Brzezinski’nin The American Interest dergisinde yayınlanan “Küresel kutuplaşmaya Doğru / Toward a Global Realignment” makalesi,  küresel eğilimleri ortaya koyması bakımından önemli. Makele oldukça uzun ancak biz müslümanları ilgilendiren bölümünden size aktarma yapıp, sonra yorumumuzu yapalım inşallah! Makalenin “İslam beşlisini kontrol etmek gerekiyor” başlıklı bölümünde; ABD’nin İslam aleminde kurduğu oyunlara yakından gözlemlemek mümkün.. İslam ülkesinde, ABD’nin tabiriyle “Ortadoğu”da “istikrarlı bir dönem beklenmemekte”dir. Bu durum tespiti görünümündeki yargı, aslında ABD’nin İslam ülkesinde kurduğu oyunun açıklamasıdır. Şimdi ABD hem müttefikim dediği ülkelerden destek aramaktadır hem de Çin savaşından sıyrılmaya çalışmaktadır. Bu iki yönlü politikanın uygulanabilmesi içinse, öncelikle “ABD-Rusya-Çin arasında belirli ölçülerde işbirlikleri inşa edilmeli”dir. Daha sonrasında “bölgenin temel aktörleri olan Türkiye, Pakistan, İran, Suudi Arabistan ve Mısır” gibi ülkelerin “belli konularda” İsrail ile “ortak hareket etmeleri sağlanmalı” ve hatta “buna Avrupa’dan da destek verilmeli”dir.” Deniyor   İSLAM’IN BEŞ KALESİ Görüldüğü gibi ABD, İslam’ın 5 kalesini kontrol altında tutmak için önce Asya’dan (Çin ve Rusya) sonra da Avrupa’dan destek istemektedir.. Brezinski’ye göre bu durumda, “Suudi Arabistan kilit bir ülke olabilir”; ancak bu ülkenin, “modernleşme çabalarına karşın”, halen “Vahabi/Selefi radikalizmine destek veren yapısı”, bu ülkenin “istikrar sağlayıcı bir ülke olduğu yönünde”, özellikle Batı kamuoyunda “çeşitli endişelere yol açmakta”dır. Bu ilginç önerilerle dolu makale, Suudi Arabistan’ı açıktan hedef tahtasına koymasıyla da dikkat çekicidir. Brezinski’nin beşinci ve son önerisi, “geçmişin emperyalist mirası”na tepki duyan “Batı dışı toplumlardaki halkların isyankâr tavrı”, şimdilik “Ortadoğu’daki İslamcı hareketlerle sınırlı gibi gözükse de”, ilerleyen yıllarda “Asya ve Afrika’da ve hatta tüm dünyada” ciddi bir şekilde yayılarak “küresel bir hüviyet kazanabilir”. Makalede, bu son öneride hem İslam Birliği çalışmalarını tehdit algılaması var, hem de çaresizlik içinde Rusya ve Çin’i yanına çekme konusunda büyük bir umutsuzluk var aslında..   RUSYA VE ÇİN’DEN ÇEKİNİYORLAR Bu açıklamaların ardından Brzezinski, “başta Avrupalı devletler ve ABD olmak üzere” Batılı devletler, Çin ve Rusya’nın “Müslüman halklara yaptıkları katliamları” sıralamaktadır. Bu duruma tepki olarak gelişen yeni siyasal söylemlerin yarattığı “Batı karşıtı hava”nın güçlendiğine dikkat çekmekte ve Senegalli şair David Diop’un “Vultures” şiirinden bir alıntı yapmaktadır. “ABD’nin bölgeden tamamen çekilmesinin bölgede büyük çatışmalara ve yeni savaşlara neden olabileceğini” iddia eden Brzezinski, bu nedenle “sorumlu bir politika” olarak ABD’nin “Putin sonrası”nda “Rusya ve Çin’le çıkar ortaklıkları kurarak”, “bölgeden tamamen çekilmemesi gerektiği”ni belirtmektedir. Burada “Putin sonrası” ifadesinden ABD tarafından Putin’in istenmediği ve ondan kurtulmanın yollarının araştırıldığını da çıkarabiliriz. Brzezinski’nin yazdıklarının genel bir değerlendirilmesi yapılmak istenirse, Barack Obama döneminde “Ortadoğu’dan tamamen çıkma” söylemiyle bölgede işgal yerine Libya ve Suriye’deki gibi çok uluslu hava saldırısı stratejisi benimseyen ve Asya Pivot politikasıyla Asya-Pasifik’e açılan ve Çin savaşına hazırlanan ABD’nin, sonraki Başkan (Hillary Clinton veya Donald Trump) döneminde İslamofobi eksenli bir dış politika yürütmesi gerektiği; Çin ile Rusya’ya savaşma yerine İslam ülkesini yağmalama ve kaynakları paylaşmayı önereceği sonucu çıkarılabilir. Bu dış politika paradigmasının bakalım çöken ABD’nin son çırpınışları olarak işe yarayacak mı?   BU HAÇLI RUHUDUR VE BU RUH ARTIK ÖLÜMÜNÜ BEKLEMEKTEDİR Görüldüğü gibi dünyanın süpür gücü olduğu söylenen ABD dünyayı fokor fokur kaynatmakta. Binlerce insanı vatanından eterken, yüz binlerce insanın da ölümüne neden olmakta. Sadece ABD menfaatlerinin gözlendiği yukardaki makalede, biz müslümanlar hiç sayılmaktayız! Diyeceğim şu ki, batı batacaktır. Hemde kendi oyunları içinde batacaklardır. Çünkü sırtını dayadıkları siyonizm adına roller yapıyorlar, mazlumların kanına giriyorlar. Biz ise diriliş sinyalleri veriyoruz. Artık tankların üzerine çıkabiliyoruz. Bir büyüğümüz diyor ki, “Hak yolda ölümü hazır olanlar, ölüme hazır olmayanlara karşı galip gelirler. Evet vatan için ölümü hazır olmak gerek diyor. Saygılar sunuyorum. lar: http://www.the-american-interest.com/2016/04/17/toward-a-global-realignment/Mustafa Yürekli