Altın oran resimde kullanılan bir iki sayıyı gösterir. Fransızlarbuna "Section d'Or" ya da "Nombre d'Or", İngilizler,Amerikalılar "Golden Section", Almanlar da yanılmıyorsam'"Goldner Schnitt" diyorlar. Bazı ki¬taplarda da "DivineProportion" (Tannsal Orantı) denilmektedir.

Bu konuda bir ressam için bilinmesi gereken noktalar şunlar olsa gerek:
a/ Altın oran ya da altın orantı sayılan nelerdir?
b/ Ne zaman bulunmuş ve ilk olarak hangi eserlere uygulanmıştır?
c/ Altın orantı rakamları nereden çıkmıştır? Yani insanın bir buluşu mudur?yoksa doğada da var mıdır?
d/ Bir ressam bu rakamları pratik olarak nasıl uygulayabilir?
Şimdi açıklamalara girişelim:

a — Altın orantı sayıları

Altın orantı sayılan bir doğruyu en güzel olarak üçe ayıran iki nokta içinkullanılan (hadi sihirli diyelim) sayılardır. Yani bir AB doğrusunu sihirlisayılarla en güzel bölen iki C ve D noktası vardır, de¬mektir.
Kabaca dikkat edecek olursak, burada AC'nin DB’ye eşit olduğunu ve CD'nin deAC'den küçük olduğunu görürüz. Orantı şöyledir:

Şimdi altın orantı sayılarını yerlerine koyalım:
Buradan şu sonuca varmamız gerekir:
l 000 x 618 = 1618 x 382
Bu çarpmaları yaptığımız takdir¬de çok ufak bir farkla eşitliğin var ol¬duğunugörürüz. Neden? Çünkü asıl sayı 1618 değil 1617.984'tür. Ama pra¬tikte bu kadarufak ayrıntılar esasa etkili olamamaktadır.
Bu orantı için şu sayıları da vere¬biliriz :

O halde 1.618 x 0.618 çarpımı bize bir
sayısını vermelidir.
Başka bir orantı da verebiliriz:

Burada 618 ile 382'yi topladığımız zaman 1000 rakamını elde ettiğimize dedikkat etmekte yarar vardır.
Yalnız yukarıdaki orantılar, ortadaki iki noktanın, yani C ve D nok¬talarınındoğruyu en güzel oranda kesen iki nokta olduklarım göstermek bakımındanönemlidirler. Tatbikatta ise bizim kullanacağımız orantılar değil daha çokoranlar dır. Oranlar da (yukardan alarak göstere¬lim) şunlardır:

Şimdi bu sayılan büyükten küçüğe doğru sıralayalım: 1618, 1000, 618, 382sırasını buluruz. Yukarıdaki oranlara bakacak olursak, daima bir bü¬yük ilekomşusu küçük alınarak bir oran kurulduğunu görürüz. Bun¬lardan birininyardımıyla C ya da D noktalarından birisi bulunabilmekte, birisi bulununca da,AC bölümü DB'ye eşit olduğundan, diğer nokta da ölçülerek eldeedilebilmektedir.
Şimdi de bir doğruyu en güzel iki noktasından bölelim; Bunun için AB = 1618milimetre olursa AÇ = 618, CD = 382, DB = 618 milimetre olacaktır. ABdoğrusunun 81 santim olduğunu farz edersek AD ne olur 81 X 0618 olacaktır. Yani50 santim kadar. O zaman AC doğrusu 81 -50 = 31 santim, CD ise 50 - 31 = 19santim olur. Buradan bir oran¬tı çıkaralım, bakalım, yaptığımız doğru mu?

Buradan 50x31 = 81x19 olması gerekecektir. Sayılan çarparsak 1539 = 1550buluruz. Buradaki ufak fark, atılan kesirlerden ileri gelmiş bir farktır.
Son bir noktaya da değinelim: Bazı kitaplarda altın oran ya da altın kesit,altın sayı olarak 1.618 sayısına rastlanmaktadır. Bu sayı doğal ola¬rak yanlışdeğildir. Yalnız bu oranın diğer sayısı bir olduğundan göste¬rilmemektedir.Yani 1/1.618 ya da 1.618/1 yerine 1.618 denilmektedir.

b — Altın oranın tarihçesi
Altın oran sayılarım yukarda göstermiş bulunuyoruz. Bu bölümde, altın oranınsanat eserlerinin hangilerinde kullanılmış olduğundan kısaca söz edeceğiz.Gerek bu bölümde, gerek başka bölümlerde sözünü edeceği¬miz yazarlarınkitaplarının adlarını bu kitabımızın sonunda vereceğimiz¬den, yazının içindesık sık geçen kitapların adından ayrıca söz edilmeye¬cektir.
Altın oranın insanlık tarihinde ilk olarak yapılarda kullanıldığım görüyoruz.Kitaplarda sözü edilen Eski Mısır uygarlığına, Eski Yunan uygarlığına,Avrupa'nın Ortaçağ yapılarına ait örnekler, kitabımızda sayacaklarımızdan çokfazladır. Bu konuda birçok kitap yazılmıştır.
Altın oranın ilk kullanıldığı yer; Gardner'in "Art Through the Ages,1970" kitabına göre, İsa'dan önce 2650 yıllarında yapılmış olduğukarbon-14 testi ile anlaşılan Mısır'daki Keops Piramididir. Bu piramitteyapılan uygulama için, Funck-Hellet kitabında, birçok hesap ve diyagramı daiçeren on iki sayfa ayırmıştır. O halde altın oran, en azından dört bin altıyüz yıldan beri bilinmekte ve uygulana gelmektedir.
Matila Ghyka da estetik kitabındaki diyagramlı analizlerin birinde KeopsPiramidinde altın oranın kullanıldığım anlatmaktadır.

Funck-Hellet ayrıca; İsa'dan önce 447-432 yıllarında Atina'nın Akropolis'indeyapılmış olan Partenon Tapmağında, İtalya'nın güneyindeki Paestum'da bulunan veİsa'dan 460 yıl kadar önce yapılmış bulunan, Yunan uygarlığına ait PoseidonTapınağında da altın oranın kullanıldığını göstermekte; Ortaçağda 1163-1245yılları arasında yapılan Paris'in Notre-Dame Katedralinde, yandıktan sonratekrar inşa edilen ve 1250 yılında bitiri¬len Chartres Katedralinde ve dahasonraları Milano Katedralinde altın oranın kullanıldığını uzun uzunaçıklamaktadır.
Görülüyor ki bu oranın insanlar tarafından bulunuşu ve kullanılışı çok eskizamanlara kadar uzanmaktadır.
Yapı sanatı yanında bu oranın resim sanatında da yüzyıllardan berikullanıldığını görüyoruz. Funck-Hellet'e göre: Michelangelo " MukaddesAile" adlı yuvarlak resminde bunu kullanmıştır. Raffaello "İskem¬ledeoturan Meryem" tablosunda, Vatikan'daki "Atina Mektebi"freskosunda, Luini "Meryem'in kucağında uyuyan İsa" tablosunda, PaoloVeronese Louvre Müzesindeki "Les Noces de Cana" adlı büyükkompozisyonunda, Tiziano "Meryem'in mabede takdimi merasimi" adlıtablosunda, Raffaello Vatikan'daki "Transfiguration" adlı büyükkompozisyonunda, Leonardo da Vinci "Leda" adlı kuğulu tablosundaaltın oranı uygulamışlardır.
Pierre Merle de estetik kitabında, altın oranın Euclide ve Pythagore'dan beribilindiğini ve bir sır olarak saklanıp katedrallerin planlarında, tablolarınkompozisyonlarında, vitrayların yapımında kul¬lanıldığını ve mimarlardanPalladio, Michelangelo, belki de Gabriel tarafından kullanıldıktan sonra birsüre unutulduğunu; sonradan Courbet'nin bundan yararlandığını; Yunanlılar'ınPartenon'da uyguladıklarını; ayrıca Leonardo da Vinci, Piero della Francesca veDürer'in de kullandığım yaz¬maktadır.

Matila Ghyka ise altın oran için yazmış olduğu iki ciltlik "Le Nombred'Or" (Altın Sayı) adlı estetik kitaplarının birinci cildinin 99-144sayfalarını kapsayan bölümünde şiir ve müzik ten söz etmektedir. Bölümün adı"Ritimden Büyülenmeye" dairdir. Matila Ghyka "L'EncyclopedieFrançaise"in on yedinci cildindeki estetik bölümünü yazmış olanestetikçidir.
Ressamların tablolarındaki gizli geometrileri üzerine yazmış olduğu kitabındaCharles Bouleau; altın orandan söz ederken Venedik'te 1509 yılında yayınlananFra Pacioli'nin kitabının bu oranı tekrar canlandırdığını; Veronese'nin altınoranı Franceschini'nin portresinde, Daniele Barbaro'da, Kont Porto ile oğlunda,Jesus et Je centurion'da, Doktorlar arasında isa'da, Re'surection de Lazare'da,Darius Ailesinde; Rembrandt'ın da Kumaşçılar Sendikasında; Vermeer'in isebirçok resimlerinde kullandığını söylemektedir.
Altın oranın kullanılmış olduğu yerler bunlardan ibaret değildir. Bouleau'nunkitabından yine hem reprodüksiyonları hem analiz diyagramlarıyla JacquesVillon'un altın oranı uyguladığını; özellikle kübistlerin altın oranı savunduklarınıve en göze çarpanlarının Andre Lhote ile Jacques Villon olduğunu; MarcelDuchamp, Raymond Duchamp, Jecques Villon, Gleizes, Picabia'nın 1912 yılında"Altın Oran Salonu" adiyle bir de sergi düzenlediklerini öğreniyoruz.

c — Altın oranın doğuşu
Yukarıdaki bahiste altın oran sayılarını (1618, 1000, 618, 382 ya da 1.618, l,0.618, 0.382) görmüştük. Bu bölümde, altın oran sayılarının nereden çıktığım,yani insan zekâsının bir icadı mı olduğunu ya da doğada bulunan orantının mıkeşfedilmiş bulunduğunu araştırmak istiyoruz. Bu konuyu açıklayan bahisler vekitaplar çoktur; ancak, biz nihayet ufak bir bölüm içine bilgileri sıkıştırmayıdüşündüğümüzden, bu bölümde imkân nispe¬tinde az ve öz söylemeye çalışacağız.
Hemen söyleyelim: Bu oranlar ya da orantılar Türk bayrağının beş köşeliyıldızından çıkmaktadır. Beş köşeli yıldız, bilindiği gibi geometrik birşekildir ve insan buluşudur ama ne var ki bu oranlar, insanın vücu¬dunda da,yüzünde de, bazı çiçeklerde de mevcuttur. Şimdi bun¬ları kısaca açıklamağa çalışalım.

l — Önce yıldız : Çizmiş olduğumuz beş köşeli geometrik yıldız AEBMH, herhangibir beş köşeli yıldız değildir. Bu yıldız daire içine çizilen muntazam'yıldızdır. Altın oranı ilk olarak bu beş köşeli yıl¬dızda görüyoruz. Altınoranlardan 1000/618'i ele alalım. Bu orana eşit olan ve muntazam beş köşeliyıldızda bulunan oranlan sıralayalım;

Doğal olarak, bu oranları yıldızların bütün doğrulan üzerinde bulmak mümkündür.
Yalnız bu oranları bütün muntazam beş köşeli yıldızlarda bulamayız. Bilirsinizbazı ülkelerin bayraklarında şişman ve muntazam yıldızlara rastlanmaktadır. Buyıldızlarda AB bir doğru olamayacağından, altın oran o yıldızlardabulunmamaktadır.
2 — Ayrıca vermiş olduğumuz çiçek resmini Matila Ghyka adlı ünlü estetikçininkitabındaki bir çiçek fotoğrafından düz çizgilerle kopya ettikten sonra kesikçizgilerle, katlanmış yaprakları doğrultarak beş köşeli yıldızı çizmişbulunuyoruz. Bu şekle dikkat edecek olursak, bizim çizdiğimiz yıldızınuçlarıyla yıldızın ortasında oluşan beşge¬nin köşelerinin oluşturduğu noktalarinsanı düşündürmüyor mu? Aslında kitabın yazan estetikçi de bu çiçeğin resminikitabına, altın oranın doğada da var olduğunu anlatmak için koymuşbulunmaktadır.
3 — Acaba insan vücudunda da altın oran yok mu? Bunun karşılığını bir daireiçine yerleştirilmiş olan insan resminde bu¬luyoruz. Bu resim Agrippatarafından yapılmış bir gravürden alınmıştır. Meric'in estetik kitabındanaldık. Ancak aynı gravür Matila Ghyka'nın kitabında da mevcut. Bundan başkaaynı kitapta bir insan fotoğrafının yer aldığını ve Agrippa'nın gravüründekigibi duran bir insanın, başının, el uçlarının ve topuklarının, muntazam biryıldızın beş köşesine geldiğini görüyoruz.
4 — insanın başında da oranların bulunduğunu estetik kitaplarından anlıyoruz.Funck-Hellet kitabında iki değişik misâle yer vermiştir. Burada yüzün birçokbölümlerinin altın orana uyduklarını göstermiştir. Matila Ghyka kitabına bukonuda, Leonardo da Vinci'nin bir desenini de koymuştur. Ayrıca kitabına ikiinsan yüzü fotoğrafı da koymuş ve yaptığı araştırmayı bir diyagram üzerindegösterdikten sonra oranlan ve bu oranların altın orana uyduklarınıaçıklamıştır. Biz burada açıklanması daha kolay ve kısa olacağını düşünerek,insan başı için yapmış olduğumuz değişik bir denememizi koymayı uygun bulduk.Bu kadın başında ALK yatay doğrusu kadının tepesinden geçmektedir. B yataydoğrusu alnın üst köşesinden ve C yatay doğrusu da gözlerin bebeklerindengeçiyor. D yatay doğrusu dudakların birleştiği yerden geçerken, ENM doğrusu iseçenenin alt ucuna dokunmaktadır. Kadının başı; tepesine, şakaklarına veçenesinin alt ucuna dokunan bir dikdörtgenin içine alınmıştır. Alttaki yataydoğruyu bölen G noktası burnun kenarına dokuna¬rak gözün tam ucuna varmaktadır.Şimdi altın oranlan söyleyelim:

Buna göre yüzün üzerindeki bazı önemli noktalar, altın noktalardan geçtiğigibi, başı içine alan dikdörtgen de bir altın oran dikdörtgenidir.
5 — Altın sayılardan biri ve kitaplara göre en önemlisi 1.618'dir. Funck-Hellet"Bunun iki katına iki eklersek 5.236 sayısını buluruz. Buna 5 metre 236santim diyecek olursak, Eski Mısır krallık ölçüsü kudenin (coudee) on katınavarmış oluruz.", "Vasat insan boyunun 1.68 olduğu kabul edilirse,bununla Akropolis'teki Partenon'da uygulanan 1.618 sayısının birbirinebenzemeleri de acaba garip bir rastlantı mıdır" diye sormaktadır.

d — Resimde altın oranın uygulanışı

l — Burada önce bir altın oran dikdörtgeni vermek istiyoruz. Bu dikdörtgeniniki boyutunun birbirine oranı 1000/618'dir. İçerdeki dört kalın doğru, asılaltın oran doğrulandır, ince ve düz doğrular ise, altın oran huzmelerini(demetlerini) göstermeğe yaramaktadırlar. Gerek altın oran noktalarının gerekaltın oran doğru ve eğrilerinin nasıl kullanıldığına dair altı uygulamamızı,bundan sonraki bölümde, çizmiş olduğumuz basit desenlerle tatbiki olarakgöstermeğe çalışacağız.
2 — Altın orandan yararlanarak yapmış olduğumuz altı adet desen denememizigörüyorsunuz. Altın oran noktaları desen çerçeve¬lerinin kenarlarına altışaradet ola¬rak işaretlenmiştir. Bu noktalardan ortadaki ikisi, bütün bir kenarıböl¬mektedir. Bu iki noktanın sağında ve solunda kalan parçaları da diğerikişer nokta bölüyor. Bu şekilde bütün çerçevedeki altın oran noktalan yirmidördü buluyor. Yalnız hemen hatırlatalım burada kullanılan çerçevelerinboyutları altın orana uygun değildir. Yani dikdörtgenler 1000/618'lik oranauymazlar. Bu çerçeveler, diğer önemli bir dikdörtgenin boyutlarına uygun olarakyapılmışlardır. Bu dikdörtgenin adı da altın kapıdır. Boyutlarının birbirine oramkök ikiye göre bulunmuştur. Yani 1.414'-tür. Daha doğrusu, dörtgenin dikeydoğrusu bir ise, yatay doğrusu 1.414'-tür. Ya da dikey doğrusu 1000 milimetreise, yatay doğrusu 1414 milimetredir. Ne var ki dikdörtgenlerin kenarlarıbölünürken altın oran ile (1000/618) bölünmüşlerdir.
Altı desenimize bakacak olursanız; sol üstten birinci desen, bir cami ileışıklı ve gölgeli ağaçlan göstermektedir. Bu desende altın oran noktalarındansol kenarda iki; yukarda, minarede bir; sağda bir ve alt kenarda üç dört kadarolmak üzere, yaklaşık olarak sekiz noktadan yararlanıl¬mıştır. Sağ üsttenbirinci desen denizli bir peyzajdır. Burada da, yukarda minarede ve bulutta,aşağıda rıhtımın ucunda, aşağıda yelkenlinin direğin¬de ve rıhtımda altınnoktalardan yararlanılmıştır.
Sağdan üstten ikinci desen, kentte uzayıp giden bir sokağı göstermektedir.Burada altın oran noktalarından yararlanılan yerler açık olarak seçilmektedir.
Altta solda kırları gösteren desen ile yine en altta ve sağdaki natürmort daaltın orandan yararlanılarak yapılan iki çalışmadır.
3 — Genel olarak dikkat edilecek olursa, altın oranın basitçe nasıluygulanacağını göstermek üzere yapmış olduğumuz altı denemede de, çerçevelereişaretlemiş olduğumuz bütün altın noktaların kullanılmamış olduğu sezilecektir.
Eğer bu yolu seçmemiş olsa idik, denemelerimize koymayı düşündüğümüz içtenliktamamen yok olurdu. Aslında resmin bütün doğru ya da biçimleri için altın orannoktalarının kullanılması, içtenlik ve coşkuyu gölgeleyebilir. En azındanyaratmayı sınırlar. O halde altın oran noktalarından yararlanırken aşırılığakaçmamak gerekecektir. Bu takdirde altın oran yöntemi resme güç kazandıracağıgibi, kompozisyonda da kolaylık ve sağlamlık sağlayacaktır. Herhangi bir formunereye koymamız gerekeceğini düşünürken ya da herhangi bir doğ¬ruyu çizmekte,yürütmekte, belirtmekte tereddüde düştüğümüz zamanlarda bize yardımcıolacaktır.
4 — Çerçevelere tekrar bakacak olursak, resimlerin kenarlarını altı yerdenbölen altın noktaların simetrik oldukları görülecektir. Noktalar hem sağlısollu hem yukarılı aşağılı simetriktirler. Ancak dikkat edilecek olursa, buyazı için yapılmış altı basit desen denemesinde simetriden kaçınılmıştır. Bu dabildiğiniz gibi bir estetik kuraldır. Simetri (daha doğru¬su symmetria değil dealelade simetri) gözü oyalayamamakta, resimden bıkıp kaçan göz de, sanat zevkialabilmemize yardımcı olamamaktadır.
5 — Özellikle rönesanstan başlayarak altın oranın resim sanatında geniş birşekilde kullanıldığını görüyoruz. Bu uygulamalar için kaleme alın¬mış sanat kitaplarıbir hayli zengindir. Bunların bazılarının adlarını kita¬bımızın sonuna koymuşbulunuyoruz. Burada bu uygulamalardan genişçe söz etmeğe yerimiz yeterliolmadığından yalnız birkaç eski ve yeni örnek vermekle yetineceğiz.

İlk olarak Venedikli ressamların en ünlüsü, vebadan öldüğü zaman doksan dokuzyaşında olduğu sanılan Tiziano Vecelli'nin (1477-1576) "Meryem'in mabedetakdimi" adlı eserini ele alacağız Desen üzerine koyu olarak çizilmişanaliz diyagramını Funck-Hellet'in ilk kitabından kopya ettik. Oradaki uzunaçıklamaların ufak bir kısmını burada tekrar edeceğiz. Aynı tablonun diyagramlıdiğer bir açıklamasını Charles Bouleau'nun kitabında da bulmak mümkün.
Vermiş olduğumuz desende ilk olarak, tablonun oranlarının oturdu¬ğu boyutlargözümüze çarpmakta¬dır. Tablo esas itibariyle ADGL dikdörtgenine yapılmıştır.Bu dikdörtgen, ortadaki BCHK karesi ile birbirine eşit ABKL ve CDGHdikdört¬genlerinin yanyana gelmesiyle oluş¬muştur. Bu iki dikdörtgende BCkenarı AL kenarına eşit olduğundan p itin oran dikdörtgenleridir. Resim¬dealtın orandan yararlanılan yerlerin kolayca anlaşılması için, bü¬yük ve küçük Mharfleriyle göster¬diğimiz altın oran, resmin üst, alt ve yan kenarlarındagörülmektedir. Üzerine resim yapılmış olan ADGL dörtgeninin önemli noktaları kesikçizgili doğrularla birleştirilmiştir. E yatay doğrusu dörtgenin tam ortasındangeçmektedir. Soldaki dörtgende N sivri piramidinin ucu hem KL'nin ortasında hemAH'nin üzerindedir. Bu piramit insan başlarına kadar bizim kesik doğrularımızıtakip etmek¬tedir. Bu piramidin iki doğrusu, KL doğrusunu altın oranlabölmektedir. Bu bölüm üzerine ayrıca diğer bir şekil de konmuş bulunmaktadır. Nnoktasının tam simetrisinde P noktası bulunmakta, buradaki din adamının biçimide birinci piramidi hatırlatmaktadır. Meryem'in çıkmakta olduğu merdiven KDdoğrusuna paraleldir. Resmin sağ tarafındaki F noktası GD kenarım altın sayıile bölmektedir. Burada resmin sağ dışındaki dikeyler¬den, soldan birinci orandikeyinde görüleceği gibi FG doğrusunu, H ve P dikey doğrularıyla biçimlenmişolan alt geçidin kapısının üstünde bulunan kesme taşların üst kenarından geçenyatay doğru, altın oranla bölmekte¬dir. F noktasının da altın oran noktasıolduğunu söylemiştik. Sağdaki dış oran dikeylerinin en sağındakine bakacakolursak burada E noktasıyla ikiye bölünen DG dikeyinin DE bölümünün de altınoranla bölündüğünü ve bu bölümün P noktasından ve onun da N noktasındangeçtiğini görü¬rüz. EG bölümünü bölen altın oran ise merdivenlerin bir araplatformunu meydana getirmektedir. E yatay doğrusu da merdivenlerin üstplatfor¬munu oluşturmuştur. Açıklamaları burada sona erdiriyoruz. Ancakkitap¬taki analizlerin ve diyagramların bizim burada göstermiş olduğumuzdan çokfazla olduğunu da hatırlatmamız gerekir.
Eskilerden ikinci örnek olarak Leonardo da Vinci'nin "Meryem'in ha¬berdaredilişi" tablosundan kopya ettiğimiz bir deseni verdik. Altın oranlarçerçeve üzerinde açık olarak görülüyor.
Tarafımızdan çizilmiş bir desenini gördüğünüz Hobbema'nın (1638-1709)"Middelharnis yolu" adlı tablosu, boyutları kare kökü olan birdikdörtgene yapılmıştır. Bu kırsal resimde sıcak ve soğuk renk¬lerdeki uyum,ağaçlı yolda "X" kompozisyon şemasının güzel bir biçimde uygulanmışolması, alt kenardaki kesik çizgili doğruya işaret etmiş oldu¬ğumuz A ve Baltın oran noktalarından yararlanıştaki ustalık, resmin her yerinde dalgalananmutluluk ve yaşama sevinci bizi harika bir peyzaja götürmektedir. Londra'dakiNational Gallery'yi gezerken elimde bulundur¬duğum, sekiz yüzden fazlareprodüksiyonlu müze katalogundaki bu tablo¬nun sayfasına, böyle bir tek peyzajbir sanatçıya yeter, diye yazmışım. Bilmem içinizde bu düşünceme katılacaklarçıkacak mı?
Modern resimden ilk örnek Georges Seurat'ya (1859-1891) ait. Çizmiş olduğumuzdesendeki altın oran noktaları çerçeve kenarında gö¬rünmektedir.
Şimdi de yeni ve modern ikinci bir örnek üzerinde duralım Desenini ve analizdiyagramını üst üste kopya ettiğimiz örneği Charles Bouleau'nun kitabındanaldık. Bu resim Jacques Villon'a (1875-1963) aittir. Yalnız hemen ilâve edelim,sözü edilen kitapta Villon'un ince¬lenen resmi bundan ibaret değildir, dahabaşka resimleri de var. Bizim buraya koyduğumuz resmin adı "L'Oiseauempaille" (Sersem kuş ya da Saman doldurulmuş kuş) tur. Villon: "Eminbir yöntem olduğundan, neti¬ceye varabilmek için ilk emniyet basamağı olanaltın oranı uyguluyorum" diyor. Resmini, gördüğünüz gibi ADGLdikdörtgenine yerleştirmiştir. Bu dörtgenin kenarları B, C, E, F, H, K, N, Paltın noktalarıyla bölünmüş, sonra da resmin köşeleriyle bu sekiz nokta birerdoğru ile birbirine bir¬leştirilmiştir. Biz bu doğruları kesik ve koyu renkliçizgilerle gösterdik. Resmin konusu olan kuş; koyu ve açık lekeler, renk uyumugözetilerek tuvale konmuştur.
Resim bize, statik dikdörtgenlerle ve mozaik yöntemiyle kurulmuş gibi görünmesinerağmen, köşeleri birleştiren doğrulardan da yararlandığı için, az da olsaiçerde bir hareket seziyoruz.

Halbuki aynı kitapta yer alan Piet Mondrian'ın "BroadwayBoogie-Woogie" adlı, New York'un Modern Sanat Müzesindeki resmi tamamıyladikey ve yatay altın oran doğrularına göre kompoze edilmiştir. Resim, (S. 88)tek renkli bir düzey üzerine dikey ve yatay olarak konmuş ve genişlikleribirbirine eşit bantların üzerine serpilmiş renk kareleriyle diğer bazı dahabüyük renkli dikdörtgenlerden ibarettir. Bu resim, Villon'un resmine göre çokstatik, durgun bir resimdir. Resim baştan başa he¬saba dayanmakta olduğundanheyecan ve coşku aramak beyhudedir. Ancak bu resme, dinamizmden yoksun,diyebilmemize rağmen; lekeler, renk uyu¬mu ve kompozisyon bakımlarından dengesizdemeğe de imkân yoktur, sa¬nırım.
Altın oranın bir de günümüzdeki zanaatlarda kullanılmasından söz ederekmisâlleri bitirelim. Türkiye'de pahalı mal satmakla ünlü bazı mücevhercilerdebulunan, dünyanın en kaliteli Patek Philippe markalı İs¬viçre saatlerinindeğerini meraklılar bilir. National Geographic adlı Ame¬rikan dergisinin aralık1976 sayısında, bu saatlere ait bir sayfalık renkli reklam var. Buradaresimleri bulunan saatlerin maviye boyanmış altın kadran elipslerininAkropolis'teki Partenon yapılırken yararlanılmış olan altın orana göredüzenlenmiş olduğu yazılı. Reklamın esas unsurunu teşkil ettiğinden,açıklamalardan başka bir de, elipsin altın orana göre nasıl yapıldığına dair,sanat kitaplarında rastladığımız, analiz diyagramı konmuş bulunuyor. Pahalı birreklam ve tabiî olarak temiz bir anlatım.
6 - Konuya geniş bir açıdan bakacak olursak: Altın oran bir doğruyu ikiyebölmektedir, diyebiliriz. Bu iki parça eşit değildir. Ne var ki birbirininyanında durabilecek en uyumlu iki parçadır. Bu yöntem¬le göze en güzelgörünebilecek iki parçayı yan yana koymuş oluruz, bir rahatsızlık ya dahuzursuzluk söz konusu olmaz. Güzel sözcüğünün "göz" sözcüğündentürediğini de unutmamalıyız.
Ya heyecanlarımızı ya da kızgınlıklarımızı anlatmak istiyorsak güzele ne gerekvar? denebilir. Resimle söylemek isteyeceğimiz heyecan ya da kızgınlıklarımızı,gözümüzü rahatsız etmeyecek olan birkaç altın oranla kesilmiş çizgi, ört basetmez, susturamaz. Altın sayıların görevleri, heye¬canları durdurmak, süt limanbir hava yaratmak değildir. Yani, resimde uyumlu parçalar elde etmek başkadır,resim ile bir şey anlatmak başka. Altın oranlarla hem sükûnet hem de hareket veheyecan, coşku söylene¬bilir, anlatılabilir. Bizim heyecanlarımızı,kızgınlıklarımızı, başkaldırmala¬rımızı anlatacak unsurlar; koşuşan, patlayan,fışkıran biçimlerdir; bilgisiz şekilde resme gelişi güzel ve âşıkane konan eğrive doğrular değil.

KAYNAKLAR

1. Adnan Turani, “Sanat Terimleri Sözlüğü”.
2. Adnan Turani, “Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü”.
3. Ana Britannica.
4. Büyük Sözlük, Arkın Kitapevi.
5. Büyük Larousse.
6. Doğan Hasol, “Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü”.
7. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi.
8. Metin Sözen, Uğur Tanyeli, “Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü.
9. Saadettin Çağlarca, Perspektif Resim Işık Gölge Çizimi.
10. Şeref Bigalı, “Resim Sanatı.