Kalem Arapça bir kelimedirve yazı yazmak için bir araçtır. Kur’an da birçok yerde geçer. Dünkü yazımda,Alak Suresinde kalem kelimesi geçtiğini. Bununla okuma, yazma ve tefekkürarasında bir ilgi olduğunu yazmıştım. Burada “kalem” kelimesinin, işlevi veamacı dikkate alındığında bilinen kalemden bilgisayara kadar bütün okuma, yazmave bilgi alıp verme araçlarını kapsadığını da belirtmek gerekir. Hz. Peygamber(asm), inzivaya çekilmeyi âdet edindiği Hira mağarasında iken, Ramazan ayının27. gecesi (Pazar-Pazartesi) tan yerinin ağarmaya başlamasından az önce ufuktanurdan bir şekil görmüş; o zamana kadar hiç karşılaşmadığı bu nurânî varlığın(Cebrail) kendisine seslendiğini duymuştur. Hz. Peygamber olayı şöyle anlatır:"Melekbana okumamı emretti. Kendisine okuma bilmediğimi söyledim. Beni kollarınınarasına alıp kuvvetle sıktı; sonra 'Oku!' dedi. Ben yine, 'Okuma bilmem.'dedim. Beni tekrar kollarımın arasına aldı, kuvvetle sıktı ve 'Oku!' diyetekrar etti. Ben yine 'Okuma bilmem.' dedim. Üçüncü defa kollarının arasınaalıp daha kuvvetlice sıktıktan sonra bıraktı ve şöyle dedi: 'Yaratan rabbininadıyla oku; O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yarattı. Oku! Rabbinsonsuz kerem sahibidir. O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmedikleriniöğretmiştir.'" (bk. Buhârî, Bed'ü'I-vahy, 3; Müslim, İmân, 252)

İLK VAHİY

“İlk vahyin"oku" emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi,okumanın ve ilmin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunugöstermektedir.Kuran'ın, canlılar arasında insanın farklı ve üstün yerini onunöğrenme özelliği ile tanımlaması son derece anlamlıdır. (Ayrıca bk. Bakara,2/31) Âyette Hz. Peygamber (asm)'e emredilen okumanın konusu belirtilmemiştir;çünkü başta kendisine indirilen vahiy ve kozmik evrendeki âyetler olmak üzere,okunması, yani üzerinde inceleme yapıp zihin yorarak hakkında bilgi edinilmesi,ders ve ibret alınması gereken her şeyi tanıması, hakikatini anlayıp kavramasıistenmektedir. Kuşku yok ki yaratanı tanımak, bilimin de dinin de temeliniteşkil eder. Bu sebeple "Yaratan rabbinin adıyla oku." buyrularak,Hz. Peygamber (asm)'in okuma faaliyetine veya herhangi bir işe, başkavarlıkların adıyla değil, Yaratan Rabbin adıyla başlaması ve O'ndan yardımistemesi emredilmiştir.

YAPTIĞIMIZ HER İŞALLAH(CC) İÇİN OLMALI

Âyette"Yaratan Rabbinin adına oku." şeklinde de mana verilebilir. Sonuçtaokumanın (veya herhangi bir faaliyetin) Allah'ın adıyla, Allah için ve Allahadına yapılması emredilmiştir. Ayrıca, Ayette "Yaratan Rabbinin adıylaoku." buyrularak, özellikle yaratma sıfatına vurgu yapılmıştır. Çünkü heminsandaki okuma yeteneği ve imkânını hem de onun okuduğu, incelediği, anlamayave kavramaya çalıştığı objeleri, nesneleri yaratan Allah'tır. İnsan, bilgiedinme sürecinde Allah'ın verdiği imkân ve yetenekleri kullanmakta, O'nunyarattığı şartlarda ve onun yarattığı varlıklar üzerinde bilimsel inceleme vearaştırmalar yapmaktadır.  Durum böyleiken, yani O'nun yarattığı yeteneklerle O'nun yarattığı varlık âleminiincelerken, bütün bu lütufları görmezlikten gelerek Allah'a şükretmemek, O'nutanımamak, üstelik bunu bilim adına yapmak büyük bir nankörlüktür.( Diyanetİşleri Başkanlığı Tefsiri)

CEHALET EN BÜYÜKSORUNUMUZ

Özetle, Müslümanokur, araştırır, sorgular bu konuda model olur. Bu güne kadar, bu ayetingereğini yapamadık, inanıyorum ki bundan sonra kitapla aramızdaki perdelerikaldırırız. Zira İslam ve Cehalet kelimeleri yan yana yakışmıyor….Evet, İlimRabbimizin en büyük sıfatlarındandır. Dolayısı ile biz Müslümanlarda ilimsahibi olmamız gerekiyor. Bunun birinci yolu okumaktan geçiyor. İlim farzdır,bunun için evlerimizde, işyerimizde, durak, kısacası en küçük bir zamandiliminde okuma alışkanlığı kazanmak durumundayız. Cehaletle aramızdakiduvarları ancak böyle yıkarız.

Kalın sağlıcakla.