Ağlamak ve gülmek insanın fıtratında olan şeylerdir. Ağlamak aslında bu dünya için geçerli bir olgu. Çünkü insanı cennette acıdan ağlatacak bir husus olmayacak diye biliyorum. Ağlamak acıların boşalması anlamına gelsede benim bahsedeceğim gözyaşı acılardan değil, aşkın gözyaşı olacak. Aşk deyince de insanlar, hemen karşı cinsi düşünüyorlar. Oysa gerçek aşk, ancak Rab’be duyulan saygıdan, daha çok da sevgi ve muhabbetten geliyor… Kur’an da ayet vardır: “  Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbleri yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.(Ra’d-28) İşte şu anda Kabe’de olmak ve Yaratanı zihir etmek de vardır. Tavaf ederken gelen iki damla gözyaşı sizi alıp götürür sevdanıza… Neyse, biz dönelim konumuza. Acı çeşitleri olduğu gibi, gözyaşı çeşitleri de vardır. Öfkenizi yenemediğinizde ağlarsınız. Sevindiğinizde ağlarsınız. Sevdiğinizde ağlarsınız…. Dediğim gibi bir de acı ile gelen gözyaşı vardır.   AKİF’İN MEDİNE’DEKİ GÖZYAŞLARI Rahbetli Milli Şairimiz M.Akif Ersoy’un Hac ziyareti öncesi, Medine’ye gelmiştir. Ben bunu Konyalı bir hocaefendiden dinlediğimde çok etkilenmiştim. Akif’in, Efendimiz(sav) Ravzasına uğradığında döktüğü gözyaşlarını anlatırken, orada ki bulunan tüm hacılar da ağlamaştı. Doğrusu bende çok etkilenmiştim. Demişti ki hocaefendi, acıdan dökülen gözyaşı tuzlu olur, Allah aşkı ile akan gözyaşı ise tatlı olur. Tıbben doğru mu? Bilmiyorum ama galiba madden olmasa da manen doğrudur. Ancak bu gözyaşı isteseniz de gelmez. Yine Medine’deyiz yanımdaki hacı kardeşim Zafer kardeşim, ağlamak iki damla gözyaşı dökmek istediğini ancak bir türlü beklediği gözyaşını dökemediği belirtmişti. Bu bir motivasyon işi veya aşk işi olsa gerek. Şems-i Tebrizi der ki; “Hak Yolunda ilerlemek kalp işidir, akıl işi değil… Kılavuzun daima yüreğin olsun, Omzun üstündeki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol; silenlerden değil” der. Demek ki, nefsini ve haddini bilmek gerekiyor o makama uğramak için. Kendi enesine ayaklar altına almayan, dünyayı arkasına atamamış insanlar ağlayamaz. O an ağlasa bile nefsi ile davası sürdüğü sürece gözyaşı gelmez. O gözyaşı ki rahmettir, berekettir…   KALPLER TEMİZLENSİN Hz. Mevlana der ki; “Allah için dökülen gözyaşı, kalbe abdest aldırır.” İşte bu nedenden olsa gerek, o bahsettiğim gözyaşı insanı içini boşaltıyor. Ağlayamadığın zaman ise daralıyorsun, bir damla gözyaşının peşine koşuyorsun. Şimdi Kabe’ye gidip ağlayamayanlar mı, burada kalıp ağlayanlardan mı olmak istersiniz? Diyeceğim şu ki, ne kadar dünyalık(masiva) peşinde koşarsak koşalım, bunların üç beş dakikalık maddi mutlulukları olur. Ancak Allah yolunda yürüyenler daima mutludur. Gözyaşı dökseler bile…. Şehit canını veriyor Allah için değil mi? O’nun mutluluğunu bir bilseniz, defalarca şehit olmak isterdiniz diyor Efendimiz(sav). Büyükler ne buyurmuş; “Şehit olana ağlanmaz, şehitlik Allah’tan nimettir” Düşünün şimdi evladınız canını verecek, siz ağlamayacaksınız, hatta sevineceksiniz. Bu bizim inancımızda böyledir. Çünkü onlar canını vatan için, Allah için verdi, karşılığında cenneti satın aldılar. İşin özü şu, ağlamak, aşk ile ağlamak gerek. Kabe’ye gidemeyenler işte Arafe Günü size bir fırsat, gelin o gün evimizde ihramlarımızı giyelim, Hacılarla birlikte valfeye duralım. İki damla gözyaşı yakaladığımızda ise şükür edelim. Hamd edelim. Kalın sağlıcakla.