İnsanın ikinci defa okuduğu kitap sayısı pek azdır. Doğrusu son 5 yıl içinde benimde ikinci defa okuduğum kitap üçü geçmemiştir. Hanifi Avcı’nın bu bağlamda iki kitabını, bir de S.Covey’in 8. Alışkanlık isimli kitabı okumuştum. Şimdi de Halife Ömer B. Abdulaziz’in hayatına devam ediyorum…
Şu sıralarda da Maraş Kurtuluş Mücadelesi Komutanı Arslan Bey’in oğlu Mahmut Toğuz tarafından kaleme alınmış kitabına başladık, görünen o ki, bu kitabı da tekrar edeceğim!
Kitap Büyük Şehir Belediyesi tarafından basılmış, Genel Yayın Koordinatörü Cevdet Kabakcı hocamız, Ömer Yalçın Ova ise editörlüğünü yapmış.
Çok değil 60 sayfa, bir nefeste okuyabiliyorsunuz. Çünkü bize ait bir tarih ve birinci elden, hatıralardan yazılmış.
Daha önce Yusuf Özbaş, Yalçın Özalp ve birde ismini hatırlayamadığım Kayserili olduğunu unutmadığım bir coğrafya öğretmeninden okumuştum Maraş Kurtuluş Mücadelesini; ancak bu kitap onlardan çok daha farklı ve bir çok konuyu detaylandırmış yazarımız…
Arslan Bey biliyorsunuz, Maraş Milli Mücadelesinin öncülerinden hatta öncüsü, liderlerinden biri diyebiliriz. Kitabın benim için önemi şu: “ Diğer kitaplarda o Kayserili hocamızdan bahsediyorum, Maraş’ta 74 şehit verdiğimizi yazıyordu, oysa bu kitapta Maraşlının yüzlerce şehit verdiğini, bir çok evin yakıldığını, bu nedenle şehrin bir harabeye döndüğünü öğrenmekteyiz. Adeta yer yerinden oynamış, açlık, kıtlık, yokluk ve son anda gelen bir zafer….
Kitabın arka sayfasında Arslan Toğuzata diyor ki; “ Hiçbir taraftan maddi ve manevi yardım görmeyen Kahramanmar Maraş sihahını kendisi temin etmiş, teşkilatını kendisi kurmuş, harbin şevki idaresini kendisi planlamış, bağrında yetiştirdiği evladını şehit vermiş, kendi evini eli ile yakmış, malını, mülkünü, canını, feda ederek memleketini kurtarmıştır.
Aziz şehitlerin ruhunu incitmeyiniz, Maraş’ın müdafii onlardır, Kahraman Maraşlılardır. Bunu itiraf etmek bizim için bir borçtur. Tarih bunu böyle yazacaktır…”
Bu arada Serdar Yakar kardeşimizinde bu kitabın içeriğine göre daha zengin ve yorumlarıyla süslenmiş bir kitabı da yayınlanmış. Yol arkadaşım verdi, okuyacağım, fakat ilgimi çeken bir konu. Aslanbey’in milletvekilliğinden istifa edişi. Sebebi düşündürücü! “Çünkü kadın erkek eşitiği ile ilgili meclise getirilen bir yasaya karşı çıkış. Bu konu bu gün bile ülkenin gündeminde. Acaba diyorum!!!
ŞEHİT EVLİYA
Yine kitabı okurken, ismini ilk defa duyduğum bir çok Maraşlı yiğide rastladım. Şehit Evliya’yı duymuştum, hatta akrabalarına giderek onun bilinmeyen yönleri ile ilgili röportajlar yaptıştım. Bu kitapta bize tanıtılandan çok daha büyük bir kahraman olduğunu öğrenmiştim. Arslan Bey’den sonra ikinci lider desem yerinde olur diye düşünüyorum. Onun yiğitliği ve kahramanlığı sayesinde şehrin batı kısmında büyük bir zafer elde ediliyor. Yine Kılıç Ali Bey’in çetelerin dağıldığını ve zorluklar yaşandığına değinilmiş. Bazı ailelerin ise Aslan Bey’in yanında durmadığı da ifade ediliyor! (s. 35)
Kitapta Rıdvan Hoca’dan bahsedilmemiş!
Katırçı Gök Ökkeş diye bir kahramanı ilk defa duydum. Bir çok defa kurtuluş dergisi çıkartım ama ondan hiç bahseden olmamıştı.
Savaş esnasında Maraşlılara teslim olmamız gerektiğini söyleyen etkili ve yetkili insanlara karşı duran Gök Ökkeş; “ Teslim olanında, teslim ol diyenin de…” şeklinde büyük bir çıkış yapıyor.
Hani Abdal Halil Ağa, Sütçü İmam gibi kahramanlar simge isimler olmuş ya, Katırcı Ökkeş gibi bir çok kahramanı da simgeleştirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Evet, kitabı mutlaka okumak gerek. Çünkü, birzat savaşı yöneten insanın kaleminden olduğu gibi alınmış, kendi kendini kurtaran bir şehrin hikayesini yazmışlar.
Yazar, hatıraların kitaplaştırılmak üzere kendilerinden çok önceki yıllarda alındığını, bir daha gelmediğini, yakın zamanda orijinal yazma hatıraların bulunacağını ve kitaplaştırılacağını umduğunu söylüyor. Bekliyoruz.
Son bir not, Aslanbey’in birinci elden yazdığı gerçek Kurtuluş Savaşı notları, kitap yazacağız diye kendisinden alınmış, bir daha da getirilmemiş. O hatıratlar mutlaka bulunmalı. Bulunmalı ki, gerçek kahramanları bu milletin evlatları bilmeli. Aslanbey ismini bir parkta yaşatıyoruz ancak bu yeterli değil, enazından bir filmini çekmek gerek diye düşünüyorum. Peki kalın sağlıcakla..