Değerli Dostlarım; Bu hafta sizlerle hangi konuda sohbetedeyim diye düşünürken, uzun süredir ortalıkta gözükmeyen çokbilmiş sosyologarkadaşım arayıp, görüşmek istedi. Böylece beni de ne yazayım derdindenkurtarmış oldu.
Her zaman ki yerde ve her zaman ki saatte buluştuk. Özlemişimbu çokbilmiş arkadaşımı meğerse.
“Nerelerdesin kardeşim? Bir batıp bir çıkıyorsun, insanara sıra şu telefon denen aleti kullanır da bir hal hatır sorar, ben aradığımdaya meşgul oluyorsun, ya da ulaşılamıyor”.
“ Haklısın biraz yoğunum bu aralar, ulaşılamama hususuna gelince,benim suçum değil, bulunduğum yerlerle alakalı olsa gerek”.
“Her neyse neler yapıyorsun, yoğunum dedin, ne işlerlemeşgulsün?”
“Nolacak, derdimiz memleketin ahvali, bizim kendimizleilgili bir derdimiz tasamız olmaz”.
“Bilirim kardeşim, anlat hele seninle görüşeceğim diye bu hafta ki yazımı da henüz yazmadım,nasıl olsa arkadaşımın gündemi yoğundur, onda malzeme boldur, benim kafamıyormama gerek kalmaz dedim, haksız mıyım”?
“Aynen dediğin gibi, sana bir hafta değil haftalar boyuyetecek materyal var bu tasın içinde”.
“Rabbim o tasların sayısını artırsın, sizin gibilerolmasa bu toplumu uçurumlara, şarampole düşmeden menzile ulaştırmak münkün mü”?
“ Bak kardeşim, sen gazetecisin, gündemi ister istemeztakip ediyorsundur, son günlerde Cumhurbaşkanımızın belli konulardaaçıklamaları ve talimatları oldu”.
“ Haklısın yoğun iç ve dıs konuların arasında belki de birçokkişinin çok dikkat etmediği hususlar, önce TEOĞ meselesi halledildi, gerçi benitam olarak tatmin etmese de”.
“Hayrola bu meselenin bu minvalde çözümü uzun süredirbeklediğin bir şeydi”
“Öyle de, yüz yirmi bin kontenjan için sınav yapılacakolması benim beklentime aykırı, çünkü göreceksin bu yüz yirmi bin kontenjaniçin özellikle anneler çocuklarının seviyesine bakmadan sınava hazırlanmasıiçin tüm imkânlarını seferber edecek, tahminime göre bir milyona yakın öğrenci bu merkezi sınava girecektir.Böyle olunca da maksat hâsıl olamamış olacaktır”.
“İşte bende tam bununla ilgili düşüncelerimi seninlepaylaşmak istiyordum, bu ülkede bozuk bir zemini düzgün hale getirmek içinsadece irade yetmiyor, senin düzleştirdiğin zemin birileri tarafından tahripediliyorsa hiçbir zaman başarılı olmak mümkün olmaz. Bu nedenle bizim başka biryol bulmamız, yani toplumsal irade ile yönetici iradenin aynı zeminde buluşmasınısağlamalıyız. Yoksa sen yaparken birileri arkandan yıkmaya başlar, maksat hâsılolmadığı gibi, kaynaklarda boş yere heba olur”
“Anlat hele, bende merak ettim doğrusu”
“Cumhurbaşkanımızın son zamanlarda özellikle gençleriilgilendiren hususlarda açıklama ve talimatları olduğunu görüyoruz. Önce TEOG,sonra okullardaki müfredatların gözden geçirilmesi, hemen akabinde teknolojininkontrolsüz kullanımı nedeniyle gençlerimizin hatta çocuklarımızın içine düştüğüdurum. Dikkat çekilen bu hususların her biri başlı başına önemli, anacakbunların çözümünü tek tek ele almaya kalktığımızda sadece bir şeyler yaparmışgibi gözükür aslında sadece zaman ve kaynak kaybından başka elimizde bir şeyinkalmadığını çok kısa sürede anlarız.
“Ee ne olacak o zaman, hiçbir şey yapmamak olmaz,konuları tek tek ala alsak, sonuç sıfır, yani aşağı tükürsen sakal, yukarıtükürsen bıyık meselesi midir mevzuu”?
“Hiç olur mu, her derdin bir dermanı vardır, yalnız bureçete biraz girift, karmaşık, yorucu, günü birlik, yapboz yaklaşımlarla sonuçalınamayacak kadar zor meseleler. Bak kardeşim: bu ülkenin gündemi ne zamanekonomi, terör, işsizlik gibi başlıklardan kurtarılır, gerçek manada toplumsaldönüşümün önemi kavranıp toplumun çoğunluğunun ilk önceliği haline gelirse, ogündemden hiç düşmeyen, terör, işsizlik, gelir dağılımı gibi sıkıntılarımızında kalıcı olarak halledildiğini görebileceğiz”.
“İnşallah, artık detayları haftaya kalsın ne dersin”?
“Haftalara diyelim”.
“İnşallah”.
Evet değerli dostlarım bu haftalıkta bu kadar, bu konudaeleştiri ve katkılarınızı [email protected]adresine bekliyorum.
Görüşünceye kadar Allaha emanet olun.