Günümüz de komşuluk ilişkileri istenilen seviyede değildir.Aslında komşu bize akrabadan da daha yakındır.Sıkıntılı ve neşeli günlerimizde önce onların haberi olur.İyi komşu belki de bir çok kötü akrabadan daha iyidir.Bunu ben hayatımda bizzat yaşayarak gözlemledim.Bir zamanlar benim bir komşum vardı ( Allah gani rahmet eyleye) ondan gördüğüm yardım ve desteği hiçbir yakınımdan görmedim.Bunu şunun için söylüyorum. Zayıflamış olan bu ilişkileri biraz gözden geçirip, azda olsa bu konuda  ne yapmamız gerektiği hususunda biraz çaba sarfetmek.Zayıflamış olan bu ilişkiyi ne yaparsak daha üst seviyeye çıkarabiliriz bu konuda yapılması gerekenleri gözden geçirmek.Komşumuzla karşılaştığımızzaman en azından bir selam, bir merhaba ve ufacık bir tebessüm göstermeye gayret etmek. Bu bize çok şey kazandırır ,bir şeyde kaybettirmez.Hasta olduğunda bir hal hatır sormak çok da zor değildir.Sanırım bunlar aradaki buzların erimesine de katkı sağlıyacaktrı.Bizim önderimiz, Rahberimiz Allah Rasulü (sav) lem komşu hakkında çok önemli tavsiyelerde bulunmuştur.Diyorki:”Cebrail (as) bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki ; komşuyu komşuya mirasçı yapacak sandım” buyurmaktadır.Yine başka bir mübarek sözünde:”Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”derken her halde önemli uyarılar da bulunmaktadır. Sen bolluk içinde yaşarken komşudan haberi olmayanın kendini bir hesaba çekmesi çok  önem arzetmektedir.Yoksa bunun hesabını vermek zorunda kalacaktrı.Başka hiçbir inanç sisteminde insana bu kadar önem verilmemiştir.İslam-ı yüceliği de buradan anlaşılmaktadır.Çünkü İslam alemlere rahmettir ve tüm insanlığa bir barıştır. Ülkemizde daha önceleri yaşanmış bir hadiseyi Konya Kapı Camiinde rahmetli Tahir Büyük Körükçü Hocamızdan dinlemiştim. Hadise şu:Bir birine bitişik iki komşu var. Biri zengin diğeri fakir. Zengin olan komşu hacca gitmek üzere hazırlıklarını tamamlar , gitme zamanı gelmiştir.Evden çıkar komşusunun da helallığını almak ister. Tam komşusunun kapısına yaklaştığında yoldan geçmekte olan hamile bir bayan kendisine yaklaşarak; Amca ben hamileyim çok da fakir biriyim, sanırım şu sizin komşudan olsa gerek bir yemek kokusu geldi çok canım çekti bir lokma da olsa bana isteye bilirmisiniz diye ricada bulunur. Tamam der hacı adayı amca kapıyı tıklar. Komşu kapı açar onu görünce hemen kapıyı kapatır.Bu  olay zoruna gider.Tekrar kapıyı çalar yine aynı tavırla karşılanır. Olay daha da zoruna gider.Tekrar kapıyı çalar sebebini öğrenmek ister.Komşu bu defa açar ne istiyorsun buyurun der.Niye kendisine böyle davrandıklarını sorar.Ben sadece sizden bir helallık ve şurada bekleyen kadıncağıza da sizin evde pişen yemekten bir lokma istemekti der.Komşu bizde pişen yemek bize helal başkasına haram der.Adam anlamaz nasıl size helal başkasına haram olur der.Komşu cevap verir.Bi üç gündür açtık , beyim gitti bir ölü hayvandan koparıp getirdiği eti pişirip onu yemek yapıyoruz. Onun  için bu bize helal başkasına haram der.Hacı adayı amcanın kafası danklar, ben ne yapmışım, komşum bu haldeyken neden haberim olmamış diye pişmanlık duyar.Tamam özür dilerim siz haklısınız der ve oradan ayrılır.Hemen çarşıya gider bir eve lazım olan ne varsa temin der, getirir komşusuna verir, tekrar tekrar da özür diler.Bu arada haç parsını harcamış ve gitme imkanı da ortadan kalkmıştır, O sene gidemez. Hacı adayı amcamız  aradan geçen zamanda tam haç görevlerinin yerine getirildiği sırada rüyada kendisini Kabe de hacılarla hac görevini yaparken görür.Hatt bir ara kendini tanıyan birileri tarafından haccın kabul oldu, Allah mübarek olsun derler. O arada uyanır bakar ki ter içinde kalmış.Ama içinde bir huzur ve rahatlık olduğunu hisseder.Hemen aklına yaptığı iyilik gelir, Allahım sana şükürler olsun diye dua eder.İş te komşuya yapılan iyiliğin kazandırdığı mutlu son. Yüce Allah’a emanet olun. Ahmet OĞUZ