Eskiden daha çok gazetelerde rastladığımız algı operasyonları, son dönemde sosyal medya üzerinden yapılmaya başlandı. Örneğin, anayasa değişikliği üzerinde insanlarımız ‘evet veya hayır’ sözcüklerini kullanarak ‘daha baskın bizim görüşümüz düşüncesi ile” algı operasyonu yapmaya çalışıyor. Tabi fikir özgürlüğü olan ülkelerde herkesin düşüncelerini gerekçeleri ile göstermesi normaldir, normal olmayan ise hakaretlerdir. Bu konuyu baştan ifade edelim… Yazımda, bilerek veya bilmeyerek algı operasyonu yapanların, konunun nasıl yapılması gerektiğini bilmeleri, sebep ve sonuçlarını da düşünmelerini hatırlatmak isterim. Peki algı operasyonu nedir? Neden yapılır, psikolojik boyutu var mı, sonuçları önceden hesaplanıyor mu? İşte bu gün bu konular açıklık getirmek istiyorum. Algı operasyonu ifadesi son dönemlerde sıkça dillendiriliyor. Özellikle ulusal basındaki kimi yazar ve konuşmacılar çok yapıyorlar. “İlk olarak ABD kaynaklarında rastladığımız algı yönetimi kavramı 1987 tarihli, Savunma Bakanlığı Askeri Terimler sözlüğündeki yerini almış. Sözlükteki tanım aynen şöyle: “Duygu, düşünce ve nesnel düşünceyi etkilemek amacıyla dinleyiciye/dinleyiciden seçili bilgi ve göstergeleri işaret vermek, saklamak için yapılan eylemler.” Deniyor. Sizin anlayacağınız doğrudan bakış açımızı değiştirme projeleri diyebilirsiniz. Şöyle söyleyeyim, kızılı yeşil göstermek gibi…
PSİKOLOJİK OPERASYONLAR YAPILIYOR Sonuçları itibarı ile bir çok yönden algı yönetimi gerçeğin gösterimi, güvenlik operasyonlarını örtbas etmeyi, aldatmayı ve psikolojik operasyonları birleştirmeyi amaçlıyor. İngilizce kaynaklarda ise“pereception management”, yani algı yönetimi olarak geçen kavram, daha çok iş dünyasında kullanılan teknolojinin, metin yazarlığının, gösteren-gösterilen dizgelerinin kullanıldığı, psikolojik yönlendirme sürecini ifade ediyor. Kitlelerin kendinden menkul düşünceleri olamayacağı varsayımı üzerinden yapılan bu ikna yöntemi, sosyo-psikolojik manipülasyon olarak da adlandırılıyor. Yani zaten çeşitli bağımlıklarla telkine açık hale getirdikleri insan topluluklarını, bir 'sürü psikolojisi' üzerinden, düşünülmesi istenen yöne doğru itme/yönlendirme çabası. Sözünü ettiğimiz ‘algı zerk etme’ yollarından bazıları meşru bir propaganda gibi görünse de esasen, yukarıda da sözü edildiği gibi manipülasyondan ibarettir. Asıl amaç da kitlelere düşünmesi, konuşması için ödev vermektir, diyebilirsiniz.
PROPAGANDA İLE FARKI? Propaganda ile algı operasyonu arasındaki temel fark ise bir cümle ile şöyle izah edilebilir: Propaganda kendini anlatma, kendinden menkul olanı kavratma, kendi vaatlerini duyurma iken, algı operasyonunda bunu yapabilmek için hasımlara karşı ahlaki-gayriahlaki argüman üretme, yöntem geliştirme ve aleyhindekini yıpratacak unsurlara başvurma…(Diriliş Postası) Konu zannederim anlaşıldı, mesela bir gazeteci olarak hep şunu söylemişimdir, hiçbir haber saf değildir. Şimdi biz dönelim algı operasyonlarının etkilerine. Psikolojik bir etkisi olduğu kesin ancak kesin olan bir şey daha var ki, zayıf olan karakterler, bilgi birikimi az olan insanlar bundan etkileniyor. Gelelim medya üzerinden yapılan bu evet-hayır operasyonlarına. Şimdi ortada bir halk oylaması var. Bu milletin önüne gelecek, herkes mevcut sistemi ve yapılacak sistem değişikliğini kıyaslayacak ve kararını verecek. Yani millet sözünü söyleyecek. İnanıyorum ki, 60 milyon insan yanılmaz. Şimdi vatandaş yapılacak değişikliği masaya yatırmalı, artı ve eksilerini bir tarafa koymalı, buna göre şahsını değil, ülke menfaatini ön plana çıkartarak kararını vermeli. Bakın oyumun rengini belirtmiyorum ama kendimde her vatandaş gibi anayasa değişikliği için oyumu vereceğim. Sonuç, aklın yolu bir ve milletin geneli yanılmayacağı için algı operasyonları yapmak yerine yeni sistemin vatandaşa ne getireceği anlatılmalı. Karar ra millete bırakılmalı. Kalın sağlıcakla.