalışan, gayret eden üstün gelmiş. Arada bir fark olmuş, gücü savunan batılılar bu gücü kullanırken, hakkı gözetmemiş. Osmanlı ise Hakkı hakim kılmak için TAKVA medeniyeti oluşturmuş. Hakim olduğu topraklarda huzur tesis etmiş, kimseyi sömürmemiş… Sonunda emperyal haçlı ruhu bu kadim medeniyeti yıkmış! Neyse biz gelelim enerji konusuna. Uzmanlar son dönemde şu değerlendirmeyi yapıyorlar. Batı’nın Doğu’ya üstünlüğü bitiyor... Doğu’nun Batı’ya üstün olacağı günler gelecek”... Veya daha sade; “Pasifik çağına DOĞU önderlik edecek... Yigit Bulut bir yazısında şöyle diyordu; “ Aslında bu detayı sorgulayan dünya genelinde birçok yazı kaleme alınıyor. Yeni denklemi ve hakim güçleri kendi bakış açılarından tarif eden birçok yazar var. Bütün bu yazıların ortak bir karesi var; bölgemizde tanımlanan yeni büyük güç denklemi içinde Türkiye mutlaka var. Kimi Rus-Türk-Asya, kimi Türk-Rus-Amerika, kimi Avro-Türk, kimi Türk-İslam coğrafyası dinamiği olarak tarif ediyor ve kombinasyonlar uzayıp gidiyor... Burada tercih ve oluşum büyük ölçüde elimizde olmakla birlikte Türkiye’nin artık birçok seçeneği olduğu açık... Enerji Bakanı Albayrak Çin dönüşünde “nükleer enerji” ile alakalı şöyle bir açıklama yaptı; herkes kullanıyor ve Türkiye’ye gelince “dur bakalım” deniyorsa bu işte bir iş var! Çok önemli bir tespit. İşte tam bu noktada Türkiye’nin attığı enerji adımları yani Nükleer enerji, Hazar entegrasyonu ve Kuzey Irak işbirliği çok önemli. Bu adımları engellemek isteyenlerin de sayısı az değil. Özellikle Almanya’dan gelen “biz nükleerden vazgeçtik 2022’ye kadar kapatıyoruz, siz de yapmayın” açıklamaları ve içerideki uzantıların eylemleri dikkat çekici... Bu noktada soralım; TÜRKİYE’NİN ÖNÜ NEDEN HER ALANDA KESİLMEK İSTENİYOR? BÜYÜME İÇİN ENERJİ GEREKLİ! AÇALIM; son 10 yıldır sürekli büyüyen-genleşen, Avrupa küçülürken % 4’lük oranları yakalayabilen Türkiye, önümüzdeki 10 yılda yani 2023’e giderken, dünya genelinde oluşabilecek “genel büyüme trendini” kat be kat üstünde bir ivme yakalayacak ve bu ivme için gerekli enerjiyi “nükleer katkı” olmadan sağlamamız da mümkün değil! Kuzey Irak ve Hazar yukarıda belirttiğim gibi diğer önemli 2 bileşen... Çok açık yazayım; “enerji dinamiklerimiz” hakkında Türkiye’de korkunç bir lobi var! Amaçları tek ve net; Türkiye’yi daha 1970’lerde “geçebileceği”-GEÇEMEDİĞİ, nükleer enerjiden uzak tutmak, enerji faturası üzerinden borçlandırmak ve “ölçek büyütmesine” engel olmak! BüyüyenTürkiye’nin önünü kesmek ve Türkiye’yi çıktığı kabuğa geri doldurmak... Sevgili dostlar, YENİ DÜNYA DÜZENİ içinde “çok net bir büyüme” trendine giren Türkiye için “enerji” en hayati başlık! Ve en önemlisi Türkiye yeni enerji açılımını “Afrika’dan Orta Doğu’ya, Kuzey Irak’tan Rusya’dan hatta Japonya’ya uzanan yeni bir hat üstünde” yapacak!” (Yiğit BULUTE 11 Eylül 2016 Pazar) Konu geniş, şu andan itibaren milli idarecilerle, milli enerji politikası güdülüp daha fazla enerji ile daha fazla üretim yapmanın yolları araştırılıyor. Yani öz kaynaklara dönüyoruz. İnanıyorum ki petrol dahil, geleceğin enerji kaynakları dağlarımızın altından çıkarılacak.Büyük Türkiye’nin önü açılacak. Bu ağın önder devletlerinden biri biz olacağız. İnşallah! Kalın sağlıcakla