Cenab-ı Mevlam  rahman  suresinde: “Yıldız ve ağaç da secde eder” buyurmaktadır. Bunların nasıl secde ettiği bir parça anlaya bilmek için ; bizimde secde li olmamız gerekir. Secde etmeyen secdenin ne anlama geldiği  bilemez.Secde ; Kainat sahibinin büyüklüğü ve sonsuz kudreti karşısında;Allah’’u Ekber diyerek, nefsin hortumu büküp yüzümüzü yere koyarak acizliğimizi göstermektir.Allah’hın gücü karşısında bizim bir hiç olduğumuzu anlamaktır.Çünkü Allah’ın gücü karşısında secde etmeyen canlı ve cansız hiçbir mahluk yoktur.Taşlar o’nu tanıyor,ağaçlar tanıyor, yıldız ve güneş tanıyor.Hepside kendine mahsusu bir lisanla; Allah’ı tesbih ediyor.Demekki biz insanlar eşref-i mahluk olarak yaratılmışlar eğer, Allah-ı tanımassa; taştan ve ağaçtan daha aşağı olmaz mı? İşte o zamanda” yakıtı insanlar ve taşlar olan “cehenneme ehil bir varlı olarak ateşe layık olmaz mı? Örneğin: Allah Rasulü yolda giderken taşlar ve ağaçlar; o’na selam vererek “Esselamü aleyke hoş geldin Ey Allah’ın Rasulü “diye karşılı yorlar.Yani o’nun tanıyorlar. Güneş o’nu tanıyor, o’nun karsısında selam duruyor ve görevini tatil ediyordu. Yani belli bir süre hareket etmeden duruyordu.Bir gün sahrada,çölde giderken abdest bozması icap etti.Korunacak bir yerde yok. Bakarlar ki uzakta bir ağaç var. Allah’ın Habibi ona eli ile bir işaret yapar gelmesi için.Ağaç bir sağa bir sola sallanarak yerinden çıkar,Rasulüllah’ın  yanına gelir, boynunu büker ve o’na korunaklık yapar.Allh’ın Habibi def-i hacet ettikten sonra ağaç geri yerine gider.Bunu yanında ki sahabeler de görür. Bu açık bir mucizedir.Çünkü o alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.Sahabeler de zaten bu gibi mucizelere alışıktır.Mescid-i Nebevide Peygamberimizin yaslanarak hutbe okuduğu bir hurma kütüğü vardır.Hutbeleri o’na yaslanarak okur.Dha sonra o’nun yanına bir küçük binber yapılır. Rasulullah o’na çıkarak hutbe okumaya başlar.Bir gün hutbe esnasında o kuru kütükten ağlamaklı bir ses duyulur. O’nu bütün cemaat te duyar.Allha Rasulü daha sonra iner o’na sorar ne oldu niye ağlıyorsun? Sen beni terk ettin ondan ağlıyorum der. Allah’ habibi o’nu eli ile sıvazlar ağlamamasını söyler, ondan sonra ağlamayı keser.Bunun örnekleri gayet fazla.Demekki bir insan olarak bizlerin de ; bir taştan , bir ağaçtan  hatta bir kuru kütükten daha aşağı olmamamız gerkir.Yoksa sonun da çok mahcup oluruz.Elimiz de fırsat varken gafil olmayalım, son pişmanlık fayda vermeye bilir. Rabbül Alemine emanet olun.