Köşemizinismi gereği kısa bir zaman yolculuğu yapalım.Bugün iletişimin yakın tarihi vegelişim süreci hakkında sohbet edelim istedim. Ülkemizin iletişim alanındanereden nereye geldiğini ve ne kadar hızlı bir gelişim gösterdiğinin yakınşahitlerindenim. Yok canım biz hiçbir şeyin farkında değildik sadece sen mifarkındaydın diyenleriniz olabilir. 1969 yılında henüz on yaşındaydımAmerika’nın Ay’ a insan gönderdiğinde. 1982 yılında askerlik görevim esnasındatelefonla arandığım anons ettiklerinde o zamana kadar telefonla hiçkonuşmadığımı söylesem çok garip gelmez herhalde. Arayan ablamdı veGaziantep’teki evlerine yeni telefon almışlardı. Aradan bir yıl bile geçmeden1983 yılının Haziran ayı ortalarında Urfa’da PTT memuru olarak görevebaşlamıştım. O yıllarda telefon hizmeti PTT bünyesinde veriliyordu. Görevebaşladığımda Urfa şehir merkezinde evinde ya da işyerinde telefonu olanlardoğrudan bir başka şehirdeki bir telefonu arayamıyordu. Yani Urfa o tarihtehenüz ulusal ve uluslar arası otomatik telefon şebekesine bağlanmamıştı. Yurtiçiya da yurtdışı arama için 03 denen bir numara çevrilir, şehirlerarası diyebilinen bu servis görüşmek istediğiniz şehir ve numarayı kayıt alır, eğerşanslıysanız birkaç saat içerisinde görüşmeyi yapabilirdiniz.

Aradansadece on yıl geçmişti, bu arada gazetelerde ve televizyonda ( Tek kanal TRT)cepte taşınan telefonlardan bahsediliyordu. Şuan kale dibindeki binanın girişkatındaki Abonman servisinde Turcell ve Telsim adına cep telefonu aboneliğiyapılmaya başlanmıştı. 1995 yılında PTT, Posta ve Telekom diye ikiye ayrıldı. 1997 yılının 28 Şubatında mevcuthükümeti hizaya getirmeye yönelik MGK dayatması ile başlayan süreç sonundaRefah yol hükümeti görevi bırakmış, Doğruyol Partisinden ayartılanmilletvekillerinin kurduğu DTP’nin de desteklediği yeni hükümette UlaştırmaBakanlığı da bu partiye verilmişti.

Bu hükümetinen önemli iki icraatında birisi yangından mal kaçırır gibi Turkcell ve Telsim firmalarınıözel şahıslara çok küçük bir bedel karşılığı satmak oldu. Bu arada artık ev veişyerlerindeki telefonlar hem şehirler arası hem de ülkeler arası otomatikgörüşme imkanına kavuşmuştu. İşte tam bu dönemde 900’lü hatlar peydah oldu.Gazetelerde bol bol 900’lü hatların reklamları yapılıyordu. Böylece cinselliktelefonlar aracılığıyla evlerimize girmiş oluyordu. Her geçen gün ödemegüçlerinin üzerinde telefon faturaları anne babaların canını yakmayabaşlamıştı. Bu şikayetle gelenler benim böyle bir hattın telefonumda açıkolmasını istemedim şeklindeki şikayetleri çokta işe yaramıyordu. Çünkü santraltüm görüşmelere açık şekilde hizmete giriyor, ancak insanların canı yandıktansonra dilekçe ile bu hatlar görüşmeye kapatılıyordu.

Bütünbunları niçin anlattım. 1970’li yılların ortalarından itibaren sinemalardabaşlayan pornografi furyası, artık telefonlar vasıtasıyla evlerimize, ve çocuklarımıza,gençlerimize ulaşıyor. Tabiî ki bu sürecin en kötüsünü bugünlerde yaşıyoruz.Eskiden ara sıra gidilebilen sinemalarda, evdeki tek telefonda kimseninolmadığı zamanda sadece kulağa hitap eden pornografi artık internet ve akıllıtelefonlar sayesinde görüntülü olarak her yerde ve her zaman ulaşılabilir halegeldi.

Daha öncekiyazılarımda bahsetmiştim. Keyfilik bizim en büyük hastalığımız. İnsanımız ohale getirildi ki hiçbir alanda sınırlamayı kabül etmiyoruz. Eğitim dersen,artık ne öğretmenler ne de okul idaresi çocuklara öte git diyemiyor. Anındaveli özellikle de anne soluğu okul müdürün yanında alıyor. Neymiş efendimçocuğunun psikolojisi bozulmuş, maşallah hepside uzman psikolog. Dindarkadınlarımız kendileri için kısıtlı alanların genişletilmesini, daha özgür birİslam anlayışı istiyorlar, istemek serbest, nasıl olsa siyaset onlardan yana.Trafik tam bir keşmekeş, kimsenin kimseye saygısı yok. Yaya iken sürücüye,sürücü iken yaya’ya sallıyoruz. Ticaret desen tam bir rezalet, bir yanda aldığımalın bedelini ödemeyenler, diğer yanda helal haram demeden, sağlıklı,sağlıksız demeden yapılan üretim, yeni bir ev alıyorsun birkaç gün geçmeden biryerleri elinde kalıyor.

Bütün bunlarçürümüşlüğümüzün ve kokuşmuşluğumuzun birer nişanesi gibi değil mi?

İşte bütünbu olumsuzluklar yetmezmiş gibi şimdide internet ve akıllı telefonlar üzerindengelecek nesillerimizi pornografi ve bağımlılık yapan online oyunlarla kültüründen,tarihinden dininden kopararak birer dijital mankurt haline getirmek  istiyorlar. Bu defa tehlike çok büyük, bukeyfiliğe bir dur deyip önlem almazsak, çok değil birkaç yıl içerisindezombileşmiş bir nesille karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olacaktır. Vebali çokbüyük olacaktır. Bu konuyu sadece ailelere bırakmak kesinlikle bir çözümolamaz. Devletin acil olarak önleyici ve engelleyici tedbirleri hayatageçirmesi icap etmektedir. Bu konudaki taleplerimizi BİMER ve CİMER aracılığıile devletimize iletmemiz harekete geçilmesinde katkı sağlayacaktır.

Haftayagörüşünceye kadar ailenizle birlikte sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.