Yeryüzü, yani dünyamız ve dünyamız dışı kainat mucizelerle dolu. İnsanın aklını zorluyor yeryüzünün ve gökyüzünün varlıkları. Yeryüzüne serpilmiş rengarenk çiçekler,etrafa yayılmış süslü ve meyveli bitkiler,çeşit çeşit hayvanlar bir harika… Gökyüzünün yıldızlarla donatılmış olması,güneşin her gün yeniden doğup dünyaya ışık olması insanı sevince ve  hayrete düşürüyor.  Sonsuz bir dengeler manzumesi. Bir şiir  gibi duygulu ve sevdalı bir duruş. Bir  mucize huzmesi. Bir sanat harikası. Büyük bir ressamın fırçasından çıkmış bir tablo... ”Yeryüzü bahçesini sanatına bir sergi,yaratmasına  bir meydan,kudretine bir tecelli yeri,hikmetine bir yörünge,rahmetine bir çiçeklik,cennetine bir tarla,yarattıklarına bir uğrak noktası,varlıkların akıp gittiği bir mecra,eserlerine bir  ölçek olarak yaratan Zat,her türlü  eksiklikten uzaktır.Bundan  dolayı,canlıların süslenmesi,kuşların nakış nakış işlenmesi,ağaçların meyvelerle  donanması, bitkilerin çiçek çiçek açması O’nun ilminin mucizeleri,sanatın harikaları,cömertliğinin hediyeleri,lütfünün delilleridir.’ İlahi bir güç yeryüzünü dengelemiş ve insanlığın emrine vermiştir.  Bu yaratılan yer yüzü eseri tamamen  bir  varlığın  yansımasıdır. Görünen her şey bir  sanat harikası. Yeryüzü bir bahçe. ”Bu yeryüzü bahçesinde meyvelerin süsleriyle  çiçeklerin tebessümü, seher yeliyle kuşların şakıması, çiçeklerin   yanaklarındaki yağmur damlalarının şarıltısı ve annelerin küçük yavrularına karşı şefkati; cinlere ,insanlara,ruhlara,hayvanlara ve meleklere  bir Vedud’un kendini tanıtmasının,bir Rahman’ın kendini sevdirmesinin ,bir Hannan’ın  şefkatinin ve bir Mennan’ın merhametinin işaretidir.” “Bütün tohumlar ve meyveler,çekirdek ve çiçekler birer hikmet mucizesidir. Birer sanat harikasıdır. Birer rahmet hediyesidir. Birer vahdet delili ve ahret yurdundaki ilahi lütufların birer şahididir. Allah’ın kudreti her şeye yeter. O,her şeyi biliyor. Allah yaratmasıyla,rahmetiyle ,ilmiyle,idaresi ve sanatı ile  her şeyi,bütün varlıkları kuşatmıştır elbette…Güneş bir tohumdur.Yıldızlar bir çiçektir. Yeryüzü,yani dünyamızda  bir buğday tanesi gibidir Allah’ın yanında. Ağacın yaratılmasında  en belirgin  maksat  onun meyvesidir.  İnsanda kainatın meyvesidir. Yaratıcının nazarında birinci gayedir insan. Her şey şerefini insandan alır. İnsan yaratılmışların en şereflisidir. En mükemmelidir. Her şey  insan içindir. ” Kalp de bir çekirdektir. Kalp  Allah’ın en parlak aynasıdır.İşte bu hikmettendir ki şu küçücük insan,bu varlık aleminin yıkılıp değiştirilmesi ve başka bir  hal alıp yenilenmesi şeklinde cereyan edecek haşir ve neşre en açık sebep olmuştur.” Öyleyse insan da en büyük bir mucizedir. Bence de insan mucizesi halen keşfedilmemiştir. Belki bundan dolayı Yunus Emre hazretleri : İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir Sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır… Kuranda da ilk emrin “oku” ile başlaması  insan mucizesine bir işarettir. Okursan keşfedersin. Keşfetmiyorsan boşa okuyorsun. Evet yeryüzü bir mucizedir. En küçük zerreden,en büyük yaratıkların hepsi bir mucizedir.