(  Övülmüş, güzel ahlak  ve  sevilmeyen  kötü  ahlak)

Allah  Resulü (sav) “ ben güzel ahlak-ı  tamamlamk için gönderildim” buyurmakla ahlak-ı  hasene nin önemini belirtmektedir. Hz. Aişe (ra,anha)  sorarlar ; Resulüllh’hın (asv) ahlak-ı hakkında bize bilgi verirmisiniz  derler. Oda;”  o’nun ahlak-ı  Kur’an dır , siz hiç Kur’an okumuyormusunuz” diye cevap verir. Yine başka bir hadis-i şeriflerinde: “beni Rabbim terbiye etti ve o’nu en güzel şekilde yaptı”buyurmaktadır. Tüm bunlardan anlaşılıyor ki o’nun ahlakının  kaynağı Kur’an ve Yüce Yaratıcıdır. O ahlakta bir eksik ve yanlış olması mümkün değildir.  Çünkü Muallimi  Allahtır. Bu konuyu biraz açmaya çalışalım, ahlak-ı  hamide veya diğer tabirle  ahlak-ı hasene nasıl olmalıdır. Hasan-ı Basri  hazretleri ahlak-ı hamideyi şöyle tarif etmişlerdir.”Güzel ahlak ; güler yüzlü olmak, cömert olmak, hiçbir şekilde başkalarını rahatsız etmemektir. Güzel ahlak rahatlık ve bolluk anlarında muhtaç insanları sevindirmektir.”Resulü Ekrem (sav) de ; “Allah için üç yüz altmış adet güzel ahlak vardır. Tevhit ehli oldukları halde kim bunlardan birine sahip olursa( iman ile ahlaka) bu onu  er geç  cennete götürür” buyurur. Bunu üzerine Hz. Ebu Bekir , bu ahlakın birisi bende var mı diye sorar; Resulü Ekremde (sav) ; Ya eba bekir ! onların hepsi sende var, fakat bu ahlakların en sevimli olan cömertliktir, diye ifade eder. Ahirette mizana konulacak ilk iki şey cömertlik ve güzel ahlaktır. Ne zaman ki Yüce Allah imanı yarattı; iman dedi ;  Allahım beni kuvvetlendir diye dua etti. Cenab-ı Hak da o’nu güzel ahlak ve cömertlikle güçlendirdi. Ne zaman ki Allah günah ve küfrü yarattı; Küfür de Allahım beni kuvvetlendir diye söylayince; Yüce Allah ta o’nu cimrilik ve kötü ahlak ile güçlendirdi. Ondandır ki Kıyamette ameller tartılırken mizana ilk konulacak ve ağıt basacak amel güzel ahlaktır.”Muhakkak ki Allahu Teala, Düşük söz, çirkin söz ve kötü  davranış sahiplerine buğz eder.” Tirmizi.Hadisi.  Yine Tirmizinin başka bir hadisinde;”Güzel ahlak sahibi, ahlakı sayesinde ,( nafile ibadetlerle geceleri kaim, gündüzleri saim olan) namaz ve oruç sahibinin derecesine ulaşır.” Denmektedir. Ne mutlu bu gibi halis kullara.

Bir de sevilmeyen ve ahlakı zemime denilen kötü ahlak vardır. Bu kötü ahlak dinen sevilmeyen ve hoş görülmeyen kötü bir huy olarak belirtilmektedir. İnsana dünya ve ahiretle ilgili zararı dokunan her  şey , Ahlak-ı zemimeden, kötü ahlaktan meydan gelmektedir. Zararların , kötülüklerin başı kötü huylu olmaktır. İmam-ı Rabbani Hz.  ifadesi ile,  Ahlak-ı zemime , kötü ahlak, kalbi ,Ruhu , kısacası bütün bedeni hasta eder. Hastalığın artması ,kalbin ruhun kararmasına , hatta ölümüne sebep olur .En kötü huy ise imansızlık ve küfürdür. Bu gibi hastalığın yegane çaresi bu gibi alışkanlıklardan kurtulmak için çaba göstermektir, tövbe ve istiğfardır. İnsan yapısı ,  özellikle ruhu boşluk kabul etmez. İman yoksa, imansızlık onun yerini doldurur. Bir insanda edep yoksa, o’nun yerini edepsizlik doldurur. Edep nedir? Akıl ve İslam ,a  uygun olan hal ve hareketlerdir. Eğer insanın hal ve hareketleri ahlak ve İslam,a  aykırı ise  onda edepten söz edilemez. Ölçü şu; Eğer bir insan edep ve güzel ahlakı Kur’an dan almıyorsa, o kişide güzel ahlaktan söz edilemez. Biz de güzel ahlak ve edebin kaynağı Kur’an ve tebliğ edicisi Hz.Muhammad (sav) dir. Kaynağını bundan almayan insanda edepten söz edilemez. Zaman zaman görsel medya ve basından izliyoruz. İsminin önünde bir sürü unvan bulunan insanları dinlerken ; İslami ahlaktan yoksun olan bazı tiplerin dili iğneleyici, konuşması yavan, sırıtkan bir hal alıyor.  İşin  ehli   olan  kişiler  bunu   hemen  farkediyor. Bazılarında ahlak ve edebin kokusu bile yok. Ahlaklı ve edepli insanın oturup  kalkması bile farklı oluyor, bunları bilen biliyor. Şeyh sadi Şirazi de ;” Edepten mahrum olan birinden güzel bir şey beklenemez” derken bunun önemini ifade etmek istemiştir. Rabbül Alemin bizleri de güzel ahlaktan nasiplenen kullarından eyleye. Şunu da unutmayalım ki bir insan evladına  güzel ahlaktan daha büyük bir miras  bırakamaz.   Allaha emanet olun.    Ahmet OĞUZ