Yol, genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi diye tanımlanır. Tabi yollar vardır, geniş ve güvenli olup kısa yoldan bizi varacağımız yere ulaştırır. Kimi zaman kazalar da olur yollarda… Biliriz ki “Yol vardır dikenli, yol vardır huzurlu!” Her yolun birde yolcusu vardır… Aslında yollar yolcular için yapılmıştır. İnsan yoldan çıkmasın. Müslümana göre yol birdir, o da doğru yoldur. Bu yolda, iyilik vardır, güven vardır, kardeşlik vardır, yardımlaşma vardır… Ama bu yoldan çıktınız mı, şarampola düşersiniz kimi zamanda uçurumlara yuvarlanırsınız, Allah esirgesin… Bunu niye anlatıyorum? İnsanlığın içinde yaşadığı sıkıntıların temel sebebi yanlış yol seçmek ya da yoldan çıkmışlık olsa gerek. Kimimiz yolcu olduğumuzun farkında değiliz ya da yol seçmesini bilmiyoruz. Kimimiz ise doğru bildiğiniz yolda, gidiyoruz gündüz-gece... İLK YOLDAN ÇIKAN Halk arasında ‘yoldan çıkmak’ diye bir deyim vardır bilirsiniz. Bu deyimin sözlük anlamına baktım; “Kötü yola sapmak, doğru yoldan ayrılmak, azgınlığa düşmek."Komşunun çocuğu iyice yoldan çıkmış, ne yaptığını bilmiyor." Örneği ile verilmiş. Çevrenize bir bakın hatta kendimize dönüp bir bakın, kimi zaman yoldan çıkmıyor muyuz? Bundan dolayı günahlara muhatap oluyoruz. Yarabbi sen affet! Yoldan çıkan ilk insan Kabil’dir derler. “Eski Ahit'te, Kur'an'da ve hadislerde bahsi geçen dini şahsiyetler. Kabil, Âdem ve Havva'nın büyük, Habil ise küçük oğludur. Kabil'in, kardeşi Habil'i öldürdüğüne ve tarihteki ilk katil olduğuna inanılır.” Hikayesini gelince “Kur'an'da Kabil ve Habil'den Maide suresinde bahsedilir. Kur'an'da isimleri geçmez ancak diğer İslami kaynaklarda Kabil ve Habil olarak adlandırılır. Habil ve ağabeyi Allah'a birer kurban sunmuşlardı. Kabil, kendi kurbanı Allah tarafından kabul edilmediği için kardeşini öldürmeye karar verdi (Maide Suresi, 27-32). İbn-i İshak tarafından rivayet edilen ve sahih olmayan bir hadise göre Habil ve Kabil'in birer ikiz kız kardeşleri vardı ve birbirlerinin kardeşiyle evlenmeleri istenmişti. Kabil'in ikizi Aklimâ, Habil'in ikizi Lebudâ'an daha güzel olduğu için Kabil bu değiştirmeyi kabul etmez. Bir gün ikisi de Ava giderler ve Habil ile Kabil bir Leopar görürler ve Kabil kibirlenerek Leopar'a saldırmak ister ama Leopar Kabil'e eziyet eder ve Habil Leopar'ı öldürüp Kabil'i kurtarır. Sonra Habil uyuyarak bir rüya görüp Kabil'in Cehennem'de yandığını görür. Bir gün Kabil Habil'e onu öldüreceğini söylediğinde, Habil, Allah'tan korktuğunu söyleyerek karşı koymaz ve ağabeyine el kaldırmaz. Ancak Kabil'in cehennem ateşinde yanmasını diler. Daha sonra ağabeyi, Habil'i öldürür ve yeryüzündeki ilk cinayeti işlemiş olur..(Vikipedi) İNSANIZ BİZ Dünya kurulduğundan bu yana, iyilerin ve kötülerin daha doğrusu doğru yolda yürüyenlerle azıp sapmışların kavgaları sürüp gidiyor. İnsanın aklına hemen şu soru geliyor, neden insan doğru yoldan ayrılır? Aynı soruyu kendime sordum. Yakın çevreme baktım, hatta kendi içime döndüm, ilk cevap ‘nefsim’ sonra arkadaşım olarak geldi. Siz buna farklı cevaplar da verebilirsiniz. Ancak gerçek olan şu ki, insan bir Allah’a ve onun koyduğu kurallara uymaz ise yoldan çıkıyor. Bunun için Kur’an Fatiha Suresinde “İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. Yani - Hidayet eyle bizi doğru yola, O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.” Her namazda söylüyoruz bu sözleri ama yine de doğru yoldan çıkıyoruz işte.  Bu durum aslında bizim imtihan da olduğumuzun en büyük delilidir. Sizin anlayacağınız, bu günkü olayların farklısı tarihte yaşanmış, gelecekte de yaşanacaktır. Yolu takip edenlerle, yoldan çıkanların hep mücadelesi sürecek. Dünya gemisinde bir tek iyi kalana kadar da devam edecek. Yoldan çıkanların kuralı yoktur, onlar bu açıdan dünya da rahat gibi görünselerde, ilahi azaba uğrayacaklardır. Yoldan çıkmışlık sizi bu dünyada da, ahirette de yakacaktır. Kalın sağlıcakla.