Küçüklüğümüzden beni Araplar için, ‘Türkleri arkadan vurdular!’ ifadesi kullanılır. Yani Kurtuluş Savaşı yıllarında, Osmanlı(Halifelik merkezi) Şerif Hüseyin ve adamları tarafından İngilizlerle birlikte yıkılmıştır. Özeti bu ve bizlerde bu nedenle Arapları kendimize kardeş olarak görmeyiz…

Ancak hemen ifadeye ediyim ki, mübarek topraklara gittiğimizde gördük ki, hiç de öyle değil. Arap ve İslam olan milletler Türkleri çok seviyor.

Bize karşı düşmanlık besleyenler, genelde Arap idarecileri ve onlardan zaten Sisi gibi, birilerinin getirdiği insanlar.

Maalesef durum bu ve ümmetin çocukları kendi yöneticilerini kendileri seçemiyor, seçse bile darbelerle indiriliyor!

Yalanım var mı?

İŞTE SİZE BİR ÖRNEK

Pazar sabahı şöyle bir gazetelere göz atayım istedim, Haber 7’in haberi aynen şöyle: “Arap Birliği, Suriye’nin kuzeyinde devam eden Barış Pınarı Harekatı ile ilgili olağanüstü toplandı. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt, Barış Pınarı Harekatı için ‘işgal’ tanımlamasında bulundu.

Peki kim bu Ebu Gayt, Sisi’nin adamı.

Haber şöyle devam ediyor.

Arap Birliği Genel Sekreterliği olan Mısırlı siyasetçi Ahmet Ebu Gayt, Türkiye’nin terör örgütü YPG/PKK’ya karşı gerçekleştirdiği operasyonla ilgili “Bir Arap devletinin toprağını işgal ve egemenliğine saldırı” ifadelerini kullanmış.(Bir defa utanmazlar, Türkiye orayı işgal etmeye gitmiyor, barış sağlayacak, Suriyelileri yeniden ana vatanlarına döndürecek…

Ya şu Türk dediğimiz Kıbrısın Cumhurbaşkanına ne demek gerek? La havle…) Neyse biz devam edelim.

Toplantıya başkanlık eden Irak Dışişleri Bakanı Muhammed el-Hekim, Türkiye’nin operasyonunu örgüt adına kınadı ve Suriye’nin Arap Birliği’nde askıya alınan üyeliğinin iade edilmesi yolunda bir çağrı yaptı.

Arap Birliği, Türkiye’nin terör örgütü YPG’ye karşı Suriye’de başlattığı harekâtın ardından Mısır’ın çağrısıyla acil olarak toplanmıştı.”

Şimdi Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Rahmetli Muhammed Mursi yaşasaydı ve Mısır’ın başında olsaydı, böyle bir karar çıkarmıydı. Kesinlikle hayır.

Demek ki, idareci seçmek ve aynı zamanda seçtiğin idarecinin yanında ve arkasında durmak çok önemli.

Şimdi Mursi’ye neden darbe yapıldığını daha iyi anlıyoruz değil mi? İsterseniz yeri gelmişken, Rahmetli’nin son sözlerini de sizinle paylaşayım: “Mısır’ın özgür halkına benden selam söyleyin. Onlara deyin ki, Mursi sonuna kadar direnecek. Dinimi dünyalığa satmayacağım.   Ülkemin güvenliği ve selameti için benimle mezara gidecek sırlarım var.(Vefatından önceki son sözlerinden)  

“Hiçbir zaman haksızlığa boyun eğmeyin. Hiçbir zaman alçalıp boyun eğmeyin. Vatanımızdan, hukukumuzdan, haklarımızın ve dinimizden en ufak taviz vermeyin.”  

Kur’an bizim baştacımız, Resul bizim liderimizdir.

Cihad bizim yolumuzdur.

Allah yolunda ŞEHİD olmak en büyük arzumuzdur.

Yaptığımız her amelin gayesi Allah içindir.  

Gövdemi hapsetseniz de kalbimle taşlayacağım sizi,bundan sonra eve dönüşüm olmasa da gidecek bir cennetim var. Beni belki zaferlerle gömecekler lakin sizi ahımın ordusu devirecek ! Allah yaşadıklarımı mazlum halkıma da zalimlere de unutturmasın!”

Şimdi böyle bir Arap ve Müslümanı olan insanı ben kardeş bilirim, dua ederim arkasından. Ancak, Sisi’nin adamlarını da elbette düşman bilirim.

Demek ki, Arapları birbirinden ayırmak gerek. Aslında bütün milletler için bu söylediğim geçerli.

Onun için, bütün Araplara kızmak terazinin aynı kefesine koymak doğru değil. Demek ki iyi kötüden, hak batıldan ayırmak gerekiyor.

Allah’a emanet olun, unutmayın ki, Müslümanlar kardeştir, gerisinin Allah….

Peki kalın sağlıcakla.