TİCARİ AHLAKA NE OLDU?
Hafta sonları, çarşıya çıkıyorum. Esnaf ziyaretleri yaparak, halkın nabzını tutup, tepkileri değerlendirip, buna göre yazmaya gayret ediyorum. İşte bugünkü yazımda, çarşı-pazar görüştüğüm esnafların kaygılarını dile getiren bir değerlendirme de bulunacağım.
Konu ekonomi, insan ilişkilerinin bozulması ve sözümüz de durmak şeklinde üç bölümden oluşacak. O halde uzatmadan başlayalım.
Maraş esnafı ticari daralmadan daha çok, esnaflar arasındaki çek ve senetlerin ödenmemesi ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan güven kaybının bugün en büyük sorun olduğunu düşünüyor.
Önce Selçuk Sitesinde ayakkabıcılık yapan bir dostumuz ile konuşuyoruz. Çayımızı yudumlarken, ödenmeyen ya da ötelenen çek ve senetlerin ticarette açtığı yarayı dile getiriyor.
Sonra da ilave ediyor: “İnsanlar çok bozuldu!” bu hali ile ticaret yapma imkanım kalmadı. Dükkanı kapatabilirim…
Ardından Saraçhane Çarşısındayız, benzer kaygılar dile getiriliyor. Özellikle lokantacılar eski günlerini arıyorlar. İş hacmının düşmesinden, fiyatların yükselmesinden uzun uzun bahsederek, yaz bunları kardeşim diyorlar.
TİCARİ AHLAKA NE OLDU?
Ticaretin doğru adımlarla yürütülmesi, insan kanının damarlarda sağlıklı atması gibi birşeydir toplumlar için. Eğer ticaretin kuralları bozulursa, toplumun namzı hızlı artır, gerilir ve kalp hastalıkları başlar.
Bunun için herkes verdiği sözde durması gerek. Ama bir kişi sözünde durmadığında zincir kopuyor ve ödemeler de yine zincirleme aksıyor.
Neden mi?
Açayım.
Birincisi ticari ahlakın bozulması ki bunun nedeni tamamen inanç zayıflığıdır. İkincisi ayaklarımızı yorganımıza göre uzatmıyoruz…
Birde zor günlere kendimizi hazırlayamıyoruz…
Geçmiş ümmetlerinden anlıyoruz ki, maddeye düşkünlük yani doyumsuzluk ahlak bozulmasının bir sonucudur.
Medyan halkı bunun en büyük örneğidir. Ölçüde ve tartıda bozulmuş o toplumun sonu çok kötü olmuştur. Bu nedenle esnafımız verdiği çek ve seneti zamanıda ödemesi gerekiyor. Elbette zorlukları vardır, tahmin edebiliyorum. Bu durumda yine ahlaki sınırlar dahilinde ödemeler yapılmaya ve yardımlaşmaya devam edilmelidir. Alacaklı da karşısındakine imkanlar dahilinde yardımcı olmayı bilmelidir. Bizim inancımız böyle söylüyor.
Kasas sûresinin 77. âyeti İslam ticaret ahlakına yönelik birçok ana temayla öne çıkan bir âyettir.
Burada yapılan tavsiyenin günümüzde İslam ticaret ahlakına dair önemli ilkelere kaynaklık
edecek bir içeriğe sahip olduğu söyleyebilirim.
Ticaret, hayat, kalkınma, refah ve güç demektir. Bu itibarla İslâm’da ticaretle iştigal farz-ı kifâye hükmünde görülmüştür.
İnsan alıcı, satıcı veya tüketici olarak hayatının her döneminde bir şekilde ticarî faaliyetlerde bulunmak durumunda olduğundan bu alana ilişkin bilgiler herkesi ilgilendirmektedir.
Sonuç, helali aramak cihattır. 21 Bir insanın helal rızık peşinde koşması cihattır. Allah yolunda cihat ne kadar önemliyse helal rızık için yapılan mücadele de cihat kadar önemlidir.
Ancak, değişin insan her geçen gün İslam’dan uzaklaştığı için, bu değerler gözardı ediliyor. Ama bilinmeli ki, yaşanan bütün olumsuzluklar sadece esnafları etkilemez.
Tüketim azalır, pahalılık ortaya çıkar, işsizlik baş gösterir. Gelin yol yakın iken aldatma ve hileli yollardan vazgeçin…
Başka da diyecek sözüm yok.
Peki kalın sağlıcakla.