Kitab-ı Mübin olan Kur’an-ı Kerim ; dünyevi ve uhrevi (dünya ve ahirete gerekli) tüm bilgilerin menba’ı Kelamullahtır.Cenab-ı Hak Kitab-ı Keriminde ( yaş-kuru ne ararsan bu Mübin”apaçık bilgi kaynağı” olan kitapta mevcuttur) buyurmaktadır. Kim ne aramışta bu zaman kadar bulamadığı bir mevzu, bir konu olmuşmudur?.İnsana lazım olan ne varsa bu kerim olan kitapta mevcuttur.Adalet mi istiyorsun, hak-hukuk mu istiyorsun,insan haklarına saygı ve insanca yaşamak mı istiyorsun ( huz ma şi’te lima şi’te) gel ne istiyorsan Kur’an-ı Kerim de vardır istediğini ala bilirsin. Bu gün kullandığımız teknolojlerin ve bilgilerin çoğunun piri, üstad-ı Allah’ın Elçileridir. Onların Muallimi de her şeyin sahip ve yaratıcı olan yüce Allah tır. Öeneğin: İlk buğday-ı ekip biçen,çifcilerin piri Hz. Adem (as) dır. İlk demir-i kullanıp ondan çeşitli savaş malzemeleri yapan Davut (as) dır.Terzilerin üstad-ı İdris (as) dır. İlk saat-i kullanan, icad eden Yusuf (as) olmuştur. Daha bir çok teknolojinin ön bilgileri Kur’an da mevcuttur. Astronomi,Matematik,Televizyon, Uçak gibi bu gün en çok kullanılan tenolojik bilgilere Remzen ve işareten tüm bilgiler bu Mübin olan kitapta mevcuttur.Bu zamana kadar herkim ne aramışsa bu ilim deryasından nasibini almıştr. Tüm insanlığı davet ediyorum buyursunlar hangi bilgiyi arıyorlarsa( hatta kıyamete kadar olacak) bilgilerin hepsi Kur’an-ı Mucizül beyanda mevcuttur.Kur’an hiçbir beşeri kitaba benzemez. O öyle bir kitap tır ki: Bütün Alemlerin Rabbi itibariyle Allah’ın Kelamıdır.Bütün mevcudat’ın İlahı ünvanı ile Allah’ın Fermanıdır. Semavat ve arzın Halık-ı namına bir hitaptır.Kur’an; İnsanlığa bir kitab-ı şeriat, bir kitab-ı dua,bir kitab-ı hikmet,bir kitab-ı ubudiyet, bir kitab-ı davet,hem bir zikir ve fikir kitab-ı dır. Gelmiş geçmiş bütün kitapları tazammun, içine alan bir Kitab-ı Mukaddestir. Gayesi seadet-i Ebediye. Hedefi ve yolu seadet-i dareyn( iki dünya ) mutlulğu dur.Alem-i şehadette ( şu dünyada) alem-i gaybın lisanıdır. Bu konu da Kur’an da”Kur’a nun ara biyyün Mübin” yani kur’an apaçık bir Arapçadır” yani Kur’an Arapça lisanı ile nazil olmuştur.Allah Rasulü bir hadis’in de şöyle buyurur.” Arapçay-ı sevin; Kur’an Arapça olduğu için, ben Arap olduğum için, ahirette konuşulacak lisan, konuşma dili Arapça olacağı için” diye ifade edilmektedir.Kur’a na muhabbet Allah’a muhabbettir.Peygambere muhabbet Allah’a muhbbettir.Netice olarak her konu da ileri ,daima ileri gitmek istiyorsak bilgi kaynağımız Allah’ın kitabıdır. O bir hutbe-i ezelidir. Elçileri ile insanlari cennete davet ediyor.Bu konuda Bediüzzaman şöyle bir tarif yapı yor: “ Aklın nuru Fünun-u Medeniyedir. Kalbin Ziyası Ulum-u Diniyedir. İkisinin imtizacı ile hakikat tecelli eder. İftirak ettikleri vakit, Birinde hile ve şüphe , ötekinde taassup meydana gelir.”Demek oluyor ki hem dini ilimlere önem verilecek, hem de fen ilimlerine . Ancak ikisi birleşirse hakikat ortaya çıkar. Ayrı olursa; Fende şüpheciler ortaya çıkar.Dinde de taasupcular ortaya çıkar.Bir kanadı olmayan kuş uçamaz.İki kanat lazım.Biri Din ,biri de Fen kanadı.Haydin inşallah hep birlikte uçmaya. Rabbül Alemine emanet olun.