Her kurumun, herkesin ve her bireyin üstün başarılar eldeetmesine olanak sağlayan bir çağda yaşıyoruz; fakat buraya ulaşanların eylemegeçenler olduğunu biliyoruz. Eyleme geçenler, muazzam başarı kazandılar vedünyayı değiştirdiler.

Dijital devrim geleceğe dönük bir hayal değil, yaşamı kökündendeğiştirecek bir dönüşüm. Tekerleği elektriği, buharlı makinaları, trenleribulma keşfi ve sebep olduğu değişim gibi bir dönüşümün eşiğinde hatta içerisindeyiz.

Kim ne derse desin ülkenin teknolojik ve ekonomikpotansiyeli dijital ekonomik potansiyeli dijital devrimin aktörlerinden birisiolmamız müsait. Siyaset, medya, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları vs.

Hızlı boyutlar, tarihinde hiç bu kadar olmadığı kadardönüşüme fırsat veriyor.

 Geçmişe dönemeyiz.Geçmişte olanları değiştiremeyiz. Fakat gelecek bize bazı olumlu şeyler vermesiiçin temsillerimizi kontrol edebiliriz. İkinci iletişim şeklimiz başkalarıyla iletişimimizdir.Dünyamızı değiştiren kişiler, usta bir iletişimcidir. Bunun içerisinde en büyükaktörün üniversiteler olduğunu burada belirtmek isterim.

+++

Biraz geçmişe göz atalım…

 

KSÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. Durmuş Deveci hocamız 3 yıl önceatandığında sekretaryasından saat: 14.00’a randevu alarak zamanında gittik beklemeyebaşladık. Bir türlü bize sıra gelmedi. Daha sonra sekreterine sorduk bize nezaman sıra gelecek diye?  Saat 13.00 dagelen ziyaretçiler hale beklediğini öğrendik. Baktık bize sıra gelmiyor çektik gittik.Daha sonra yine aynı bir başka randevudan da sonuç alamadık!

Hocamıza bir toplantıda bunu anlattığımda eften püften şeylersöyleyerek konuyu kapatmıştı!

İletişim kopukluğu yıllar öncesine dayanır. Rektörlükelbette kolay değil. Başarılı nasıl olur; Üniversite–Sanayi-İşbirliği, STK. İleolan işbirliği, siyasetçilerle olan işbirliği, halkla olan işbirliği ve desonunda ve esas olan toplumluları birbirleriyle kaynaştıran ve bilgisirkülasyonu sağlayan basınla daha çok ilgilenmeniz ve ilgi göstermenizgerekecektir.

Bu saydıklarımın birini eksik yaptığınız zaman siz başarılıdahi olsanız bunu anlatamazsınız.

Bir saatlik anlatımda; birçok çalışmaları hayatageçirmişsiniz… Bunu gördük ama bu yetmiyor işte deminde bahsettiğim gibi iletişiminyoksa bu yaptığınızı hiç kimseye anlatamazsınız. Belki de birkaç akademisyenin dışında.

 Basının eleştirmesikadar doğal bir şey yoktur… Basın elbette eleştirecektir. Doğruya doğru, eğriyeeğri. Basının görevidir de.

Eleştirmeyen basın görevini yapmış sayılmaz. Eleştiribaşarıyı getirir. Basının da görevi kamu adına denetleme görevi yapmaktır.

Eğer yanlış bir haber çıkmışsa, arayıp doğrusunu söylemek enbüyük hakkınızdır. Bir gün sonra da doğru haber çıkar. Bunun usulü budur.

Sayın hocam;  Esaskonuda demin yukarıda anlatmak istediğim kendi içine kapanmak ve dışetkenlerden kendini korumak adına dışarıyla yeteri kadar ilgilenmiyorolmanızdır.

Konuşmanızda bahsettiğiniz “Şeytanı taşlamaktan zaman buladım” demeniz de yeterli değildir. Elbetteeleştirileceksiniz ve sizinde bunu kabul etmeniz lazım tüm eleştirilenlerin tümünündoğru olmadığı bir haber düşünülemez. En doğrusunu siz biliyorsunuz. Doğrusunubir açıklama ile duyurursunuz.

Ama “Siz dağa küsmüşünüz dağın haber yok “atasözü birazabartılı oldu ama yazım işte.

Hocam bu yıllar içerisinde hangi gazetenin kapısını çaldınızda bilgi paylamışında bulundunuz?  

İletişim olmazsa ne sağlık ne huzur kalır… Aynen olduğugibi.