Sokollu Mehmet Paşa, Yeşilce Mehmet Bey’in Bosna’dan Vişegrat Kazası’nın Ruda Nâhiyesi Sokoloviç Köyü’nden getirdiği bir dahi… Kanuni Sultan Süleyman’ın son II. Selim’in tek III. Murat Han’ın ilk Vezir-i Azamı Osmanlı Devleti’nin kaderini değiştiren dünya tarihinin akışına yön veren bir bilge. 28 Haziran 1565–12 Ekim 1579 14 sene 3 ay 15 gün sadrazam olarak Osmanlı Devleti’ne hizmet etti. Vefatının üzerinden 437 yıl geçmiş olmasına rağmen kimlerin organizasyonu ile suikasta uğradığı ortaya çıkarılamadı. Mehmet Paşa’nın şahadeti hâlâ tarihin aydınlatılamamış ve karanlıkta kalmış safhalarından biridir. Bu yazımızda şehit Vezir-i Azam’ın cinayetinin üzerindeki sır perdesini aralamaya çalışacağız. Tarihi kaynaklar ne anlatıyor, izini sürüp katili kimin ya da kimlerin azmettirdiğini bulacağız. Cinayetin nedenini niçinini anlayabilmek için tarihte yolculuk yapıp paşanın Vezir-i Azam olana kadar ki hayatını ve Osmanlı Devleti denilen süper gücün ikinci adamı olduktan sonraki icraatlarını anlatmamız yani Sokollu Mehmet Paşa’yı tanımamız gerekmektedir. Bosna’nın Vişegrat Kazası’nın Ruda Nâhiyesi Sokoloviç Köyü’nden olan Sokollu, Yeşilce Mehmet Bey ve beraberindeki 39 çocukla beraber önce Edirne’ye getirildi. Zekâsı ve kabiliyetleri fark edilince İstanbul’a saraya Enderun Mektebi’ne alındı. Doğum yerini ihtilafsız olarak bildiren tarihçiler nedense doğum yılı hakkında ittifak halinde değillerdir. 1505–1512 tarihlerini zikredenler vardır. Yetiştirilmesinden sorumlu olanlar ona ihtimam gösterdiler kısa zamanda padişahın hizmetine verilecek hale geldi. Enderun’da yetişti. Rikabdar, Çuhadar ve Silahdarlığa kadar yükseldi. O artık Silahdar Mehmet Ağa olarak anılıyordu. Padişahın yakınlarından olmuş padişahla sohbet edebilecek duruma gelmişti. Bosna’ya gidip özlemini çektiği ailesini İstanbul’a getirmek isteğini arz etti. O günlerde Bosna cizyesi için gidecek olan Ahmet Bey’e tembih edildi; Mehmet Ağa’nın ailesi İstanbul’a getirildi. Barbaros Hayrettin Paşa’nın vefatından sonra Kaptan-ı Derya yapıldı (1546–1550). Bazı kaynaklar iki sene bazı kaynaklar ise dört sene Kaptan-ı Derya olarak vazifede kaldığını yazar. Derya kaptanlığından alınınca Rumeli Beylerbeyi vazifesine tayin edildi. 1561 yılında II. Vezirliğe yükseltildi. Sadrazam Semiz Ali Paşa’nın ahrete göç etmesinden sonra 28 Haziran 1565’te Vezir-i Azam olarak tayin edildi. Vefat eden Sadrazam Semiz Ali Paşa sulh yanlısıydı. Şartlar bir savaşı lüzumlu hale getirse de barış için uğraşır elinden geldiği kadar diplomatik yollar ile meseleleri halletmeye çalışırdı. Sokollu ise onun aksine savaşçıydı. Paşanın korkak cesur olmayan bir kimse olduğunu yazıp çizenler inşallah sonradan da olsa hayatını araştırmışlar ve nasıl bir vebalin ve günahın altına imza attıklarını görüp utanmışlardır. 1562’de Avusturya-Osmanlı sulh antlaşması Busbeg ile Semiz Ali Paşa arasında yapılmış süresi henüz dolmamıştı. Ama vaziyet muhafaza edilemedi Osmanlı himayesindeki Erdel Beyi Avusturya’ya ait birkaç yeri aldı. İmparator, Sultan Süleyman’a şikâyetçi oldu ve aynı zamanda Osmanlı himayesindeki Erdel Hududu’na saldırdı. İki şehri zaptetti, tam bu sırada Semiz Ali Paşa öldü ve Sokollu sadârete geldi. Savaşçı olan yeni Vezir-i Azam savaş ilan etti.
ZİGETVAR SEFERİ (1 Mayıs 1566) Padişah hasta olmasına rağmen sefere çıktı. Zigetvar çok direndi sultan ise vefat etmeden kalenin düştüğünü görmek istiyordu. Ancak kalenin alındığını göremeden 6 Eylül’ü 7 Eylül’e bağlayan gece hakkın rahmetine kavuştu. Fetih ise kısa bir zaman sonra gerçekleşti. Sokollu’nun yükü ağırlaşmıştı. Padişahın vefatını kargaşaya meydan vermemek için büyük bir ustalıkla sakladı. Fetih şenlikleri için emir verdi Şehzade Selim’in acele yola çıkması için de haber çıkardı. Şehzade gelene kadar
Sır Kâtibi Feridun Ahmet Bey ile birlikte üç hafta boyunca bu sırrı gizlemeye muvaffak oldu. Sadece bu hadise bile onun ne kadar dirayetli olduğunu hükümet ve idareyi kuvvetli bir el ile tuttuğunun açık misalidir.
Sultan Selim Sultan Süleyman’ın politikalarını anlamıştı. Onun siyasetinin takipçisi olacak bir sadrazamla çalışması lazım geldiğini biliyordu. Saltanatla beraber sadâret de değişebilirdi. İşte sırf bu yüzden Sokollu vazifeden el çektirilmedi. Savaştan sonra yedi ay uğraşılmış 25 maddelik bir anlaşma ile Sokollu Mehmet Paşa’nın yüksek siyasi kabiliyeti ile Avusturya’dan istenilenler alınmıştı. II. Selim Han 15 Aralık 1574’te vefat etti. Nurbanu Sultan kocasının ölümünü Sokollu’ya duyurdu. Paşa, Kanuni’nin ölümünde ki davranışını tekrarladı.
Sır Kâtibi Feridun Ahmet Bey ve onun maiyeti haricinde hiç kimse padişahın ölümünden haberdar edilmedi. Şehzade Murat’ın Manisa’dan gelip tahtı devralabilmesi için her türlü hazırlık yapıldı. 21 Aralık’ta İstanbul’a ulaşan Şehzade 22 Aralık’ta (1574) Sokollu’nun siyasi ve idari tedbirleri sayesinde hiçbir problem yaşanmadan yapılan cülus töreni ile padişah ilan edildi. Sultan III. Murat’ta babası II. Selim Han gibi
Sultan Süleyman’ın izlediği siyasetin takipçisi olacağını bildiği paşayı Vezir-i Azamlık görevinden almadı. Böylece Sokollu’nun Sadrazamlık görevindeki son beş yıla girilmiş oldu. Sarayın içinde ve dışında Sokollu Mehmet Paşa’ya cephe almış bir grup vardı. Paşa zekâsı, dirayeti ve gücü nispetinde çırpınıyor devlet çarkını çevirebilmek için elinden geleni yapıyordu.
En yakınında ise Sır Kâtibi devletin kara kutusu Feridun Ahmet Bey vardı. Paşanın kim ya da kimler tarafından şehit edildiğini anlayabilmek için Feridun Ahmet Bey’i tanımak zorundayız. Zira suikastı yaptıranlar onun paşanın öldürülmesinden önce yanından uzaklaştırmışlardı. Çünkü Feridun Ahmet Bey HER ŞEYİ BİLİYORDU. (DEVAM EDECEK)