Şehri terk edecek olan İngilizlerin yerine, Antep’ten Fransızlar gelecek diye Ermeniler, sokaklarda sevinç naraları atıyor. Şeyhadil’de Fransızları karşılayacak olan Ermeniler, kadın erkek, çoluk çocuk dam başlarında mızıka çalıyor, bayrak sallıyor.
Hırlakyan, şaşalı bir karşılama töreni yapıp yeri göğü davul sesleriyle inletmek ister. Onun için davulcuları toplayıp Şeyhadil’e gelmesi için oğlu Setirek’i Abdal Halil Ağa’ya gönderir.
(Abdal Halil Ağa, haymada –çardak- hanımıyla konuşuyor.)
Hanımı– Halil Ağa, zat zahra bitti. Elin gâvuru şehre geldi geleli düğün dernek kalmadı. Geçim zorlaştı. Ne yaparık, deyi gara gara düşünür oldum.
Halil Ağa– Hâtun, Allah kerim. Olursa yeriz, olmazsa……
(Derken bir gürültü duyulur. Abdal Halil Ağa, hanımının sözünü keser, gürültüye dikkat kesilir.Haymasında gelenlere sırtı dönük davuluyla meşgul. Atlıların gürültüsünü duyunca hanımına:)
Abdal Halil Ağa– Hâtun, kim bu gelenler?
Hanımı– Her helde Hırlakyan’ın azapları. Ellâam Hırlakyan’ın oğlu Setirek de var.
(Derken atlılar haymaya ulaşır. Setirek keyifle konuşmaya başlar. Halil Ağa, hâlâ atlılara dönmemiştir.)
Hırlakyan’ın Oğlu Setirek– Halil Ağa, sana babam Hırlakyan’ın selamını getirdim.
Abdal Halil Ağa– Selam Allah’ın aldım.
Setirek– Babam der ki yarın Antep’ten Fransız general müfrezeleriyle şehrimize gelecek. Abdal Halil Ağa’ya söyle, en eyi davulcularını toplasın, yarin öğlen Şeyhadil’e gelsin. Şu da babamin hediyesi.
(Der ve Halil Ağa’nın önüne altın kesesini atar. Abdal Halil Ağa bir süre sessiz kalır.)
Setirek– Halil Ağa, bir kese altini az buldin herhalde? Al bir kese altin daha.
(Halil Ağa bu defa hiddetle ayağa kalkar, ayağıyla keseleri atlılara doğru atar. Haymada ileri geri yürür. Gelenler sükût eder. Setirek bu olay karşısında şaşkındır.)
Abdal Halil Ağa– Ulan Setirek, git Hırlakyan’a da benim selamımı söyle. Bu hırlamasının bir gün bir bedeli olur. Biz namusumuzla davul çalar geçimimizi sağlarız. Ama davulumun tokmağının sesi satlık değil. Hırlakyan bilsin ki benim gomşumun soğanının gapçığı bu altınlardan daha değerlidir. Sonra bu bir din bahsidir.
(Elindeki çomağı ve davulu göstererek.)
Hırlakyan aha bu davulun gasnağını altınla doldursa da bu çomak bu davula vurmaz! Ben müslüman gardaşlarımın bağrına çomak vuramam! Defolun gidin!
(Gidip gelmeye devam ederken perde kapanır.)